Kolaylık dinin neresinde?

Dilimize pelesenk ettiğimiz bir cümle var; İslâm kolaylık dinidir. Peki, kolaylık dinin neresinde? İbadetleri düşününce; namaz, oruç, hac ve salih amel kapsamında değerlendirilen insanlara iyilik yapmak, doğruyu söylemekten kaçınmamak vs. fiiller aslında zor mu zor. Basit değil. Nefis ile kıyasıya yapılan bir mücadele olduğundan Peygamberimizin de (asm) buyurduğu gibi büyük savaşın ta kendisi. Her an bir çarpışma söz konusu. Zafer mi? Belli değil. Bu yüzden havf ve reca arasındadır inanan. Bu yüzden, “imanla kabre girenlerden” olma duâsındadır sabah akşam.

Sadede gelince…
Aslında havsalamızda uyandırılan yanlış imajı düzeltmeliyiz öncelikle. İslâm kolaylık dinidir derken, kelimelerden farklı bir anlam çıkarıyoruz: İslâm kolay bir dindir.

Değil efendim.
Ne Asr-ı Saadette yaşaması kolaydı ne yaşadığımız ahir zaman diliminde kolaydır.
Çünkü bir takım emir ve yasaklamalar daima beraberinde bir disiplini, zorluğu meydana getirir. Nefis de yapısı itibariyle bu nizamdan kaçmak, kendi başına buyruk kesilmek ister. Nihayetinde başarılı olur olamaz. Orası sizin bu imtihanı nasıl verdiğinize bağlıdır.

Pekâlâ, “kolaylık” kavramının karşılığı nedir İslâmiyet’te?
Kelimenin lügat manası üzerinden gidelim.
“Bir işi yapabilme durumu veya imkânı, kolay duruma getiren, kolay olma durumu.” 1

Nedir bize kolaylaştırılan fiiller?
Meselâ yolculuk halleri… Günümüz şartları çok gelişmiş olsa da, saatler süren yolculuklar uçak gibi teknoloji harikalarıyla dakikalara inse de “yolda olma hali” yoruyor insanı. Abdest almaktan, namazı yetiştirmeye kadar bir sürü meşakkat ile karşılaşıyoruz.

Bizi bizden daha iyi bilen merhamet sahibi, bu sebeple namazların kısaltılması “emrini” vermiş. Daha sıkı şartlarda -otobüste, gemide, uçakta seyir halindeyken- namazın eda edilebileceğini Peygamberimiz (asm) aracılığıyla göstermiş. Devesinin üstünde namazını kılan Peygamberimiz (asm) bunun bizzat delilidir. Sabah namazı hariç diğer namazların –öğle ile ikindi, akşam ile yatsı- cem edilerek beraber kılınabileceğini bildirmiş.

Namaz deyip geçmeyelim.
Sosyal hayatın birebir içinde iken en çok zorlanılan, ihmale uğrayan, kazaya bırakılan ibadettir namaz. Yolculuk, çalışma hayatı, öğrencilik ve sair meşguliyetler ilk namazımızı etkiler. Geçim derdi için namazını terk eden pek çok kimseden haberlisinizdir eminim.

Namaz örneği örneklerden bir örnek. Abdest, oruç, hac, kurban ve diğer ibadetlerin de bazı durumlarda hafifleme yoluyla kolaylaştırıldığını biliyoruz. (Bilmiyorsak vakitlice öğrenmek lazım gelir bir an evvel.)

Evinde oturur yahut dağa çekilir halde münzevi bir hayat yaşarken ibadetler pek rahat, pek kolay eda edilir. Zaten önemli olan da zor zamanda elinden geleni yapabilmek değil midir?

Dipnot: 
1.tdk.gov.tr

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*