Meclis terbiyesi

alt

Meclis konuşmaları TBMM’den izliyorum… BDP’li Sırrı Sakık’ın o talihsiz konuşmasını da… Ne yazık ki, tüm Türkiye bu konuşmaya şahit oldu.

Ayıptır.

Fikrini beğenmediğin bir siyasetçiyi dilediğin gibi eleştirme hakkına sahipsiniz.

Ama bu, size bir annenin evladı üzerinden siyaset yapma hakkı asla vermez.

En başta vicdanlar!

Siyaset eleştirme sanatıdır. Ne olursa olsun, belden aşağı vurmak veya hırpalamak değil.

Avni Özgürel’in ev sahipliğini yaptığı Düşünce Platformu’nda konuk, gazetemiz yayın müdürü Kazım Güleçyüz’dü (Mehtap TV).

Söz, CHP’li Kamer Genç’in kullandığı dilin şahsında siyasetin bu günkü kullandığı dile geldi.

Yerel seçimler yaklaştıkça umarım, bu üslup kararmaz.

Zira, dil ne kadar sertleşirse, can o kadar yanıyor. Hele seviye yerlerde sürünüyor. İnsanlar birbirinin yüzüne bakamayacağı sözler sarf etmemeli.

Siyasette bu kural tersine işlememeli.

Halk siyasetçinin birbirine sataşmasına karşı çıkmaz. Geçmişte, meydanlar siyasetçilerin  nüktelerine gülümserdi. Fıkralar havada uçuşur, tatlı tatlı eleştiriler getirilirdi.

Böyle siyasî nezakete karşı çıkan olmaz. Nüktelere de…

Rakip partiler birbirine “ince ince” dokundurabilir. Medenî bir rekabet olabilir. Nezaket sınırları aşılmamalı, nükteler havada uçuşmalı…

Bazen bakıyoruz nefret tohumları ekiliyor.

Zihinler kamplara bölünüyor.

1980 öncesi, “Katillerin başı, iktidarın başıdır” deniyordu.

1990’lı yıllar, “Siyasî dolandırıcı”, “Haydi oradan şerefsiz onbaşı.”

Ve 2000’li yıllar, “Aşağılık adam.”

2011’de… “Çakallar, Bozkurtlar.”

Şeref, namus, haysiyet gibi kavramlar meydanlarda sakız olabilecek nesne midir sahi?

Kelime dağarcığınız mı bu kadar mı sığ?

Düellonun bile bir haysiyeti var.
*
Üslup kırılgan olunca, insanlar birbirini kırıyor. Yapmayın, etmeyin.

Sevindirici olan, her partinin bir projesinin olması… Ancak bu projeler meydanlarda hakaret ederek anlatılmamalı. Televizyon ekranlarında anlatılmalı.

Ekranda milyonlarca kişinin evine girmek pekalâ mümkün.
*
Üslup önemli. Kırıcı, tahrik edici ve spor medyası manşetlerini aratmayan benzetmelerden uzak kalınmalı bence. Herkes istediği lafı söyleme hakkına sahip değil…
Yarın aynı Meclis’te oturup yüz yüze bakacaksınız. Kim bilir, belki koalisyon bile olabilir.

Demokrasi bu, her şey mümkün.

Meydanlarda “hamaset”e evet… Ama “hakaret”e hayır!

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*