Sizce hangi Çiçek önemli?

Image
Halkımız ekranlara kilitlenince Türkiyemiz neredeyse Ali Sami Yen´e dönüştü. Sarı kırmızılı veya sarı lacivertli amigolar hop oturtuyor, hop kaldırıyor, milleti… Öncelikli meselelerini unutmuş ıslak imzayı inceliyorlar. Albay Çiçeği dillerinde peslenk yaparlarken, amigoların ağızlarından çıkan her kelimeyi fonetiğiyle ezberliyorlar. Türkiye´nin bu hale nasıl getirildiğini araştırmaya devam edeceğim. Edeceğim de, bazen ben de türübünlerin kalabalıklarına uyarak beklentilere giriyorum, işte…

Albay Çiçek tutuklanacak ve darbeciler teker teker hizaya getirilecek diye sayıklarken, bizim çiçek kollarını sallaya sallaya evinin yolunu tutmaz mı? Milleti ekranların başına toplayarak onlara yeni yeni sloganlar öğreten amigolar o kadar pişkin ki… Bir milleti toptan aptallaştırmanın bir başka yöntemi olmalı… Fakat yukarda arzettiğim gibi ülkenin bir futbol arenasına nasıl çevirildiğini ve amigoların slogan ve hareketleriyle nasıl dalgalandıklarını araştırmaya devam ediyorum. Ulaştığım neticeleri sizinle paylaşacağıma söz veriyorum.

Biz Albay Çiçeği konuşurken 12 Eylülcü hukukçu Çiçek yavaş yavaş sahanın kenarına yaklaşıyor. Seyircideki yüksek tansiyonu pek hayra yorumlamayan İkinci Çiçek, kucağında bir tomar kağıtla oyuncularla biraraya geliyor. Bu Ergenekon işinin ta Dersimlere uzamasının serin kaygıları dalgalandırdıklarını, ıslak kuru tartışmasının ülkenin yüksek faydalarına zarar vereceğini ve bu gidişle iki takımın da ceza alarak sahaya çıkamayabileceklerini as ve yedek oyunculara bigüzel izah ediyor. Yanıbaşlarında beliren Yalçıntaş Hoca ile Diyarbekirli Abdulkadir Aksu da sevgili Çiçeği kafa hareketleriyle tasdik ediyorlar.

Oyuncuların bozulmalarına ve kederlenmelerine gerek yok. Tirübünleri sakinleştirecek tedbirleri de Cemil Bey biliyordur. Önemli olan cahilce girilen şu Milli Şef dönemi tartışmalarından suhuletle çekilmektir, şimdi. M. Kemal´in icraatlarının ulu orta tartışmaya açılmış olmasını, AKP´nin yönetici kadrosunun historiye varan şovmenliğine bağlayan parti içindeki 12 Eylül ekibi, derin politikayı birtürlü öğrenemeyen bazılarının kulaklarını çekecek gibi. Bu parti kurulurken asıl anlaşmadaki maddelere riayet etmeyenler, mutlaka cezalandırılmalıydılar. Meselâ Dengir Mir Mehmet Fırat gibi. Kemalizme vuruyorum derken M. Kemal´e bizzat vurmanın akibeti O´nu zaza Kemal´le karşı karşıya getirmek oldu. Gerisini anlatmaya zaten gerek yok.

Belki siz Albay Dursun Çiçek´e takıldınız. Benim ise çoktandır dikkatimi Cemil Çiçek´in 12 Eylül ve 28 Şubat tarafgirliği çekiyor. Millî Görüşçü ekibin maharetli oyununu çok ince usullerle idare ediyor. Oyuncuların kırmızı çizgilere girmemelerini, takımlara zarar verecek faullere veya sahaya sıkıntı getirecek sloganlara tevessül etmemelerine fevkalade itina gösteriyor. Varsın herkes Tayyib´e alkış tutsun. Takımların asıl antrönörünü tarih kırımızı harflerle yazacaktır.

AKP´yi 12 Eylül ve 28 Şubat sonrasında böyle mükemmelce millete takdim etmenin büyük başarısını tarih mutlaka yazacaktır. Sevgili Cemil Çiçek´in parti içindeki mahiyetini bildikleri halde bizi ekranlara ve ekranlara yansıttıkları Albay Çiçeklere kilitleyenlerden hakkımızı mutlaka mutlaka alacağız. Bu dünyada almasak da ahirette mutlaka…

Benzer konuda makaleler:

1 Yorum

  1. Bismillah ile başlayalım.
    Öncelikle yazdığınız bu yazı ve evvelki birkaç yazınız gösteriyor ki, siz ya Türkiye’de yaşamıyorsunuz ya da çok safsınız. Yoksa meseleleri bu kadar sığ bir şekilde değerlendirmezdiniz. Hükümetin bir bakanının bu kadar derin bir yapı içinde olduğunu iddia etmek bir safdilliktir. Ayrıca 28 Şubat’ın taraftarlığını yaptığını söylemek ise ayrı bir gaftır. Zannederim 28 Şubat sürecini basit bir olay telakki ediyorsunuz. Öyleyse yanılıyorsunuz. Çünkü 28 Şubat’ta yapılan zulme sessiz kalanlar, hakkı-hakikati söyleme konusunda sesini çıkarmayanlar elbette bunun hesabını verecektir. Ahirette mutlaka…

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*