Neden açlık çekenlerin başında Müslümanlar var?

Elbette Yaradan dünyaya herkesi besleyecek kadar gıda gönderiyor. Hatta otuz yıl öncesine göre dünya tarımında günlük kişi başına üretilen kalori miktarı yüzde 17 arttı. Buna göre günümüzde dünya her insan için günlük 2.720 kilokalorilik gıda üretiliyor.

Ancak aç gözlü ve tamahkâr beşerin eli karışınca, dünyadaki bir çok insan gıda üretecek kadar araziye ya da satın alacak kadar paraya sahip olamaz hale geliyor. Bu yüzden zengin ülkeler bolluk içinde yaşarken, dünyada 1 milyar 345 milyon kişi günde 1,25 dolardan az para ile geçinmeye çalışıyor. Yani aç kalıyor.

Öyle ki yılda 15 milyon çocuk açlıktan ölüyor.

Açlığın en çok görüldüğü ülkelerde iç çatışmalara, silâha ve mühimmata harcanan para o ülkeleri açlıktan kurtarmaya yetecek miktarda. Zira bir roketin fiyatı bir okul dolusu öğrenciyi beş gün doyuracak kadar yüksek. Şimdi buna yükselen gıda fiyatları da eklendi. Dünya Gıda Örgütü’nün hesaplamalarına göre, şeker, buğday ve zeytin fiyatları aralık ayında 1990 yılından bu yana en yüksek düzeyine ulaştı. Et fiyatları da yükselme trendi içinde. Geçen yıl Amerikan mısırı yüzde 50’den fazla, soya fasülyesi ise yüzde 30’dan fazla yükseldi. Avrupa’da buğday fiyatları iki katına çıktı.

Uzmanlara göre Arjantin’de kuraklık, Avustralya’da sel—dördüncü en yüksek buğday ihracatçısı—,Kuzey yarıkürede aşırı soğuk kışlar, gıda fiyatlarını daha da yükseltecek. Zira üretim azalırken, özellikle Çin ve Hindistan gibi ülkelerin talebi hızla artıyor. Petrol fiyatlarındaki artış da sorunu daha da ağırlaştırıyor.
Bu tabloda üzücü bir istatistik daha var. Halkını açlıktan kurtarmak için dış yardıma ihtiyaç duyan ülkelerin önemli bir kısmı İslâm ülkeleri. Afrika ülkelerinin çoğunluğu, Ortadoğu’da Irak, Asya’da Moğolistan, Afganistan, Kırgızistan, Pakistan bunların başında geliyor.

Öte yandan bu grupta yer almayan gelişmekte olan ülkelerdeki başka bir sorun da mikro—besleyicilerin—vitaminler ve minerallerin- yetersizliği. Bu ülkelerde her üç kişiden biri vitamin ve mineral eksikliği yüzünden ağır hastalık ve sakatlıklar yaşıyor. Dünya nüfusunun yüzde otuzundan fazlası demir eksikliği yüzünden kansız anemi yaşıyor. İyot eksikliği çocukların zihin sağlığını etkiliyor. A vitamini eksikliği körlüğe ve bağışıklık sistemi zayıflamasına sebep oluyor. Ve dünyada A vitamini eksikliği çeken çocukların sayısı yaklaşık 140 milyon. Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre her yıl 250.000 ila 500.000 çocuk A vitamini eksikliği yüzünden kör oluyor.

Bütün bu tablo içinde elbette dünyadaki gelir dağılımının düzensizliği ve savaşlar en önemli suçlular olarak yerini alıyor. Öbür taraftan gelecekte gıda talebi, nüfus artışıyla paralel olarak daha da artacak.
Peki ne yapmalı?

Elbette küresel gelir dağılımının düzeltilmesi ve savaşların durdurulması mümkün görünmüyor. Ama en azından gıda üretiminin öneminin gittikçe artacağını görerek, tarıma gereken ağırlığı vermemizin zamanı geldi de geçiyor. Avrupalı firmalar konsorsiyumlar halinde geleceğin ana tahıl ambarı olması beklenen Afrika’ya akın ediyorlar. Gecikmeksizin hem ülkemizin bütün tarım potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmenin planlarını yaparken, hem de Afrika’da tarım yatırımı fırsatını kaçırmamalıyız. 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*