Sözler’le başladık, söz vererek başladık…

Bir yaz günü Allah rızası için yola çıkan 40 inanmış yürek, akşamın geç saatlerinden itibaren vardılar gelecekleri Nur menziline. Nerelerden gelmemişlerdi ki bu programa… Konya, Ankara, Samsun, Erzurum, Düzce, Kırıkkale, Ordu, Adıyaman, Bingöl, Gümüşhane, Kocaeli, Uşak, Sakarya, Mardin, Bitlis, İstanbul, Kayseri…

Amaçları, Üstadları Bediüzzaman Said Nursî’nin izinden yürüyerek Zübeyir, Hulusi, M. Sungur gibi Nurlu ağabeylerinin başlatmış oldukları bu hizmeti sonraki kuşaklara ulaştırmaktı…

Bunu başarmak için de önce Nur Risalelerini okumak gerekiyordu… Sakarya Geyve ilçesine bağlı bu Nur menzilinde, annelerinden, babalarından, kardeş ve arkadaşlarından ayrılıp yeni kardeş ve ağabeyleriyle tanışan bu inanmış bahtiyarlar, ellerine Sözler’i alarak başladılar bu 4. Külliyat Bitirme Programı’na…

Evet Sözler’e başlıyoruz, Sözler’le başlıyoruz, söz vererek başlıyoruz Üstadımıza, bu Külliyat’ı okuyup hayatımıza tatbik edebilmek için…

Ve Birinci Söz, İkinci Söz, Üçüncü Söz derken Haşir Risalesi olan Onuncu Söz’e geliyoruz. Ve İbn-i Sina gibi birçok allâmenin içinden çıkamadığı hakikatlerin birinden diğerine geçerken, birden hepsini anlayamadığımızı fark ediyor ve yeise düşüyoruz… Ama Üstadımız Bediüzzaman Said Nursî’nin de cevabına mazhar oluyoruz aynı sözün Hatime kısmında… “Ey bu Risaleyi insaf ile mütalâa eden kardeş! Deme, niçin bu Onuncu Söz’ü birden, tamamıyla anlayamıyorum…” diye devam eden paragrafta…

Ve hayatımızın seyri değişiyor bu Nur menzilinde… Sonra bir temsilden bir başka temsile geçerken nefsimize bu temsiller ağır geliyor ve diyor “Niçin bu Sözler’de her şey bir temsille cevap verilmiş?” ve Otuz İkinci Söz’e ulaştığımızda daha suâlimiz zihnimizden çıkmadan yine Üstadımız bize cevap veriyor: “Diyorsun ki ‘Sen, Sözler’de kıyas-ı temsili çok kullanıyorsun… ‘“ diye devam eden yeri de bize söylemiş kabul edip devam ediyoruz okumalarımıza…

Derken Sözler, Barla Lâhikası, Mektubat, Kastamonu Lâhikası bir bir bitiyor ve İbrahim Said Ağabeyimiz başlıyor her kitaptan sonra “Ya Allah, Ya Rahman, Ya Rahim…” diye devam eden hatimeyi okumaya… Üstadımız ve umum Nur şakirtleri adına duâsını yapıyoruz okuduğumuz Risalelerin…

Eskiler güzel bir tabir kullanırlar, ‘bir işe başlamak o işi bitirmenin yarısıdır’ diye. Biz de Besmele çekerek, “Bismillah her hayrın başıdır” diyerek başlıyoruz bu Nurlu işe…

Barla Lâhikası’nda geçen Ahmet Hüsrev Ağabeyimiz gibi biz de diyoruz: “İşte sevgili Üstadım bu kadar ikram-ı İlâhî karşısında bir taraftan kulluk edemediğimiz için gözlerimiz yaşarıyor, kalbimiz ağlıyor. Diğer taraftan barigâh-ı Samediyete afvolunmaklığımız için yalvarıyoruz.’

Evet programımız devam ediyor ve yazımızı da ufak bir duâ ile tamamlamak istiyoruz:

Ya Rabbi bu programı düşünenlerden, programa katılanlardan, programlara maddî manevî emeği geçen ağabeylerimizden ve kardeşlerimizden razı ol. Bizi Cennetü’l-Firdevs’te Peygamberimize (asm), Üstadımıza ve bütün Nur ağabeylerimize komşu eyle… Âmin.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*