Şu korkunç tabloya bakın

“Allah’ın varlığına inanıyor musun?”

“Eskiden inanıyordum, ama şimdi şüphelerim var.”

“Yani ateistsin öyle mi?” “Yani öyle. Ne derseniz deyin.”

“Allah’ın varlığına inanıyor musun? Müslüman mısın?”

“Allah’a inanıyorum, ama hiçbir dine inanmıyorum.”

“Yani deizmi benimsiyorsun öyle mi?”  “Yani öyle.”

“Müslüman mısın namaz kılıyor musun?”

“Müslümanım. Eskiden namazımı da kılıyordum. Ama şu güya dindar geçinenlerin yaptıklarına bakınca dinden soğudum, namazı da terkledim…”

“Müslüman mısın?”

“Müslümandım, ama bizi idare edenlerin hiçbir dinde olmayan yaşantılarına ve yaptıklarına bakınca Müslümanlık böyle ise gereği yok diyorum.”

“Müslüman mısın ve İslâmın gereklerini yerine getiriyor musun?”

“Müslümandım; tesettürüme de dikkat ederek, elimden geldiği kadar ibadetlerimi de yapıyordum. Fakat güya dindar olarak bilinen idarecilerimizin çiğnedikleri kul haklarını görünce ve Müslümanların işledikleri haramlara bakınca dinden de soğudum.”

Şehrin kalabalık bir meydanında uzatılan mikrofona çoğu gençlerden olmak üzere, her yaştan kadın ve erkeklerden sorulan dinî sorulara verilen cevaplardan yukarıya özetle bir kısmını aldığımız iç karartıcı cevapları görüyorsunuz.

Her fırsatta yüzde doksan dokuzu Müslüman diyerek söze başladığımız İslâm diyarı olarak bildiğimiz ülkemizde gidişatın hiç de bildiğimiz gibi olmadığını, Üstad Bediüzzaman’ın yaklaşık bir asır önceden; “İçinde evlâdım yanıyor. İmanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye koşuyorum” diye feveran ettiğini; aradan yıllar geçtiği halde o korkunç yangının şiddetlenerek devam ettiğini bir çok insanların dillerinden dökülen acı cevaplarından ve itiraflarından maalesef öğrenmiş oluyoruz.

Hemen her konuda olduğu gibi, devam etmekte olan bu manevî yangına karşı da siyasî tarafgirlik saikiyle, aman ha partimize bir zararı olmasın mantığıyla insanlarımızın manevî hayatlarını tehdit eden bu korkunç tabloya karşı gözlerin kapatılması da bir başka garabettir.

Dindar bir nesil yetiştireceğiz diyerek yola çıkan ve on sekiz senedir tek başına iktidarda olan ve her gün artarak devam etmekte olan manevî erozyonu göremeyen veya gördükleri halde seyirci kalan iktidardan çare bekleyenlerin kulakları çınlasın diyor ve Yüce Allah’tan feraset ve basiret temenni ediyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*