Orası Kıbrıs, burası Türkiye

Gündemden çıkarılmak istense de, kanunsuz başörtüsü yasağı bir şekilde gündemde kalmaya devam ediyor. Her defasında ifade etmeye çalıştığımız gibi, Türkiye’nin önünü tıkayıp ufkunu karartan bu yasak, bütün neticeleriyle sona ermeden gündemimizden kalkmayacak ve kalmamalı.

Yaşandığı halde kamuoyunun duymadığı pek çok mağduriyetler oluyor. Bunlardan biri de Prof. Dr. Erman Tuncer’in yaşadığı mağduriyet. Eşi ile katıldığı bir toplantıdan ‘resmen’ kovulmuş maalesef…

Türkiye’de böyle mağduriyetler yaşanırken, hür dünyada tam aksi gelişmeler oluyor. İki misâlle bunu anlamaya çalışalım.

Önce ‘bura’dan bir görüntü: “Sayın Genelkurmay Başkanı, Birinci Ordu Komutanı iken Maslak’taki TİM açılışına İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı adına eşimle birlikte katılmıştım. Protokol gereği Sayın Başbuğ ve eşi ile yan yana oturmamız gerekiyordu. Sezen Aksu sahne almadan az önce İlker Paşa ve eşi salona teşrif ettiler. Ancak kendileri eşimin başörtüsünden dolayı bizimle birlikte oturmak istemediklerini bildirdiler. Bunun üzerine sonunda salondan kovulduk. Paşanın eşinin söylenmesini hayatım boyunca unutamayacağım. Mecburen salonu terk ettik. Bunun da tek sebebi vardı: O da TSK’nın yıpranmamasıydı. (…) Nihayetinde ortamı germemek ve basına malzeme vermemek ve bu insanları üzmemek adına biz salondan ayrıldık. İmza: Prof. Dr. Erman Tuncer” (Aktaran Sevilay Yükselir, Sabah, 4 Temmuz 2010)

İsterseniz şimdi de ‘ora’ya, yani Kıbrıs Rum Kesimi’nde yaşanan bir hadiseye bakalım. “Rumlar başörtüyü okulda serbest bıraktı.” başlıklı haber özetle şöyle: “Türkiye’de başörtüsü yasağı üniversitelerde hâlâ sürerken, Kıbrıs Rum Kesimi’nde bir ilkokul öğrencisinin okula başörtüsüyle gitmesine izin verildi. Gerekçe: Din özgürlüğü ve anayasanın verdiği haklar!

“Rum Alithia gazetesinin haberine göre, Avrupa’dan gelen bir ailenin çocuğunun, eğitim aldığı okula başörtüsüyle gitmesi ülkede tartışma başlattı. Rum ana muhalefet Demokratik Seferberlik Partisi (DİSİ) Milletvekili Kiriakos Haciyannis, söz konusu öğrencinin durumunu gündeme getirerek, hükümetin resmî politikası hakkında bilgi istedi.

“Rum Eğitim Bakanı Andreas Dimitriu ise bir açıklama yaparak, üniformalara okulların karar verdiğini, dinî inançların da anayasa tarafından koruma altına alındığını söyledi. Kıbrıs Rum yönetiminin dinî özgürlüğe saygı duyduğunu da belirten Dimitriu, bakanlığının bütün öğrencilerin insan haklarını korumakla yükümlü olduğunu, bu yüzden Haciyannis’e vereceği yanıtın, ‘dinî hoşgörünün tartışmaya açık olmadığı ve ebeveynlerin çocuklarını inançlarına göre yetiştirme haklarının ellerinden alınamayacağı’ şeklinde olacağını kaydetti.” (Taraf, 4 Temmuz 2010)

Avrupa Birliği’ne üye olan Kıbrıs Rum Kesimi’nde başörtüsü yasağı uygulanmazken, KKTC’de ve “Müslüman” Türkiye’de uygulanması nasıl izah edilecek? Hayır, hayır! Hiç kimse bu kanunsuz ve keyfî yasağı savunamaz. “Bura”sının, hürriyetler noktasında “ora”dan geri kalması kabul edilemez. Bu yasak inşallah sona erecek, ama bugün, ama yarın…

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*