Atlas ipek giyenler,
Hepsini soydu gitti,
Tıka basa yiyenler,
Sanma ki doydu gitti.
A.Y.
Ey dünya, çekil yolumdan! Ruhlar âleminden yola çıkmış, rahm-ı maderden geçerek senin bağrına inmiş, oradan da bir süre oyalandıktan sonra ebed tarafına doğru gidecek olan bir yolcuyum. Sen ise, yolumun üzerindeki bir konaklama yerisin. Bir misafirhanesin. Ama insanları oyalamak için o kadar çok çeşitli ve çok güzel oyncakların var ki, gafil kalpler bunların gerçek ve ebedi olduğunu düşünerek bütün sevgilerini seni sevmek için kullanıyorlar. Yolculuğun diğer etaplarını unutup, senin yanında ebedi kalacaklarımış gibi yaşıyorlar. Sen de sahte bir sevgi ile onları bağrına basıyorsun.
Geçici güzelliklerinle insanları kandırdığını bilen feraset sahibi insanlar sana “Yalan Dünya” demişler. Geçici olduğun için de, “Fani Dünya” diyenler olmuş. Gerçekten de sen de benim gibi fânisin. Yaşın milyarlara varsa da, bir gün gelecek senin de ömrün tükenecek. Seni ısıtan güneş, tavanında nurlu bir kandil gibi parlayan ay ve etrafında ışıldayan diğer yıldızlar ve güneşlerle birlikte birgün sen de yok olacaksın. Yani sen de benim gibi fânisin. Halbu ki benim Üstâdım, “ faniyim, fani olanı istemem” diyor. Öyleyse, ben de seni istemiyorum. Ben, bütün duygularımın ebediyen tatmin olacağı ebedi bir âleme yönelmişim. Sahte sevgililerle beni oyalamaya, yolumdan eylemeye çalışma. Ey dünya, çekil yolumdan.
Yunus Emre’nin dediği gibi:
Yürü yürü yalan dünya,
Yalan dünya değil misin?
Yedi kez boşalıp yine,
Dolan dünya değil misin?
Ne insanlar geldi geçti üzerinden. Firavunları bağrında barındırdın. Senin haşmetli cazibene kapılarak kendilerini tek hâkim güç zannettiler. Gök yüzüne merdiven dayayıp ilâhlık iddiasında bulundular. Ama bir sineğe mağlup olarak göçüp gittiler.
Ne sultanlar geldi geçti üzerinden. Kendilerini saltanatın cazibesine kaptırıp, misafir olduklarını unuttular. Saltanatlarının ebediyyen devam edeceğini zannettiler. Ama görüldü ki, ne sultanlar ölümsüz, ne de saltanatları edebî imiş.
Askerlerinin çokluğuna, hazinelerinin zenginliğine, topraklarının genişliğine bakarak, “Acaba bu devlet yıkılır mı?” diye soranlar olduğu gibi “ bu dünya bir padişaha çok, iki padişaha az gelir” diyenler de oldu. Ama onlar da sonunda bir mezarlık paylarına razı olup göçüp gittiler. Geride türkülere ve ağıtlara yansıyan hüzünlü ezgiler bıraktılar. Benim gibi bir âcizin ise, geride bırakacağı hiçbir şeyi bulunmuyor. Aczimden başka sermayem yoktur.
Ey dünya, ömür sermayem, çok az, yapmam gereken lüzumlu işler ise pek çoktur. Bana faydası olmayan, uzun yolculuğumda işime yaramayacak olan ve bana ayakbağı olmaktan başka bir işe yaramayan meşguliyetlerle beni oyalama.
İşim acele, çekil yolumdan.
Benzer konuda makaleler:
- Naat
- Gönül!
- Vuslat
- Dünya doyumluk değil tadımlıktır
- “Senin ne kıymetin var ki…”
- Feda ettim!
- Herkes padişah olsun!
- Helâketin kapısı: Yalan!
- Yazık, çok yazık
- Şaireyn bana şiir yazdırdı!
Okur-Yazar (Hem okur, hem yazar, şiir yazar, makale yazar, anı yazar, roman yazar…)
İlk yorum yapan olun