İsrail zulmüne dur diyecek yok mu?

Birinci dünya savaşının hemen ardından Filistin topraklarındaki Yahudilerin oranı yüzde 7 iken, bugün yüzde 85’lere dayandı. Kısa sürede nüfus artışına geçilerek İsrail devletini kurma ideali öncelikli planları idi.

Bunun için 1948-51 yılları arasında Filistin’e Yahudi göçleri yoğun bir şekilde devam etmiş, göçle gelen Yahudiler, özellikle Doğu Kudus ve Batı Şeria’da yeni yerleşim yerleri kuruldu, Yahudiler buralara yerleştirildi. Bugün dünyadaki Yahudilerin % 42’si İsrail’de yaşamaktadır.

İsrail devletinin kuruluşuna zemin hazırlamak için bünyelerinde terör örgütleri kurarak Filistin halkını taciz etmeye başladılar. En nihayet 28 Mart 1949 tarihinde İsrail bağımsızlığını ilan etti.

Bağımsızlığını ilan eden İsrail halkı gün gittikçe Filistin halkına zulmetmeye başladı 2000 – 2005 yılları arasında 4 bin 412 Filistinli hayatını kaybetti, 48 bin 322 Filistinli yaralandı, binlerce ailelerin evleri yıkıldı.

İsrail devleti, Filistin halkına yaptığı zulüm ve işkencelerin haddi hesabı yok. 7 Ekim 2023 günü Hamas’ın saldırısını bahane eden, gece-gündüz demeden, çocuk- yaşlı demeden, hastane-okul-cami- kilise demeden en ağır silahlarla mazlum halkın üzerine füzeler atmaya devam ediyor.

1947 yılında Almanlar, Yahudileri Almanya’dan kovarken gemi ile Filistin’e sığınma talebinde bulunurlar, Alman’lar “ailelerimizi, evlerimizi ve umutlarımızı yok etti, siz de umutlarımızı yok etmeyin” demişler. Yahudilerin umudunu yok etmeyen Filistin halkı, kaderin cilvesi bugün Filistin halkının umudunu yok eden ise Yahudilerdir.

İsrail’in zulmü arş-ı âlâya çıkmış, dolayısıyla sonu gelmiştir. Yıllardan beri bu zulmün devam etmesinin bir hikmeti, İsrail ne kadar batıl ve zalim de olsa, bulunduğu bölgede bir samimiyet damarları var. Allah batıl da olsa samimiyeti mükafatsız bırakmaz.

Bugünkü İsrail devletinin galip gelmesi ve bir parça dünya siyasetini elinde bulundurmasının sebebi, batıl dinlerine ve geçmiş peygamberlere milliyet damarı ile samimi sarılmalarındandır. Tabi onların muvaffakiyetinde Müslümanların samimiyetsizliği de önemli bir faktördür.

Ne zaman Filistin ve İslam âlemi İslâm ve Kur’ân’a sarılıp hak namına ve hakkı arkasına alarak İsrail’e karşı durursa, o zaman İsrail mağlup olur.

Demek tam manası ile İslâm âlemi yekvücut olsa ve Kur’ân’a sımsıkı sarılsa, değil İsrail, dünya karşısında duramaz. Öyle ise çözüm, İslâm ve Kur’ân’a sarılmaktadır. Vessellâm

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*