MÜHİM BİR SUÂL
Diyorsunuz ki: “Muhabbet ihtiyârî değil. Hem, ihtiyac-ı fıtrîye binaen, leziz taamları ve meyveleri severim, peder ve valide ve evlâtlarımı severim, refika-i hayatımı severim, dost ve ahbablarımı severim, enbiya ve evliyayı severim, hayatımı, gençliğimi severim, baharı ve güzel şeyleri ve dünyayı severim. Nasıl bunları sevmeyeceğim? Nasıl bütün bu muhabbetleri Cenâb-ı Hakk’ın zat ve sıfât ve esmasına verebilirim? Bu ne demektir?”
Elcevap: Dört Nükteyi dinle.
Birinci Nükte: Muhabbet, çendan, ihtiyârî değil. Fakat ihtiyâr ile muhabbetin yüzü, bir mahbubdan diğer bir mahbuba dönebilir. Meselâ, bir mahbubun çirkinliğini göstermekle veyahut asıl lâyık-ı muhabbet olan diğer bir mahbuba perde veya âyine olduğunu göstermekle, muhabbetin yüzü mecazî mahbubdan hakikî mahbuba çevrilebilir.
İkinci Nükte: Tadad ettiğin sevdiklerini, sevme demiyoruz. Belki, onları Cenâb-ı Hakk’ın hesabına ve O’nun muhabbeti namına sev deriz.
Meselâ, leziz taamları, güzel meyveleri, Cenâb-ı Hakk’ın ihsanı ve o Rahman-ı Rahîm’in in’amı cihetinde sevmek, Rahman ve Mün’im isimlerini sevmektir. Hem manevî bir şükürdür. Şu muhabbet, yalnız nefis hesabına olmadığını ve Rahman namına olduğunu gösteren, meşrû dairesinde kanaatkârâne kazanmak ve mütefekkirâne, müteşekkirâne yemektir.
Hem, peder ve valideyi şefkat ile teçhiz eden ve seni onların merhametli elleriyle terbiye ettiren hikmet ve rahmet hesabına onlara hürmet ve muhabbet, Cenâb-ı Hakk’ın muhabbetine aittir. O muhabbet ve hürmet, şefkat, Allah için olduğuna alâmeti şudur ki: Onlar ihtiyar oldukları ve sana hiçbir faydaları kalmadığı ve seni zahmet ve meşakkate attıkları zaman daha ziyade muhabbet ve merhamet ve şefkat etmektir. “Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın ‘Öf’ bile deme.” (İsra Sûresi: 23.) ayeti, beş mertebe hürmet ve şefkate, evlâdı dâvet etmesi, Kur’ân’ın nazarında valideynin hukukları ne kadar ehemmiyetli ve ukukları ne derece çirkin olduğunu gösterir.
Sözler, Otuz İkinci Söz, s. 717
Benzer konuda makaleler:
- Sevdiklerini, Allah namına sev
- Sevgi de Allah namına olmalı
- Sevgi de Allah namına olmalı
- Sevgi, Allah namına olmalı
- Sevme demiyoruz, Allah namına sev!
- Manevî bir şükür: Cenab-ı Hak hesabına sevmek
- Baba ne kadar haksız da olsa…
- Hayata iman gözlükleriyle, Vedûd penceresinden bakmak
- Evlâdın hakkı yoktur ki, babasına hak dâvâ etsin
- Muhabbet, kainatın bir sebeb-i vücududur
Kur’an’ı çağa tefsir ederek, “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, bu dünyadaki vazifem nedir?” sorularına cevaplar sunan, “iman-ı tahkiki”, “ahlâk” ve “istikamet” rehberi Risale-i Nur Külliyatı’nın müellifi.
İlk yorum yapan olun