Abdülmalik Atom, Süleymaniye Yeni Asya Vakfı Konferans Salonunda DED’in (Demokrat Eğitimciler Derneği) düzenlediği “Risale-i Nurun Meslek ve Meşrebi” konulu seminerde Risale-i Nurun meşrebine uygun davranılmasının önemine değindi.
Seminerde Atom, “Risale-i Nur’un Meslek ve Meşrebinin” Kur’ân ve iman hizmetindeki önemine dikkat çekti. “Mesleğin takip edilen yol, geniş cadde; meşrebin de yolda takip edilecek metot ve usûl, yani yürüyüş tarzı olduğuna dikkati çeken Atom, “Risale-i Nur hizmetinin meslek ve meşrebinin kendisine has bir tarz ve metodunun olduğunu belirterek özetle şunları ifade etti:
“Her mesleğin kendine has takip ettiği bir metodu ve usûlü vardır. Aynı şekilde ‘Cadde-i Kübra-yı Kur’ânîye’de giden Risale-i Nur mesleğinin de kendisine has, Bediüzzaman’ın Kur’ân’dan çıkararak ortaya koyduğu bir hizmet metodu, takip ettiği bir hizmet usûlü vardır ki buna ‘Risale-i Nurun Meşrebi’ denir. Yani, meşreb, iman ve Kur’ân’a hizmet şekli, hizmet tarzı, hizmet usûlü ve metodu demektir.”
Hizmette takip edilecek yol bellidir
Bediüzzaman, bu metod doğrudan Kur’ân’dan alınarak ‘Lâhikalar”da ortaya konulmuş ve ‘Nur Talebeleri’nin takip edecekleri hizmet tarzının gösterildiğini söyleyen Atom, “Bu zamanda İman ve Kur’ân’a zarar vermeden hizmet etmek, ancak bu ölçülere uyarak mümkündür. Biz burada şahısların meslek ve meşrebinden söz etmiyoruz. Cemaatlerin ve şahısların kendilerine özgü meslek ve meşrepleri olabilir. Hizmet edenlerin de kendilerine özgü kabiliyetleri ve mesleklerine göre metotları olabilir. Biz bunları kast etmiyoruz. Risale-i Nur’un kendisine has, Bediüzzaman’ın ortaya koyduğu ve Risale-i Nurlarda bize gösterdiği meslek ve meşrepten bahsediyoruz” diye konuştu.
Şahs-ı manevî içinde kaybolunmalı
Atom, “Bediüzzaman’ın her onbeş günde okumamızı istediği ‘İhlâs’ ve Uhuvvet Risalelerinde açıkça ortaya koymuştur. Bunların en önemlisi ihlâs havuzunda erimek”şeklinde ifade etmiştir. Bu ise meşveret ile ortaya çıkan ‘şahs-ı manevî’ içinde kaybolmak demektir. İhlâs ve Uhuvvet Risaleleri hizmette ‘üssü’-l esas’tır. Yani hizmetin olmazsa olmazı mesabesindedir. Bu iki Risalede ortaya konan esaslar birbiriyle ‘müttehid’ değil, mümtezicdir. Yani biri birisiz olmaz. İkizler gibi değil, yapışık ikizler gibidirler. Birbirinden ayırdığınız zaman ikisin de hayatı devam etmez ve ölürler. İman hakikatleri nasıl ki birbirinden ayrılmayan altı esastan meydana gelen bir hakikattir. Birini kabul etmemek imandan mahrumiyete sebeptir; aynı şekilde Risale-i Nurun meşrebi ve hizmet tarzı olan İhlâs, Uhuvvet Risaleleri ile “Lâhikalar” da ortaya konan hizmet metodları ile siyasî ve içtimaî ölçü ve prensipler birbiri ile mümtezicdir. Bu prensiplerden ayrılanlar Risale-i Nurun mesleğinden ayrıldığı gibi meşrebinden de ayrılmış olurlar” şeklinde konuştu.
Benzer konuda makaleler:
- Risâle-i Nur´da meslek, meşrep
- Bediüzzaman Hazretleri’nin hıllet meşrebi
- Niçin her asra bir müceddid?
- Çağın iman hizmeti metodu
- Risale-i Nur’un meşrebi
- Risale-i Nur ihtiyaçlara kâfi gelir
- Nur Talebeliğine dair…
- Vahdetü´l-Vücud ve Vahdetü´ş-Şuhud meslekleri
- Nur mesleğinin iki mühim eseri
- Risâle-i Nur’un mesleği ve meşrebi
“Asrın müellifi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin telif ettiği Risale-i Nur’ların medyadaki katıksız dili olmaya özen gösteren Yeni Asya, sağduyulu çizgisinden ödün vermeden ‘doğrunun yanında haklının sesi’ olarak milletimizin gönlünde taht kurmuş bir misyon gazetesidir.”
İlk yorum yapan olun