Sabah namazının sıcaklığı

“Serdar kardeş, sabah namaza kalkamıyoruz, bizi namaza kaldırır mısın?”

Lise yıllarıydı… 1978-1979 yılları.. 16-17 yaşlarındaydım.. Dağınık olacak, fakat pazılın yerine oturması için bazı birbiriyle ilgisi olmayan olayları anlatmam lâzım.

Evimizin arkasında bir dershane vardı. O yıllarda Hatay’da özellikle talebe hizmetleri çok iyi idi..

Bulduğum her fırsatta oraya gider kardeşlerle vakit geçirirdim.. Mithat Yanmaz Ağabey dershanede kalırdı ve hizmetlerle ilgilenirdi.

Her sabah rahmetli babam sabah namazı için abdestini alır giyinir, yattığım odanın kapısından “Essalâtü hayrun mine’n-nevm” der ve camiye giderdi… Ben 16- 17 yaşının rehaveti ile bir mücadelenin içine girerdim. Nefis uyumamı isterdi. Fakat kulaklarımda babamın Bilâl-i Habeşî’den yadigâr “Namaz uykudan hayırlıdır” sözü çınlardı…

Bir gün dershanedeyim, Mithat Abi; “Serdar kardeş, sabah namaza kalkamıyoruz, bizi namaza kaldırır mısın?” dedi…

“Nasıl olsa baban namaza kaldırıyor.. Sonra camiye gidiyor.. Sen de buraya gel, hem bizi namaza kaldırma sevabını, hem de cemaat sevabını kazanırsın..”

O günden sonra kendime bir görev gibi bunu kabullenmiştim. Her sabah şevkle kalkıyor, abdestimi alıyor gidiyordum.. Fakat hiçbir zaman Mithat Ağabeyi uyandırmak nasip olmadı!

Her sabah Mithat Ağabey uyanmış, abdestini almış, giyinmiş bir halde kapıyı açardı. Beraberce namaz kılar, tesbihatı ve sabah dersini yapardık..

Şimdi geriye dönüp bakınca bu günlerin benim için ne kadar güzel olduğunu düşünüyorum…

Bu her sabah namaza dershaneye gitmek, benim için üniversiteyi kazanıp Konya’ya gidince dershane hayatına bir nev’î hazırlık gibi oldu.. Sabah namazları, tesbihat, o uzun sabah dersleri benim için daha bir şevkliydi.

Mithat Ağabeye hiçbir zaman sormadım, fakat beni bilinçli olarak sabahları çağırdığını şimdi anlıyorum.

İyi ki beni çağırmış ve ben bunu görev gibi kabul edip her sabah gitmişim.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*