
O tiyatrocumuz, 1974 teki o savaşta, elleri bağlı halde bir Rum askerini buluyor, yanına yaklaştığında yüzüne tükürünce onu alnından vuruyor. Ve sonra da 34 yıl önceki bu fiilini gazetede açıkça savunuyor: “- Sana hakaret edene ne yapacaksın, savaş bu . Onu alıp götürecek halimiz yok.”(?)
Elleri bağlı halde bulduğu (Hz.Ali gibi göğüs göğse çarpışırken yere yıktığı değil!) bir savaş esirini öldürmenin savaş suçu olduğu dile getirilince de telaşlanıp, ertesi günü verdiği bir beyanatla o itirafını tevile çalışıyor ama, nafile. Mürur-u zamanı olmayan bu savaş suçu ile yargılanması gerekiyor.
Bu iki zıt olay, gerçek İslâm’ın öğrenilmesi, öğretilmesi ve yaşanmasının ehemmiyetini vurguluyor.
Benzer konuda makaleler:
- Bir mektepsin Yeni Asya
- Naat
- Cennetin özledığı kişiler
- Feda ettim!
- Hak Gelince…
- Filipinler’de Risâle-i Nur hizmetleriyle meşgul olan Cevdet Baybara şehit edildi
- Nasıl Olur da Sana Secde Etmez Bir İnsan
- Esmaü’l-Hüsnâ ile yakarışlar…
- Âlem sana ağlıyor efendim…
- Muhabbet, kainatın bir sebeb-i vücududur

KURTLAR vadisindeki rolünün etkisinde kalmış hayal aleminde, birisi uyandırdı ama zararı ülkeme oluyor. düşmana koz vererek. buda bir senoryo olmasın. İnsanların düşünmeden yaptıkları millete mal edilebiliyor. ne olduda böyle bir şey aklına geldi. işmi arıyorsun. yoksa bela mı? senin düşünmeden sarf ettiğin nanneler .. bir millete pahalıya mak oluyor.
Güzel konulardan bahsediyorsunuz da neden daha çok saygı gerektiren bir kelime olduğunda kısaltıyorsunuz (Örneğin Aleyhisselam yerine a.s. veya Hazret yerine h.z.). Bir başbakandan bahsederken sayın yerine s. kullanılabilir mi? Yok eğer yer kısıtlı diyorsanız birçok gereksiz kelime kullanılmıyor mu? Kaldı ki gereksiz kelime kullanmasanız bile saygı gösteren kelimeyi diğer kelimelere göre hayli hayli belirtmeniz gerekir.
Ömer SK! cerbeze yaparken bile yüzüne gözüne bulastiriyorsun. bu kadar anlamsiz cümleleri kuracagin yerde ismini ve soyismini tam yazsaydin ya, belki o zaman sana daha cok deger verirlerdi. hayran kaldim senin saygi anlayisina.