Beyaz Saray´da bir siyah

ABD’de seçimden kısa bir süre sonra, seçilen başkanın görevdeki başkanla buluşarak geçiş sürecini başlatması, siyasi bir gelenekmiş. Halef ve selef görüşürken Laura Bush da Obama’nın eşi Michelle Obama’ya Beyaz Saray’ı gezdirmiş.

Acaba Bayan Obama Beyaz Saray’ın duvarlarına bakarken 1792 ve 1800 yılları arasında 8 yıl boyunca 50’si özgürlüğünü kazanmış 450 siyah kölenin ördüğü tuğlaların sesini duydu mu?

Beyaz Saray’ın ilk siyah konuğu da 1901’de siyah lider Booker T. Washington olduğunu, ABD eski başkanlarından Theodor Roosevelt’in onu yemeğe davet etmesinin bir skandal olarak nitelendirildiği dönemi hatırladı mı?

Obama ailesi, siyah köleler tarafından inşa edilen Beyaz Saray’da siyah bir efendi olarak oturacak! Tarihin bir cilvesi.

Onu iktidara taşıyan derisinin rengi miydi yoksa dünya ülkelerine siyasetiyle kan kusturan George W. Bush’un politikaları mıydı?

Kimbilir… Belki de her iki unsur!

Ama görünen o ki, daha ırk sorununu halledememiş Amerika’da siyahi bir lider, yönetici koltuğunda.

İşi elbette kolay değil. Seçimde de zorlanmamış mıydı? Birçok iftira(!)nın cenderesinden geçti.

Ne demediler onun için; göbek adının Hüseyin olduğundan tutun, Kenya’da çektirdiği sarıklı resmine kadar bir dizi karalama kampanyası(!). Müslüman kimliğini öne çıkararak onun ekmeğine yağ sürdüklerini anlayamadılar. Nitekim Bush’un bir dönem has adamlarından General Powel bile, “Velev ki Müslüman olsa ne olur?” diyerek tartışmaya son noktayı koydu.

Ancak insan hakları konusunda birçok sabıkası bulunan Amerika’da zencilerin yönetimde söz sahibi olması konusundaki problem halledilmiş görünüyor.

Çünkü, son sekiz yıldır dünyaya kan kusturan Bush’un dış politikalarını başarıyla(!) yürüten kimdi?

Condoleezza Rice!

Bush koltuğuna oturur oturmaz Ulusal Güvenlik İlişkileri Danışmanı olarak siyahi Rice’ı hemen yanına aldı. Arkadaşları tarafından “Condi” olanak bilinen Rice’ın annesi Angelena müzik öğretmeni ve babası rahip John Wesley Rice’dı… Rice Jamaika’dan getirilen kölelerin torunuydu. Hünez 9 yaşındaşken, sınıf arkadaşı Denice McNair, 1963 yılında siyahların gittiği Babptist kilisesinde ırkçılar tarafından yakılarak öldürüldü. İşte bu olaydan sonra ABD’nin ırkçı güney eyaletlerinde geçen çocukluğunun kendisine kötülüğe karşı “kararlılık” ve gerekirse “iki kez daha başarılı” olma azmi verdiğini söylüyor.

Rice hayatı boyunca gerçekten “iki kez” başarılı olacak kadar kariyerini parlattı. Ama o ezilmişlerin veya derisinin renginden dolayı yakılanların safında olmadı Rice, başkanı olan Bush’un politikalarını gerek Afganistan’da gerekse Irak’ta çok katı biçimde uygulamaktan geri kalmadı. Beyaz Saray’da zenci başkan yoktu ama dünya politikalarını yönlendiren demir yurmuk siyahi bir kadın vardı.

Dememiz o ki, siyahi Obama’nın iktidar koltuğuna oturması bir şey değiştirmeyecek. Kuşkusuz Cumhuriyetçilerin siyasetinden çok, Demokrat Parti’nin devamı politikalar üretecek. Amerikan menfaatlerini gözetmesi onun birinci ve asli görevi olacak. Bunun için gerekirse başka bir ülkeye savaş bile açabilecek.

Peki Obama’nın seçilmesi niçin bütün dünya ülkelerini sevindirdi?

Bu sorunun cevabı bir Amerikan senatörünün sözünde saklı.

Diyordu ki, “İnsanlar Obama kazandığı için sevinmiyor, Bush gittiği için seviniyor.”

GÜZEL SÖZ

“Ya bir yol bul, ya bir yol aç, ya da yoldan çekil.”

Konfüçyüs

Benzer konuda makaleler:

• Kadına Şiddet
• Ramazan’ınız mübarek olsun
• Amerika’nın bitmeyen ırkçılık sorunu
• Gilbert’in tarihî mektubu
• Diplomat ve askerler din eğitimi almalı
• Clinton’a kim kaybettirdi…
• Obama’dan demokrasi dersi
• İsrail’in inisiyatifine bırakılmış…
• Neocanlar dünyayı felâkete sürüklüyor
• Homeland dizisi gerçek oldu

Davut Şahin