Siyaset günümüzde, nükte ve zerafetten hayli uzak.
Halbuki mizah, sessiz bir silahtır. Hatta siyasetin mihenk taşıdır.
Yani mizah; insanı gülmeye ve düşündürmeye sevk eden bir unsurdur.
Kuşku yok ki, mizah hayal ve hislerin ötesinde bir “zekâ” ürünüdür.
Bir mizah adamı hayal gücünden, olan bitenlerden, tarihten ve çeşitli bilgi karışımından faydalanır ve mizahı bu duyguyla harmanlar.Diyebiliriz ki, mizah aynı zamanda sosyal bir ihtiyaç… Öfke ve sıkıntıların dağıtılmasında “emniyet subabı” gibi bir işlev görür.
Bu söylediklerimiz herkese… Yani mizaha tahammül gösteremeyen siyasetçiler için de geçerli.
Halbuki mizah, siyasetçilerin vazgeçilmez enstrümanı… Her türlü karikatüre tahammül edilir, hatta bir kısmı bir dönem bizzat çizerinden karikatürünü ister ve evinin duvarına asardı.
Karikatüre veya mizaha konu olmamış siyasetçi yoktu… Siyasinin özel hayatı ihlal edilmedikçe, mizah önemli bir uyarı vazifesi görür.
Ama şimdi nerede o hoşgörü, nerede o seviye?
Siyaset aslında “mümkün olanı yapabilme sanatı” olarak da ifade edilir. Bu sanatı uygularken her siyasetçinin kendine has bir tarzı olabileceği fikri elbette doğrudur.
Kimi siyasetçinin üslubu serttir. Bu tarzı tercih edebilir. İçte bu belki “puan” olarak kendisine dönebilir. Ama belki de kırk yılın birikmiş tecrübelerini hak ile yeksan edebilir.
Siyasetteki mizahsız üslup serttir. Sert bir üslubun ise toplum tarafından uzun vadede bir yaptırımı yoktur. Ters dönebilir.
Ya güven? Uzun vadede güven sarsıntısı da meydana getirebilir. Sert üslup aynı zamanda “değişkenliği” de beraberinde taşır. Dün ak dediğine, bu gün kara diyebilir.
Ne diyorduk?
Ülkemizde son dönem siyasette “mizah anlayışı” olmaması büyük bir eksiklik… Bu yüzden sürekli gerginlik ve tansiyonu yüksek açıklamalar, insanları geriyor.
Belki bu yüzden insanlar, bu bağlamda eski liderleri arıyor.
Siyasette mizah deyince ilk akla gelen isim Osman Bölükbaşı’dır. Ardından 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel… Onun ardından da Prof. Dr. Necmettin Erbakan gibi liderler, hâlâ kamuoyunda mizaha dayalı siyasi ifadelerle anılmaktadır.
Kendi gölgesiyle kavga halinde olan siyasetçilere karşı insanlar bir zaman sonra antipati duyabilir. Halkın tümünü kucaklayan, yol gösterici olan ve kendisi ile bile mizah yapabilen ironi sahibi bilge siyasetçi hepimizin özlemi.
Siyasette kalıcı olabilmenin tek yolu şiddete dayanmayan sesli, görüntülü ve fiili eylemler ve iyi düşünülmüş “mizahi yaklaşımlar” olacağı çok açık bir gerçektir.
Benzer konuda makaleler:
- Meclis terbiyesi
- Vehip Sinan’ı anarken
- İşitme engelli ressam Üstad’ı çizdi
- İslâm karşıtı Wilders tazminata mahkûm oldu
- Danimarka özür diledi
- Türkiye, siyasî iflâsın eşiğinde
- Gerginliğe karşı panzehir: Mizah
- Karikatür krizi İslâma ilgiyi arttırdı
- Nefret söylemine son
- Değerlerimizin Değerini Bilmek
İlk yorum yapan olun