Mavi Marmara’yı unutturmayın!

Geçenlerde, muhteşem şehir İstanbul bütün dünyanın dikkatini bir kez daha celbetti. Nitekim Mavi Marmara gemisi, Gazze’li insanlara gıda ve ilâç yardımı yapmak için çıktığı o büyük insanî yardım seferinden dönmekteydi. Bu gemi hatırlayacağınız üzere Gazze’deki ablukayı kırmak amacıyla yola koyulan uluslar arası bir filodaki bir gemiydi ve bu konvoy İsrail güçleri tarafından saldırıya uğramıştı.

Mavi Marmara’ya yapılan çıkarma sonucunda sekiz Türk ve bir Türk-Amerikan genci şehit olmuştu.
Üzerinde siyonistler tarafından katledilen 9 Türkiye’li aktivistin posterlerinin bulunduğu gemi, Filistin ve Türk bayrakları sallayarak ve Allahu Ekber nidalarıyla karşılandı.
Türkiye’nin Filistin konusundaki pozisyonu diğer milletlere nazaran gayet açık ve nettir. Başbakan Erdoğan şöyle demişti: “Allah er ya da geç masumların canına kıyanlara cezalarını verecektir.”
Ayrıca dedi ki: “İsrail, bombalar altında ölen savunmasız kadın ve çocuklar sebebiyle lânetlenecektir. İsrail, anaların gözyaşları sebebiyle lânetlenecektir”…
Çok ilginçtir, nasıl oluyorda tarihlerinde Nazi zulmü gibi bir zulme maruz kalmış bir halk, Filistinlilere bu acı ve ıztırapları yaşatmaya devam edebilir?
İsrail hâlâ papağan gibi güvenlik ve özgürlük martavalları okuyarak çılgınlıklarını haklı çıkarmaya ve bütün dünyayı ve Amerika Birleşik Devletleri’ni yok saymaktadır. Peki ya masum Filistin halkı için özgürlük nerededir?
Silâhsız, savunmasız ve kefenlenmiş kız ve erkek cesetleri arasında bir İsrail saldırısı sırasında annesini, babasını, karısını ve bütün çocuklarını kaybetmiş olan Müslümanın yürek dağlayan feryadı için çözüm nedir?
Hedef alınan BM okulu ve ambulansların, evlerini kaybetmiş olan ve buralara sığınan sivillerle dolu olduğunu bilmiyorlar mıydı? Vurulan araçların ambulans olduğu ortadayken ve BM’ye göre, İsrail tarafı vurulan okulun koordinatları hakkında bilgilendirilmişken, bu saldırıların gerçek birer savaş suçu olduğu aşikârdır…
Her ne kadar İsrail çarpıtma ve inkâr etme kampanyasıyla kendini kurtarmaya çalışsa da, aslında İskoç yazar Sir Walter Scott’un bir zamanlar veciz bir şekilde ifade ettiği bir duruma kendini düşürüyor: “Aldatmaya çalıştığımız ilk anda, ah öyle karmaşık bir ağ ördük ki!”…
İşte Mavi Marmara’ya karşı yapılan saldırı da, siyonist liderlerin Filistin halkına yapılan zulümlerin ardındaki gerçekleri dünyanın geri kalanından saklamak amacıyla ördükleri yalan ağlarının son halkasıdır.
Ancak Mavi Marmara’daki kahramanların ve diğerlerinin fedakârlıklarıyla, silâh duvarlarının ardındaki gerçekleri ve İsrail güçlerinin Filistin insanına yaptıklarını görme fırsatı yakalayabiliyoruz.
Öte yandan Orta Doğu konusunda Batılı ülkelerin sağır sessizliği uluslar arası güvenlik sisteminin hakkaniyeti hakkında büyük soru işaretlerine sebep oluyor.
Neticede İsrail’in çirkin maskesi kalktı ve altındaki Filistinlilerin evlerini yıkan ve daha çok toprak için kan içen radikallerin gerçek suratları ortaya çıktı.
Mavi Marmara’yı unutturmayın!

ROBERT MIRANDA (Davud Ali Selam)

TERCÜME: UMUT YAVUZ

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*