Nevşehir’de Gençlik Rehberi okumaları

Tarih 10 Haziran… Okullar kapanmış, 9 aylık uzun bir okul döneminin ardından… Sınav stresleri bitmiş, havalar sıcak, herkeste bir tembellik, bir rehavet havası… Ve evlerimizde bizi gaflete çağıran, 3 aylık tatili boş ve anlamsız geçirtecek teknolojik cihazlar… İşte öğrencileri bekleyen böyle bir 3 aylık yaz tatili…

Durun bir saniye! Hemen öyle ümitsizliğe kapılmayın. Bütün bunlar sadece zamanın kıymetinin farkında olmayanlar için. Bizim için değil. Çünkü biz bir şey biliyoruz: “Ömür sermâyesi pek azdır. Lüzumlu işler pek çoktur.” 1 Hem ayrıca tatil demek boş durmak değil ki. Çünkü zaten bizim boş vaktimiz yok… Peki, ne mi yapıyoruz biz?

18 tane ortaokullu kardeşimizle okulların kapanmasını fırsat bilip, fazla vakit kaybetmeden mânen rahatlamak ve tatilimizi istifadeli bir hâle dönüştürmek için 9 Haziran’da Nevşehir’e doğru Okuma Programı için yola çıktık. Ve 10 Haziran sabahı açıyoruz Gençlik Rehberleri’ni, başlıyoruz okumaya.

Nevşehir, Peri Bacaları olan Kapadokya’sı ile meşhur turistik bir şehir. Bilindiği üzere, sebepler dairesinde Peri Bacalarının oluşum süreci milyonlarca yıl öncesine uzanıyor. Kapadokya bölgesindeki Erciyes, Hasan Dağı ve Göllüdağ eski çağlarda aktif birer volkan iken bu yanardağlardan püsküren lavların birikmesi ve zamanla rüzgâr, akarsu ve sel sularının aşındırması ile günümüzdeki hâlini alıyor.

Tabiî ki bütün bunlar sadece sebepler dairesi. Evet, Peri Bacaları Cenâb-ı Hakk’ın bizlere temâşâ için sunduğu eşsiz bir tablo adeta. Bu harika san’at eserleri “Sâni-i Zülcelâl’in kusursuz kemâlâtını, hârika san’atlarının teşhiriyle gösteriyorlar, beyân ediyorlar, enzâr-ı dikkati celb ediyorlar.” 2
İşte bizlere de, Cenâb-ı Hakk’ın verdiği göz nimetini, Risale-i Nur’da denildiği gibi, bu eşsiz tabloyu temâşâ eden, kâinatta sergilediği san’atları seyreden ve mütalâa eden, yüksek bir âlet yapıp, şerefli bir makama çıkarmak düşüyor.

İşte Nevşehir’de bütün bunları göz önünde bulundurarak 9 gün boyunca hem kâinatı, hem de Nurları okuduk da okuduk. Şahsî okumalarımızı programın adından da anlaşılacağı üzere Gençlik Rehberi’nden sırayla ve sesli okumak üzere yaptık. Müzakereli derslerimizi ağırlıklı olarak yine Gençlik Rehberi’nden takip ettik. Tâ ki program sonunda kitabı bitirdiğimizde dem ve damarlarımıza iyice yerleşsin ve ayrıca Risale-i Nur’un sıradan bir kitap gibi bir kere okunup bırakılmayacağını, tekrar tekrar okunması gerektiğini anlayalım. Rabbim Nurlardan istifademizi arttırsın ve bu eserleri elimizden hiç düşürmesin… Âmin.

Biz bu düşüncelerle 9 gün sonunda Gençlik Rehberi’ni ve programı bitirip Ankara’ya dönüyoruz. Bu arada Nevşehir programı bitmiş olabilir, ama biz bu üç ayı programdan aldığımız şevkle dolu dolu geçireceğiz inşaallah. Zaten Temmuz’da da Emek’te bir aylık Kur’ân Kursu ile devam ediyoruz. Nurları tatilde ve bütün hayatımızda okuyacağız. Ayrıca gittiğimiz her yerde de, Kapadokya’da olduğu gibi kâinata Sâni-i Zülcelâl’in bir san’at eseri gözüyle bakacağız.

İşte biz Risale-i Nur okuyan talebeler hayata böyle bakıyoruz. Tatillerimizi böyle değerlendiriyoruz. Bizim hiç boş vaktimiz yok. Peki sizler ne yapıyorsunuz tatillerinizde?

(Nevşehir’de bize harika yemekler yapan, bizi gezdiren Orhan Ağabeye, bize her konuda yardımcı olan Ramazan Ağabeye ve bütün ağabeylerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Allah razı olsun…)

Dipnotlar:
1- Asa-yı Musa.
2- Sözler.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*