Zalimler zulümlerinin cezasını mutlaka göreceklerdir

Bugünlerde, dünyâda ve özellikle Filistin’de öyle vahşî ve zâlimce olaylar oluyor ki, “Yaşasın zâlimler için cehennem” dedirtiyor. “Zulüm devâm etmez, küfür devam eder.” kuralına göre, bu zâlimler, cezâlarını hem bu dünyada ve hem de âhirette mutlaka çekeceklerdir. “Cenâb-ı Allâh imhal eder, asla ihmal etmez.” Yâni, onların azâbının çoğalması ve mâsumların mükâfâtlarının da ziyâdeleşmesi için, mühlet verir ve cezâ vermeyi ihmal etmez. “Bu dünyada zâlimler ve mücrimlar mü’minlere yaptıklarına sevinirler.” (İnşikak, 84/29)

Oysa imtihan dünyası geçicidir. Dünya fâni, ölüm âni olduğundan, sıkıntılı günler de geçicidir. Her şer ve belânın, mutlaka hayırlı ve sevaplı bir yönü vardır. “Her zorluktan sonra bir kolaylık mevcuttur.”

Bu dünya; ebedî, mutlu ve huzurlu cennet hayatının yanında yok hükmündedir.

O zâlim günahkârlar, zulümleriyle, azaplı cehennem azâbını hak ederlerken, masumların da, huzurlu ve ebedî cenneti kazanmalarına ve şehitlik mertebesine yükselmelerine sebep oluyorlar.

Zâlimler; cehennemde kaynar su içerken, doyurmayan ve aç bırakan dikenli yiyecekler yerken, “mü’minler, onların bu çok azaplı hallerine bakıp gülecekler.” (İnşikak, 84/34)

Ellerinde de cennetin altın bardaklarında, süt, süzülmüş bal ve kevser suyundan içeceklerdir. Böylece zâlimler yaptıkları zulümlerin cezâsını çekecekler, masumlar da; onların acı ve azaplı hallerini seyredip intikamlarını alacaklardır.

“Demek, şu saltanat sahibinin pek büyük bir keremi, pek geniş bir merhameti var; hem, pek büyük izzeti, pek celâlli bir haysiyeti, nâmusu vardır. Halbuki, kerem ise in’âm etmek ister, (nimetlendirmek ister) merhamet ise ihsansız olamaz, izzet ise gayret ister, haysiyet ve nâmus ise edebsizlerin te’dîbini ister. Halbuki, şu memlekette o merhamet, o nâmusa(ilâhî kanûna) lâyık binden biri yapılmıyor; zâlim izzetinde, mazlum zilletinde kalıp, buradan göçüp gidiyorlar. Demek bir mahkeme-i Kübrâya bırakılıyor.” (Sözler, s.54)

Îman, sabır, şükür, tevekkül, Kurân ve sünnet üzere kalınız.

İbrahim Günaydın

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*