Cemaatteki bireyin vazifeleri

Yönetim biçimi meşverete göre yapılanan cemaatlerde işleyişi, şahıslar değil; prensip ve kaideler sağlar.

İşleyişin düzenli olması; fertlerin “dahil oldukları cemaatin nizamını ihlâl etmemelerine” 1 bağlıdır. Aşağıda bazılarını sıralayacağımız bu prensiplerle herkes kendisini test edebilir.

Cemaate dahil olmanın yegâne gayesi, Allah rızasını kazanmak olmalıdır.
Önce nefsi muhatap almalı ve terbiye etmelidir.2 Aşk ve şevkle hizmet edilmelidir. (Hizmet, “Dine meylettirmek ve dinî vazifelerini hatırlatmaktan” 3 ibarettir.)
İmandan sonra en fazla takva ve amel-i salihi esas tutmalıdır. (Takva, menhiyattan ve günahlardan uzak kalmak, ve amel-i salih emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktır.) 4
Vazife-i İlâhiyeye (Allah’ın işine) karışmamalı. Nur mesleğinin esası ihlâs sırrına dayanır. İhlâs Risâlesinin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurmalı. 5 İhlâs, İktisat Lem’alarını ve bazan Hücumat-ı Sitte’yi bir arada okumalı.
Îman ve Kur’ân hizmetini maddî ve manevî hiçbir makama basamak yapmamalı; 6 ücreti Allah’tan beklemeli. Hatta, insanların iltifatlarını istememeli. Maddî beklentiler içine girmemeli. 7 Zarurî ihtiyaçları karşılamak için çabalamak; zarurî olmayan şeyler için mücedele vermemeli. 8 Sözler’i kendi malı ve telifi gibi hissedip sahip çıkmalı ve hayatının en önemli vazifesi onun neşir hizmeti bilmelidir. 9
Benlik, enaniyet, şan, şeref, gösteriş ve makam peşinde koşmamalı; 10 enaniyetini/ banallığı yok etmeli. Risâle-i Nur mesleğinin uhuvvet / kardeşlik olduğunu bilmeli. 11
“Acz, fakr, şefkat ve tefekkürü” esas alarak hareket etmeli. 12 İhlâs-ı tammeden sonra en büyük esas, sebat ve metanettir. 13 Hakkı müdafaa için bile olsa, kuvvet kullanmanın zulme sebebiyet vereceğini hatırdan çıkarmamak. 14
Cihad-ı maneviyi esas almak. Yegâne kuvvet, İslâmın kesin aklî, mantıkî ve ilmî delilleridir. 15
Hangi cemaat, meslek ve meşrepte olursa olsun, İslâm dairesi içinde olan herkese karşı uhuvveti hissetmek. Hizmet ehl-i ile rekabet etmemek. 16
“Hizmet-i Kur’ân’iyede bulunan kardeşlerini tenkit etmemek; yalnızca noksanını tamamlamak, kusurunu örtmek, ihtiyacına ve vazifesine yardım etmek. 17 En müthiş maraz ve musîbet olan cerbeze / gerçekleri saptırma ve gurura dayanan tenkitten uzak kalmak. 18 (Mihenge/ ölçüye vurmak ayrı, tenkit ayrıdır.)
Kendi namına hazm-ı nefs etmek (kendini yermek), gururlanmamak; millet (ve cemaat) namına iftihar etmek; asla hazm-ı nefs etmemek, yermemek. 19 Yani, “Bende iş yok, ben bittim!” denebilir, ama, “Bu millet, bu cemaatte iş yok!” denemez.
(Devamı yarın)

Dipnotlar:

1- Muhakemat, s. 31. 2- Sözler, s. 11. 3- Sünûhat, s. 67. 4- Kastamonu Lâhikası, s. 106. 5- Kastamonu Lâhikası, s. 183. 6- Emirdağ Lâhikası-l, s. 73-74. 7- Lem’alar, s. 144. 8- Emirdağ Lâhikası, s. 455. 9- Mektubat, s. 329. 10- Lem’alar, s. 159-160. 11- Lem’alar, s. 156. 12- Lem’alar, s. 96. 13- Kastamonu Lâhikası, s. 187. 14- Lem’âlar, s. 165-166. 15- Hutbe-i Şâmiye, s. 99. 16- Lem’alar, s. 145-146. 17- Lem’alar, 164-165. 18- Hutbe-i Şamiye, s. 147. 19- Sünûhat, s. 20.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*