Eva Herman veya Fıtratın Sesi

Eva Herman

Bazılarına göre Eva Herman küllenen tartışmayı yeniden başlattı. Alman TV´sinin birinci proğramı ARD´nin en başarılı sunucusu bayan gazeteci bundan bir sene önce “Eva Prensibi” kitabıyla Avrupa feministlerine büyük bir panik yaşatmıştı.

Feministlerin temsilcisi Alice Schwarzer´in beyanlarından yola çıkarak hazırladığı kitabıyla bu cephede kısmî bir çöküntüyü gerçekleştirdiğini feministler de itiraf ediyorlar. Hatta bu çalışmadan sonra Alice cephe gerisine çekilmiş ve feminizmin artık topluma mal olduğunu iddia etmişti. “Havva Prensibi veya Kadının Yeni Şahsiyeti” ismiyle piyasaya çıkan kitabında bayan Herman kadının fıtrî vazifesine dönüşünü savunuyordu. Kadının erkekleşmesiyle çocukların büyük zararlar gördüğünü, kariyer yerine kadının evini tercih etmesinin gerekliliği üzerinde durmuştu. Kitabında karma eğitime de karşı çıkıyordu. Bu eğitimin bilhassa erkek öğrenciler üzerinde büyük yıkımlara yolaçtığını ve eğitim kalitesini düşürdüğünü anlattığı kitabında feminizmin toplumu tahrip ettiğini ve çocukları da yediğini savunmuştu. Emanzipation adı altında kadına öncelik, hürriyet ve ekonomik bağımsızlık iddiasındakilerin kadını bir başka çile ve esarete mahkum ettiğini anlatan Havva Hanım çalışmanın kadın için bir hürriyet değil, işkence olduğunu vurgulamıştı ilk kitabında. Yeni Asya İnternational´ı taakib eden okuyucularımız söz konusu tartışmanın boyutlarından az çok haberdardırlar.

İlk kitabından sonra isteğiyle ARD´den ayrılan başarılı proğram yapımcısı ikinci kitabıyla karşıt cepheyi biraz daha genişletmişe benziyor. Bilhassa Üçüncü İmparatorluk dönemindeki aile, sosyal dayanışma ve çocuklara olan ilgiye atıfta bulununca, İkinci Avrupalılar o´nu da naziler sınıfına kaydetmeye çalıştılar. Bild am Sonntag isimli haftalık gazetenin başlattığı karşı kampanya ile Eva Herman NDR (Kuzey Almanya Radyo-TV) vazifesinden ayrılmak zorunda kaldı. O´nun kadını hakikî vazifesine daveti, aileyi dağılmaktan kurtarma gayreti ve çalışma mecburiyetine mahkumiyetine karşı yaptığı çalışmanın “Nazizm veya antisemitizm” ile kolayca karıştırılması, beraberinde bazı tabuları da yıkacak tartışmaları getireceği kanaatindeyiz.

Eva´nın yeni kitabı “Nuh Gemisi Prensibi veya Aileyi kurtarma mecburiyetimizin nedeni?” ismini taşıyor. Helmut Kohl´un başlattığı aileyi zayıflatma süreci, Angela Merkel´in aileden sorumlu bakanı bayan Ursula von der Leyen´in “çocuk bakım evleri” projesiyle iyice dibe vurmuş görünüyor. Eva´ya duyulan öfke ve o´nu infaz teşebbüslerinin arkasında biraz da siyasi korkular geliyor gibi. Başta Almanya olmak üzere bir çok Avrupa ülkesinde yuva kurmayı zorlaştıracak, nikâhı ortadan kaldıracak ve neticede doğumu eksiye düşürecek uygulamaları “aile politikası” olarak sunan politikacılar da en az Alice Schwarzer ve diğer İkinci Avrupalılar kadar Eva´ya düşman kesilmişler. Kadın için kariyer ve ekonomik bağımsızlığı kutsallaştıran çevrelerin karşıt saldırıları devam ederken, Eva´nın duruşu da takdire şayan… Bu mücadeleden menfice etkilenmediğini, eşi tarafından desteklendiğini ve hergün binlerce destek mesajı aldığını gazetecilere söylerken, yaptığı işin şuurunda olduğunu çevresine gösteriyor, Eva…

Bu önemli tartışma, karşıtları tarafından her ne kadar “Nazi, antisemitizm” düzeyine indirgense de, Eva´nın işaret ettiği 68 kuşağı galiba bundan böyle tartışmaların ateş hattına düşecekler. Avrupa´nın insanî değerlerinin 68´lilerce ortadan kaldırıldığını ifade eden Havva Hanım, bu neslin getirdiği bütün olumsuzlukları da yaşamış birisi. İki defa boşanmak zorunda kalmış ve aileyi kurmada büyük sıkıntı ve manialarla karşılaşmış, kariyer ile çocuk arasındaki med cezirleri yaşamış bir kadının kitapları elbette “en çok satanlar” listesine dahil olacaklar.

Eva fıtratı aradığını söylüyor. Kadın kadın olmalı, erkek de erkek. Kadın anne olmalı, çocuk sahibi olmalı ve o­nları en güzel şekilde yetiştirmeli… Yuvayı da dünyanın en güzel mekânı haline getirmeli, oradaki şartları hazırlamalı, diyor.

Kadın hak ve hürriyetlerini savunanların istismarlarına dikkati çekiyor. Ekonomik özgürlük, kariyer ve lüks hayat vaadiyle yuvasından koparılan kadının tekrar yuvasına dönmesinin insanlık için şart olduğunu ifade eden bu kadını en iyi anlayacakların başında elbette Risale-i Nurları okuyanlar gelecektir. Bediüzzaman Hz.lerinin 24. Lem´a, 25. Söz, 7. ve 11. Mektup, Lemaat ve diğer eserlerinde Kur´ân´ın kadına bakışını öğrenenler, bir ehl-i Mektebin de hakikate değişik bir yoldan yürüdüğünü teslim edecekler.

Bu tartışmada öne çıkan hususun Eva´nın şahsiyetinden ziyade fikirleri olduğunu belitmekte fayda görüyoruz. Şahsiyet olarak bu mücadelede ne kadar sebatkâr olduğunu zaman gösterecektir. Burada bizi ilgilendiren asıl mesele, kadın fıtratının araştırmacı bir kadın tarafından seslendirilmesidir. Önümüzdeki zamanlarda gelişmeleri hep birlikte takib edeceğiz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*