Kâinat bu geceyi alkışlıyor

Image

Leyle-i Regâib’in kudsiyetini ve Hazret-i Risâletin bir derece, bir cihette âlem-i şehâdete teşrifinin umum kâinatça ve bütün asırlarda nazar-ı ehemmiyette ve Rahmeten li’l-Âlemîn olduğunu ispat etti ve kâinat o geceyi alkışlıyor diye gösterdi.

Aziz, sıddık kardeşlerim,

Evvelâ: Seksen küsur sene bir ömr-ü maneviyi sizlere kazandıracak olan şuhur-u selâse-i mübarekeyi ve bilhassa bu geceki leyle-i Regâibi tebrik ediyoruz.

Kastamonu Lâhikası, s. 204

***

Aziz ve sıddık kardeşlerim ve fedakâr ve sadık arkadaşlarım,

Evvelâ: Sizin, bu mübarek şuhur-u selâse ve içindeki kıymettar leyâli-i mübarekeleri tebrik ediyoruz. Cenâb-ı Hak, herbir geceyi sizin hakkınızda birer leyle-i Regaib ve leyle-i Kadir kıymetinde size sevap versin. Âmin.

Kastamonu Lâhikası, s. 105

***

Aziz kardeşlerim,

Size iki pusulayı Leyle-i Regâib’den altı saat evvel yazdım. “Hizb’un-Nûriye” kâğıt ile teslimden sonra, katiyen benim kanaatimde bir nevî Mu’cize-i Ahmediye olarak, iki aydan beri mütemâdiyen kuraklık ve yağmursuzluk, her tarafta dâimâ namazlardan sonra pek çok duâların akim kaldığı ve herkes me’yusiyetten derd-i maîşet endişesiyle kalben ağlarken, birden Leyle-i Regâib—bütün ömrümde hiç mislini işitmediğim ve başkalar da işitmediği—üç saatte yüz defa, belki fazla tekrarla melek-i ra’dın yüksek ve şiddetli tesbihâtıyla öyle bir rahmet yağdı ki, en muannide dahi Leyle-i Regâib’in kudsiyetini ve Hazret-i Risâletin bir derece, bir cihette âlem-i şehâdete teşrifinin umum kâinatça ve bütün asırlarda nazar-ı ehemmiyette ve Rahmeten li’l-Âlemîn olduğunu ispat etti ve kâinat o geceyi alkışlıyor diye gösterdi.

Emirdağ Lâhikası, s. 79

***

Doksan dokuz gün içinde yalnız Leyle-i Regâip ve Leyle-i Mi’raca yağmur rahmetinin tevafuku ve o iki gece ve güne mahsus olması, daha evvel ve daha sonra olmaması ve ihtiyac-ı şedidin tam vaktine muvâfakatı ve Mi’raciye Risâlesinin burada çoklar tarafından şevkle kıraat ve kitabet ve neşrine rastgelmesi ve o iki mübarek gecenin birbiriyle bir kaç cihette tevafuk etmesi ve mevsimi olmadığı için acip gürültülerle, söylenmeyecek maddî mânevî zemin gürültüleriyle feryatlarına tehditkârâne ve tesellîdarane tevafuk etmesi ve ehl-i imanın meyusiyetinden tesellî aramalarına ve dalâletin savletinden gelen vesvese ve zaafiyetine karşı kuvve-i mâneviyenin takviyesini istemelerine tam tevafuku, bu geceler gibi şeâir-i İslâmiyeye karşı hürmetsizlik edenlerin hatalarına bir tekdir olarak, “Kâinat bu gecelere hürmet eder, neden siz etmiyorsunuz?” diye mânâsında, kesretli rahmetle şeair-i İslâmiyeye karşı, hatta semavat ve feza-yı âlem hürmetlerini göstermekle tevafuk etmesi, zerre miktar insafı olan bilir ki, bu işte hususî bir kasıt ve irade ve ehl-i imana hususî bir inayet ve merhamettir; hiçbir cihetle tesadüf ihtimali olamaz.

Emirdağ Lâhikası, s. 84

LÜGATÇE:

şuhur-u selâse: Üç aylar.

şuhur-u selâse-i mübareke: Mübarek üç aylar.

leyle-i Regâib: Regâib Gecesi.

leyâli-i mübareke: Mübarek geceler.

Hizb’un-Nûriye: Nur’a ait bir duâ.

mütemâdiyen: Sürekli, devamlı.

me’yusiyet: Ümitsizlik, üzüntü.

melek-i ra’d: Gökgürültüsü ile vazifeli melek.

Hazret-i Risâlet: Hz. Muhammed (asm).

âlem-i şehâdet: Gözle görülen âlem, kâinât.

Rahmeten li’l-Âlemîn: Âlemler için rahmet, Hz. Muhammed (asm).

tevafuk: Uygunluk, rastlama.

muvâfakat: Uygunluk, uymak.

kıraat: Okuma. kitabet: Yazma.

feza-yı âlem: Fezâ âlemi; uzay.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*