İslâm Almanya´nın ortasında

Image
Alman Der Spiegel dergisinin Yazı İşleri Müdürü Dr. Rainer Traub, “İslâm Almanya’nın ortasına geldi, Almanlar bunun farkına varmalı ve kabul etmeli” dedi.

Alman Der Spiegel dergisinin (Allah im Abendland) “Batı’da Allah” başlıklı özel sayısı bütün dünyada yankı getirdi. Mısır, İslâmiyet’e ve Hz. Muhammed’e hakaret içerdiği gerekçesiyle dergiyi toplatmıştı.

Kapak fotoğrafında Almanya bayrağı üzerinde ay-yıldız ile camiyi kullanan dergi, içerde de paten kayan, pikniğe giden başörtülü Müslüman kadınlarla, yolda namaz kılan erkekler, 11 Eylül, İspanya ve Londra’daki terör olaylarını gösteren fotoğraflara yer vermişti. Der Spiegel’in Yazı İşleri Müdürü Dr. Rainer Traub ve Almanya’daki İslâm Uzmanı Dr. Dietrich Reetz, NTVMSNBC internet sitesinin “Der Spiegel hangi İslâm’ı anlatıyor?” sorusunu cevapladı.

Bu konuda internet sitesine açıklamalarda bulunan derginin yazı işleri müdürü Dr. Rainer Traub, “Der Spiegel’in ‘Allah im Abendland’ özel sayısında Almanya’daki İslâm’ın her yönünü anlatmaya çalıştık. Ancak bir dergiyle sınırlı, anlatabildiğimiz kadarını gösterdik. Benim için kapaktaki fotoğraf şunu söylüyor: İslâm, Almanya’nın ortasına geldi, Almanlar bunun farkına varmalı ve kabul etmeli.” dedi.

İslâmiyet ile şiddet olaylarını bağdaştıranları bir grup aptal olarak niteleyen Dr. Traub “Zaten, İslâm’la şiddet ve terörü bağdaştıran önyargılı insanların, kapaktaki bu fotoğrafı görünce dergiyi ellerine alacaklarını hiç zannetmiyorum. Çünkü onlar aptallar ve en az okuyanlar. Gerçekten bu konuyla ilgili okumak isteyen bu dergiyi satın alır.” ifadelerini kullandı.
Image
Dr. Traub Hıristiyanların İslâmiyeti yeterince tanımadığını vurgulayarak, “Bu sayıda sadece Almanya’yı anlatmıyoruz, aynı zamanda komşu ülkelerimizdeki İslâm’ı da anlattık. Örneğin; Fransa geniş bir Müslüman topluma sahip, Hollanda’da Müslüman toplumla çelişki içinde, bu ülkelerdeki İslâm’ı da ele aldık. Bazıları başlığın iki dinin inancını ayırdığını düşünebilir. Almanca ‘Gott’ değil de ‘Allah’ yazmamız ayrımcılık olarak anlaşılabilir. Fakat Hıristiyan Batı’ya çok iyi tanınmayan bir din geldi. Bu yüzden ‘Allah’ kelimesini kullandık.” dedi.

Müslümanların Avrupa’da artık azınlık olarak sayılamayacağını ifade eder Der Spiegel Yazı İşleri Müdürü Dr. Rainer Traub, “Hangi azınlıktan söz ediyorsunuz? Müslümanlar azınlık değil” şeklinde konuştu. Dergide yer alan fotoğraflarla ilgili de açıklama yapan Dr. Traub, “Camide yere eğilmiş namaz kılan adamlar, bir kapalı kadın kaykay yaparken veya havuzun kenarındaki başörtülü kadın… Bizim göstermek istediğimiz farklı özelliklere ve inançlara ait kişiler aynı ortamda birbirleriyle yaşayabilirler. Bu fotoğrafları Almanların önyargılarını azaltmak için koyduk. Fotoğraftaki insanlar Almanya’da yaşayan Müslümanlar. Almanlar, başörtülü kadınların hayatının eşleri tarafından yönetildiğini düşünüyor. Bu fotoğraflar o önyargıların yanlış olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

Dr. Traub “Başörtüsünün İslâm’ın bir parçası olduğunu inkâr etmek yanlış. Dergide başörtüsü üzerine 8 sayfalık bir yazı yer alıyor ve başörtüsünün İslâm’ın bir parçası olduğu zaten ortada. Bu konuyu tartışmaya bile gerek yok.” dedi.

Avrupalı bazı siyasetçilerin İslâmı siyasî korku aracı olarak kullandığını söyleyen Dr. Traub şunları söyledi: “Onun için yanlış anlaşılıyor. İslâm siyasî korku olarak kullanılıyor. Fakat aynı zamanda 11 Eylül, İspanya ve Londra’da yaşanan terör olayları insanları etkiliyor. Bu azınlığın İslâm dünyasının dışında olduğunu göstermek bizim görevimiz. Bu yüzden bu özel sayıyla örnek olmak istedik.”

İnternet sitesinin sorularını cevaplayan İslâm Uzmanı Dr. Dietrich Reetz de, “İslâm ve dinî hassasiyet hem Müslüman hem de Hıristiyan siyasetçiler tarafından siyaset yapmak amacıyla kullanılıyor. Aslında iki taraf da birbirinden korkuyor. Bence çok sağlıksız bir durum, çünkü din üzerinden siyaset yapılıyor. Din konusundaki hassasiyet üzerinden siyasî sorunlar analiz ediliyor ve aynı zamanda Müslümanların entegrasyonu da bunun üzerinden yorumlanıyor.” sözleriyle İslâm üzerinden siyaset yapılmasını eleştirdi. Dr. Reetz bu konuda çözüm teklifini de şu şekilde ifade etti: “Müslüman yetkililerin batıyı her kötülüğün sorumlusu olarak göstermemesi, korkuları büyütmemesi gerekiyor. Batılı ülkeler de Müslümanların hassasiyetini negatif yansıtmamalı.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*