Bu kişilere fazla muhatap almadan birkaç misâl ve hatıratla ışık tutmak ve akılları hüşyar olanlara hitap etmek istiyorum. Birincisi; kendileriyle bire bir görüştüğüm ve derslerinde bulunduğum; Hz. Bediüzzaman’ın Van’da, Isparta’da ve Emirdağ’ındaki sabah derslerine iştirak eden ve bir kısmı hayatta olan, bir kısmı ise dar-ı bekaya irtihal eden, mümtaz ve muhterem talebelerinden kardeşi büyük âlim Abdülmecid Nursî (Ünlükul), Molla Hamid Ekinci, babam Şeref Uslu, Kâmil Acar, Ali İhsan Tola, Zübeyir Gündüzalp, Ahmed Feyzi Kul, Tahiri Mutlu, Dr. Sadullah Nutku, Mustafa Sungur, Said Özdemir, Halıcı Sabri, Rifat Filizer, Av. Bekir Berk, Mustafa Türkmenoğlu, Bayram Yüksel ve emsâli zatların, özet ifadelerinden müthiş bir hatıra:
“Hz. Üstad Bediüzzaman, sıra ile bizlere Risale-i Nur okuturdu, kendileri izah ederdi ve ‘Ben de sizlerin ders arkadaşınızım, ben de Nur talebesiyim’ derdi. Bir gün sabah namazında, biz 26. Söz’ü (Kader Risalesi) —ki en muğlak (anlaşılması zor) bir risaledir—okurken kendisi izahlar yaptı ve bu izahlarına da diğer risâlelerden de atıflar yaptı. Fakat dikkatimizi çeken, bu kendi tevil ve izahlarını hem Risale-i Nur’a, hem de okuduğumuz Kader Risalesi’ne yazdırtmadı ve geçirtmedi. Bizler de tekrar inandık ki bu eserler ‘sünuhat-ı İlâhî, tuluât-ı kalbiye ve ilham-ı Rabbanîdir.’ Onlara karışmadı, karıştırmadı ve sadeleştirmeye gitmedi…”
Üstadın kardeşi, büyük âlim ve bir çok cihetle büyüğümüz ve hocamız olan Abdülmecid Nursî’nin hayatını kaleme alırken, kendilerinin Konya İmam Hatip okulunda öğretmen arkadaşı merhum Yaşar Gökçek Hocaya müracaat etmiştim. Bana el yazısı ile yazdığı mektubunda bununla ilgili bir kayıt düşmüştü: Abdülmecid Efendi’den, öğretmenliği döneminde Konya İmam–Hatip ve Yüksek İslam Enstitüsü öğrenci ve öğretmenleri Risâlelerin sadeleştirilmesini istemişler. Onlara cevaben demişti ki: “Bugünkü ifade, Hz. Üstadın imzası gibidir. Asla değiştirilemez ve sadeleştirilemez. Hem Risale-i Nur’un düşmanlarına fırsat verilmiş olur, hem de Hz. Üstadın ifadesindeki ilmî lezzet kaybolur.”
1967 senesinde Abdülmecid Nursî efendinin vefatı münasebetiyle Konya’ya gelen ve bir müddet kalan, merhum Zübeyir Gündüzalp, merhum Halıcı Sabri Efendinin mağazasındaki sohbetimizde Risale-i Nur’un neşri üzerine Hz. Üstaddan şu hatırayı nakletti: “O tarihlerde Türkiye’de neşriyatla ilgili birçok gelişmeler oldu. Hz. Üstada kendim sordum: Üstadım bu kadar tazyikat ve takibatlar var ve ‘Mademki Risale-i Nur hizmet ediyor, Bediüzzaman Said Nursî ve Risale-i Nur Külliyatı demeden neşretsek olmaz mı?’ diyorlar ve yapmaya kalkışanlar da var. Cevaben dedi ki: “Risale-i Nur ve Bediüzzaman Said Nursî demezseniz hizmet olmaz, bu isimlerin önemi vardır. Başka isimlerle neşrolunmaz ve Risale-i Nur değiştirilemez. Çünkü mevhibe-i Rabbani, sünuhat-ı İlâhi ve ilham-ı kalbîdir.”
Bu ifadelerin tarifi de yine Risale-i Nur’da vardır.
Daha sonra yaptığım araştırmamda, bu tespitlere ve ikazlara uymayanlar akıl hastanesine kaldırılmıştır. Arif olanlar yaşanan bu müşahhas hatıratı anlarlar, anlamayanlar da kısa zamanda tokat yerler ve yemişlerdir. Malın marka ve sahibi kim? Tekrar bu hususta mülâki olmak üzere…
Benzer konuda makaleler:
- 47 yıl öncesinde Abdülmecid Ünlükul (Nursî)
- Abdülmecid (Nursî) Ünlükul ve Risâle-i Nur
- Sadeleştirme yanlışına tutarsız savunmalar
- Abdülmecid Nursî (Ünlükul)
- Hüsmen Hüseyin Duran ve Bediüzzaman
- Yüzlerce talebe yetiştiren bir âlim: Abdülmecid Nursî
- Beklenen kitap çıktı
- Risale-i Nurlar’ın Dili ve Sadeleştirme
- Bediüzzaman’ın kardeşi Abdülmecid Nursî (Ünlükul)
- Sungur Ağabey diyor ki…
1951 Van-Gürpınar doğumlu. Son 40 yılda çeşitli kültürel faaliyetler içinde ve basın kuruluşlarında görev yapmış, Türkiye’nin bütün bölgelerinde yüzleri aşkın konferans ve seminerler vermiştir. Müjde Peygamberi “ASM”, Bediüzzaman’ın Kardeşi Abdülmecid Nursi “Ünlükul”, Bediüzzamandan Çağımıza Müjdeler, Şifa Yaprakları, Risale-i Nurda 40 Hadis-i Şerif ve Alem Çarşısı kitaplarının yazarıdır. Halil Uslu, 21 Temmuz 2015’de Konya’da vefat etmiş ve 23 Temmuz 2015 günü Konya’daki Üçler Mezarlığına defnedilmiştir. Ruhuna El-Fatiha.
İlk yorum yapan olun