76 milyonluk Türkiye’nin bilhassa 50 milyon seçmeni 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimine odaklanmış ve onunla yatıp kalkıyor. Ayrıca yazılı görsel basın dediğimiz “553 televizyon ve 1120 radyo 5 bin 665 gazete ve derginin kısm-ı azamı, çeşitli sebeplerden dolayı bunun içerisinde ve baş çekenlerden. Fakat işin manevî vahametini, tehlikesini çokları bilmediğinden çok az temas etmişlerdir. Milleti ve ehl-i imanı uyandıran gerçekleri yansıtan başta Yeni Asya Gazetemiz ve emsali birkaç gazete gelmektedir. Bandrol sıkıntısı zamanla daha çok anlaşılacaktır. Fakat atı alan Üsküdar’ı geçmektedir.
Hz. Bediüzzamanın 130 parçadan müteşekkil Nur Külliyatında bir çok sahifelerinde “Risale-i Nur Anadolu’nun manevî sadakasıdır” ifadesinde bulunmuştur. Hadisce “Sadaka belâyı defeder.” Şimdi bir cihetle mânevî sadaka yolu kapanmıştır. Hatta Kur’ân’ın bir mu’cize-i manevisi olan Risale-i Nurun yazılmasında basılmasında, çalışılmasında ve hatta naklinde fütur yani tembellik veya emsali dünyevî meşguliyetler gösterildiğinde, başlarına gelen şefkat tokatlarını Lem’alar eserinin 10. Lem’asında başta kendilerinden kardeşinden ve talebelerinden örnekler vermekte ve hadisatı anlatmaktadır. Müthiş bir ders-i ibret..
Kaç günden beri Risale-i Nur Külliyatında bu satırlara bakıyor ve 76 milyon adına 780 bin km2 lik vatan parçasında, ne gibi “arzî ve semavî afatlarıın” olduğunu ve olacağını titreyerek bazen de ağlayarak ,”Hasbüna Âyetinin” penceresinden nazar ve tefekkür etmekteyim. Elbette candan bakmak başka, camdan bakmak başkadır. İnsan İlâhî tokadı yer, fakat yediğinin farkında değildir. Ancak ehl-i feraset ve kalbi hüşyar olanlar görürler..
Nurun basımının durdurulduğu günden beri Türkiye yanmaktadır. Türkiye’de son 40 yılında hiç böyle yakıcı sıcak görülmemiştir. Meyveler bitkiler yapraklar telef oldu. Anadolu’nun bir şehrinde bir SSK Hastanesine bir ayda 120 bin hasta kabul girişi olmuştur. Siz Türkiye’ye bir de bu cihetle bakın. Yazılı görsel basın 24 saat bunları gösteriyor, daha büyük korkunç bir hadisenin “deprem zelzele ve savaş” gibi bir âfatın gelmemesi için ibret ve ders alınmayacak mıdır?
Bir mânada Türkiye’nin çivisi çıkmış vaziyettedir. Hz. Bediüzzaman “küçük çocuklar kavgada siper için ellerine mübarek Kur’ân’ı alırlar” diyor. Şimdi Sayın Başbakan Kürtçe mealli bir Kur’ân’la kürsiye çıkıyor. O zata evvelâ şunu demeli, 100 kusur günden beri o elinde tuttuğun Kur’ân’ın tefsiri Risale-i Nurun basımı durdurulmuş, delikanlığını! göstererek şu “Bandrol” kilidini çözsene. Esas yanlış burada. Ayrıca ellerine Kur’ân’ı alarak kürsiye çıkmayanlar acaba Müslüman değil mi? Onlar Ramazanda Kur’ân dinlemediler mi? Çiviyi çıkarmayınız..
Makalemin ser levhasına dönelim “130. GÜN ve 10 AĞUSTOS “ Risale-i Nur 130 parçadan müteşekkil bir Kur’ân mu’cizesi. 10 Ağustos basımının yasakladığının 130’uncu günü. Müthiş bir tevafuk. O gün ve ondan sonrasını bilemiyorum, acaba Türkiye neye hamiledir ve başına neler gelecektir? Hz. Bediüzzaman’ın ifadesiyle “Risale-i Nur arz ve sema ile alâkalı.” Anneden doğma bu Nurun içindeyim. Müşahedem odur ki; bu Nurla uğraşanların akibeti hayr olmadı. Maddî ve manevî büyük helâketlere düçar kaldılar. Devlet bazında millet bazında aile bazında. Elimizden gelen ancak mühür, feryat ve duâdır …
İnşallah âkıbet hayrolur.
Benzer konuda makaleler:
- Bediüzzaman ve Risâle-i Nur hakkındaki bazı isnadlara cevaplar
- Bediüzzaman ve Risâle-i Nur hakkındaki bazı isnadlara cevaplar
- Risale-i Nur eserleri açısından “fikrî hak” kavramı
- Terörün çözümü Bediüzzaman’da
- Bediüzzaman, büyük bir vatanperver fedâidir
- Müflis Proje: KEMALİZM
- Risale-i Nur´un Metod ve Gayesi