Bir Müslümanın ibadetleri ile varlığın genel ritmine uyuyor olması, ruhunda, muhtemelen büyük bir ferahlık ve kâinat ile uyum içinde olmaktan kaynaklanan bir âhenk oluşturuyor.
Meselâ oruç tutan bir ferdin hem Güneş, hem de Ay ile ve bu kürelerin varlığın genel âhengine uyumundan ortaya çıkan hareketler ile bir uyumu var. Oruç ibadetinin günlük başlangıç ve bitişlerini, Güneş’in konumları ile Ramazan ayının yıl içinde yerini, ayın pozisyonları ile belirleyen muhteşem bir nizam kurulmuş.
Bu ahengin ferdin hem ruh, hem de beden sağlığı üzerinde çok olumlu etkilerinin olduğu, ruha kâinat genişliğinde bir ferahlık sağladığı ve varlıkla irtibatı çok güçlendirdiği gözleniyor.Amerika’da yayımlanan ve Burton Goldberg’in hazırladığı “Allternative Medicine” (Alternatif Tıp) isimli kitapta tedavi metotları adı altında ele alınan başlıklardan biri; oruç. Burada bir ibadet şekli olan oruçtan bahsedilmiyor, ancak farklı sağlık merkezlerinin uyguladıkları farklı oruç şekilleri, tedavi açısından ele alınıyor. Dünyada yalnızca çeşitli oruç şekilleri ile tedavi uygulayan merkezlerden ve doktorlardan bahsediliyor. Kitabın orucu ele alış şeklini şöyle özetleyebiliriz:
Oruç hipertansiyon, baş ağrıları, alerjiler ve artrit gibi pek çok hastalık durumu için maliyeti düşük ve etkili bir tedavi metodudur. Bedeni, yiyecekleri sindirme işinde rahatlatarak, sistemin toksinlerden arındırılmasını hızlandırır.
American Holistic Medical Association (AHMA=Amerikan Bütüncül Tıp Birliği)’nin kurucularından Evarts G. Loomis “Şu an elimizde bulunan en iyi tedavi metotlarından biri oruçtur” demektedir. İnsanların çoğu için oruç iyileşme sürecini hızlandırıcı bir fonksiyon üstlenmektedir ve genel olarak fizikî, zihnî ve ruhî anlamda sağlık için sayısız faydaları olduğu düşünülmektedir. Kısa süreli oruçlar (iki, beş gün arası) evlerde kişisel sağlık idame programları çerçevesinde yürütülebilir. Tıbbî danışmanlık ile birlikte yürütülecek olan daha uzun süreli oruçlar, immün (bağışıklık) sisteminin güçlenmesine hizmet edebilir, ilâç alerjilerini azaltabilir ve çeşitli sağlık problemleri için ilâç alımı ihtiyacını azaltabilir ya da ortadan kaldırabilir.
Yiyeceklerin besleyici komponentlere ayrılmasında, karbonhidrat ve proteinlerden glikojen oluşturulmasında, karaciğerde depolanmasında ve bunun beden fonksiyonları için enerjiye dönüştürülmesinde büyük bir enerji harcanmaktadır. Kalori alımı kısıtlandığında veya elimine edildiğinde, beden enerjisini başka yönlere kaydırır. Toksin alımı durduğu için bedendeki toksinlerin atılımı kolaylaşır. Kandaki yağ miktarı azalacağı için kanın akışı kolaylaşır ve doku oksijenasyonu hızlanır. Sindirim için harcanan enerji azaldığı için fazlalık enerji, immün sistemine (bağışıklık sistemine), hücre gelişimi ve toksinlerin elimine edilmesi süreçlerine kaydırılır ve bunların faaliyeti artar. Beden yağlarının yakılması ve enerjiye dönüştürülmesi, pestisid ve çeşitli ilâçlar gibi atılımları için enerji ihtiyacı olan moleküllerin kana geçmesine ve vücuttan atılmasına yardımcı olur. Bedenin özünde var olan eski ve gereksiz dokuların tesbit edilip elimine edilmesi süreci ve bunların artıkları olan besinlerin yeni süreçlerde kullanılması işlemi hızlanır. Fizyolojik fonksiyonlar iyileşir. Hastanın diyeti ve çevresindekiler konusundaki duyarlılığı artar.
