Asırlık çınarlar

Türkiye’nin dört bir tarafında yaşayan 100 yaşını aşmış ‘çınarlar’la yapılan görüşmeler, ‘sade hayat’ın uzun ömürlü olmakta etkili olduğunu ortaya koymuş. Şehir keşmekeşinden uzakta, bedenen çalışılsa bile zihnen yorulmayan insanlar hem huzurlu, hem de daha uzun ömürlü olabiliyorlar.

 

Elbette uzun ve bereketli bir ömür sürmek sadece bir sebebe bağlanmaz, ama ‘gürültü ve patırtı’dan uzak olmanın sayısız faydaları var. “Yaşam koçları” diye adlandırılan “uzman”lar da her fırsatta bunu hatırlatıyorlar.

“100 yaşını aşmış çınarlar”la yapılan görüşmelerden çıkan neticeler şöyle özetlenmiş:

* Mutlular, inançlılar, çok çalışkanlar… “Taş devri diyeti” ile besleniyorlar. Tereyağsız masaya oturmuyorlar, yumurta olmazsa olmazları arasında. Balık, bakliyat ve tahıl bol bol tüketiyorlar. Ama en önemlisi günde mutlaka bir kâse yoğurt yiyorlar. Sarımsak yine olmazsa olmazları arasında.

* Margarinin anlamını bile bilmiyorlar. Zeytinyağını çoğu ilâç niyetine kullanıyor. Alkol neredeyse hiç tüketmemişler, çoğu sigarayı ağzına bile sürmemiş. Erkeklerin çoğu “Askerlik kilom neyse, hâlâ o kilodayım” diyor.

* Huzurevleri veya bakımevleri uzak ve soğuk kavramlar. Çok güçlü aile bağları var. Aileleriyle birlikte ya da yalnız yaşıyorlar ama çevreleri ile iletişime çok açıklar. Konu komşuları, akrabaları ile iç içe hayat sürüyorlar.

* Kahve kültürü ile sosyallik kuruyorlar. Yüz yaşına gelip sağlığını koruyan erkeklerin çoğu kahveye gidiyor.

* Arkadaşlık ve dostluk, yaşamının olmazsa olmazlarından biri ve belki de en önemlisi. Hırslı değiller, çoğu paraya hayatları boyunca fazla önem vermediğini anlatıyor.

* Şükretmeyi, fark etmeyi, yetinmeyi çok iyi biliyorlar. Sabah namazını da, akşam namazını da kaçırmıyorlar. Aralarında hâlâ sabah namazı için imamı cami kapısında bekleyenler var.

* Hareketli bir yaşamları var. Ancak bunu spor yapmak için yapmıyorlar, yaşam tarzları haline gelmiş. Sabah erkenden kalkıyorlar, gün doğumunu kaçırmıyorlar, akşam erkenden yatıyorlar. Aralarında yaşlılık nedeniyle uyku sorunundan yakınanlar 20.00 yerine saat 22.00’de uyumaya başladığını söylüyorlar.

* Şehirde yaşayanları da var, onların manzaraları mutlaka deniz görüyor, ancak 100 yıllık çınarların en büyük özellikleri havası ve suyu cenneti andıran yerlerde yaşamaları. Yaşadıkları köyler, kasabalar cennetin bir parçası gibi. Çiçekler, kuş sesleri ve temiz hava yüz yılık yaşamın ortak sırrı gibi duruyor. (Esra Tüzün, 5 Temmuz 2010)

Bu tesbitler çoğumuzun bildiği, şahitlik ettiği tesbitler. “100 yaşındaki çınar”ların en dikkat çeken özellikleri de, “şükretmeyi, farketmeyi ve yetinmeyi” bilmeleri. Bir de; sabah erken kalkıp, akşam erken yatmaları… Aynı zamanda “sabah namazını da, akşam namazını da kaçırmıyor” olmalarını yabana atmamak lâzım…

Bütün bu tesbitler, bilmânâ olarak; hadis-i şeriflerle bize hatırlatılan hayat tarzı değil mi? “Fıtrat dini” olan İslâm’a uygun bir hayat yaşamak, dünyada da mutlu, rahat ve huzurlu olmamıza bir vesile, vesselâm…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*