
27 yıllık tek parti ve şeflik iktidarının 1950 seçiminde milletin reyleriyle devrilmesini hazmedemeyen zihniyetin Demokratları zora sokmak için tezgâhladığı Ticani provokasyonu sonrası dayatmayla çıkarılan 5816 sayılı kanunun kalkması gerektiğini çok yazdık.
“Demokratik hukuk devletlerinde kişiye özel kanun olmaz, münhasıran bir kişiyi korumak için çıkarılan bir kanunun demokratik dünyada başka bir örneği yok” dedik. AB de bu kanunun kriterlerine uymadığını defaatle tekrarlayıp kaldırılması çağrısında bulundu.
Ama Ankara buna bir türlü yanaşmadı. Tam tersine, bu antidemokratik kanunu tabu olarak muhafaza edip dokunmama ve bu kanuna takılanları affetmeme ısrarını sürdürdü.
28 Şubat’ta Emirdağ Lâhikası’ndaki “Lozan’ın içyüzü” makalesini yayınladığımız için 5816’dan açılan davada verilen mahkûmiyet kararı yüzünden o zamanki sorumlu yazıişleri müdürümüz Mustafa Döküler’e sırf bu sebeple o günden beri basın kartı verilmiyor.
(15-20 Temmuz’da ise hiçbirimizin kartı yenilenmedi. Hiçbir gerekçe gösterilmeden…)
Geçtiğimiz günlerde Yargıtay’ın bir 5816 davasında verdiği farklı karar, bu konudaki inatçı direnişin nihayet aşılmaya başlandığını gösteren şaşırtıcı ve sürpriz bir gelişme.
Savcılığın “Atatürk’e hakaret” iddiasıyla açılan soruşturmada verdiği takipsizlik kararına yönelik itiraz mahkeme tarafından kabul edilince konu Yargıtay 9. Ceza Dairesine gitmiş.
Ve daire mahkemenin kararını bozmuş.
Kararda Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesiyle AİHM kararlarına atıf yapılıyor ve AİHM’in meşhur “İfade özgürlüğü yalnızca olumlu karşılanan ya da zararsız veya önemsiz olarak algılanan ‘bilgi’ ve ‘fikirler’ için değil; şok edici, zedeleyici yahut kaygı verici bilgi ve fikirler için de geçerlidir” kriteri referans gösteriliyor.
Ve sonuç olarak, “şiddet kullanımını özendirmeyen, silahlı direnişe çağrı yapmayan ve isyana teşvik etmeyen ifadelerin düşünce özgürlüğü kapsamında olduğu ve Türk iç hukukunun ayrılmaz bir parçası haline gelen AİHS’nin 10. maddesine göre düşünce özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi sonucu,” takipsizlik kararına itirazın reddi yerine kabulünde isabet görülmediği ifade ediliyor.
Bir tabunun aşılması adına çok önemli bir karar bu. Sıra 5816’nın tümden kalkmasında.
Benzer konuda makaleler:
- Mehmet Kutlular yeniden yargılanacak
- Rusya’da Risale-i Nur’un hukuk zaferi
- Kutlular Ağabey vefat etti
- AİHM´e rağmen “ilâhi ikaz”a yine mahkûmiyet
- Risale-i Nur’da hürriyet, demokrasi ve istibdat
- 27 Mayıs ve yargı
- Bakanlık Yargıtay’ı da dinlemiyor
- Yargı reformunda “fasit daire´´!
- Almanya´ya gidecek din görevlilerine eğitim
- Fitneci yargılanıyor

1959 Kütahya doğumlu. İlk ve ortaöğrenimini burada tamamladıktan sonra İstanbul Hukuk Fakültesini bitirdi. Fakülteye girdiği yıl Yeni Asya Yayınlarında çalışmaya başladı. Yayınevinin çıkardığı çok sayıda kitabın editörlüğünü yaptı. Bu görevini sürdürürken, 1984-92 yılları arasında, aylık Köprü dergisinin sorumluluğunu üstlendi. 1988 yılı başından itibaren yayına başlayan Bizim Aile dergisinin kurucu editörü oldu. 1992 yılından bu yana Yeni Asya Gazetesinin Genel Yayın Yönetmenliği ve Başyazarlığı görevlerini yürütüyor.
İlk yorum yapan olun