Farklı ekollerin farklı kısıtlamalarla ve farklı sürelerde uyguladıkları oruç türleri vardır. Hastanın özel durumuna göre de değişiklikler yapılmaktadır. Bu da yalnızca fizyolojik yönü ile ele alındığında bile her insan bedeninin oruca ihtiyacı olduğunu ortaya koymaktadır.
Elbette Ramazan orucu veya ibadet maksadı ile tutulan diğer nafile oruçların asıl tutulma sebebi, emredilmiş olması veya Kâinat Sultanı’nın rızasını kazanmaktır. Oruç tutma gayemiz olarak değil, ancak yaptığımız ibadetlerin gerisindeki muhteşem hikmeti ve insanı gerçekten her yönü ile en iyi şekilde tanıyan biri tarafından emredildiğini anlamak için yalnızca maddî bedene sınırlı bakış açısından ulaşılmış bu sonuçlar çok önemli. İnanıyorum ki, sağlık açısından tavsiye edilen oruçlar içinde de insana en uygun olanı, bahsedilen hikmetleri en iyi şekilde ortaya çıkaranı vahiy kaynaklı ve insanın bütün âlemlerle irtibatını gözeten ibadet şeklinde tutulan oruçtur. Üstelik bu oruç, sene içindeki bütün zaman dilimlerinde dolaşması, başlangıç ve bitişinde kâinatın genel ritmi içinde rakseden Güneş’le irtibatlandırılması ile varlığın bütünü ile kâinatın geneli ile bedenimizi irtibatlandıran özellikler arz ediyor. Bu anlamda Dalai Lama’nın doktoru olan Dr. Yeshe Donden’in şu sözleri çok önemli: “Sağlık, mikrokozmoz olan insan ile makrokozmoz olan kâinat arasındaki uyum ve mükemmel ilişkidir. Hastalık ise bu ilişkinin bozulmasıdır.” Görünen o ki, zaman geçtikçe “Oruç tutun, sıhhat bulun” hadîsini kâinat kitabı çok daha iyi tefsir edecek.
Orucun, varlığın genel ritmi ile ferdin şahsî dünyası arasında kurduğu bağları, bunların beden ve ruhumuz üzerindeki etkilerini şu an muhtemelen çok az biliyoruz. Ancak bildiğimiz kadarı ile bu bağlantının büyüklüğü ve kuşatıcılığı, ruhumuzu farklı âlemlerle irtibatlandırdığı konusunda net bir fikir veriyor. Belki de bu ayda hissettiğimiz huzur, varlığın kuşatıcı ruhu ile ruhumuzun bu engin bağlantısından kaynaklanıyor.
Kâinatın bütününü elinde tutan, içindeki her unsuru çekip çeviren, varlık içindeki konumumuzu en iyi şekilde bilen, oruçla ruh ve bedenlerimizi terbiye eden Rabb-ı Kerim’e kul olmak ne güzel! Yaşadığımız dünyanın ve ülkemizin bütün olumsuzluklarına rağmen, oruç, namaz ve diğer ibadetlerimizle varlık âleminin ruhlara ferahlık veren dinlendirici ritmine kendimizi kaptıralım ve kulluğun sonsuz zevkini, bütün kâinatın sultanına dayanmışlığın yaşattığı büyük emniyeti iliklerimize kadar hissedelim.
Benzer konuda makaleler:
- Oruç tut sıhhat bul
- Oruç ve Kur´an
- Oruç ve Kur´an
- Ruh, Hayat ve Hayatın Ruhu
- Asrın İdrakine Söyletilen İslâm
- Barış İçinde Bir Dünya
- Antika san’at; İnsan!
- Her şey O değil, her şey O’ndandır
- Bir Bütünün Parçalarıyız
- Varlık ve Ben
İlk yorum yapan olun