Risale-i Nur’da ibadetin hikmetleri

Eskişehir’den okuyucumuz: “Risale-i Nur’da ibadetin fayda ve hikmetleri nelerdir?”

İBADET EMİR OLDUĞU İÇİN YAPILIR

Bediüzzaman ibadetin taabbüdî olduğunu, yani emir olduğu için yapılması lâzım geldiğini vurguluyor.

İbadet kul ile Allah arasında pek yüksek bir bağ, çok şerefli bir nispet ve pek yüce bir rabıtadır. Bununla beraber, her bir ibadette sayısız faydaların bulunduğu da muhakkaktır.

Çünkü ibadetler, doğrudan Allah’ın emriyle sabit olmuşlardır.

İBADETLER DÜNYA SAADETİNİN GİZLİ GÜÇLERİDİR

Bedîüzzaman’a göre ibadetler, dünya saadetinin görünmeyen güçleridir. Mutlu ve huzurlu bir dünya hayatı için ibadetlerin sınırsız faydaları vardır. İbadetler, fikirleri Cenâb-ı Hakk’a çevirir. Kulun Allah’a olan teveccühü, emirlerine boyun eğmeyi gerektirir. Allah’ın emirlerine boyun eğmek ise, kulu intizam altına alır.

İnsan cismen küçük, zaîf ve âciz olmakla beraber; pek yüksek bir ruhu taşıyor, pek büyük bir istidada mâliktir, sınırlanmayan meyilleri vardır, sınırsız emellere sahiptir, hesapsız fikirleri vardır, hadsiz şeheviye ve gadabiye gibi kuvvetleri vardır ve öyle acaib bir yaratılışı vardır ki, yaratılmış bütün türlere ve âlemlere fihriste hükmündedir.

İşte böyle bir insanın o yüksek ruhuna genişlik veren, ibadettir. İstidadlarını inkişaf ettiren, ibadettir. Emellerini gerçekleştiren ibadettir. Fikirlerini nizam altına alan, ibadettir. Duygularını had altına alan, ibadettir. Nefsini tabiat paslarından temizleyen, ibadettir. İnsanı yüksek ahlâka yetiştiren, ibadettir. Kul ile Yaratıcı arasındaki en lâtif bağ ibadettir.1

İBADET BİZİ SONSUZ KUDRETE BAĞLAR

İbadet bizi doğrudan Allah’a bağladığından, her belâ ve musîbet anında sığınacak sonsuz kudreti tanımamızı kolaylaştırır. İbadetle, bizi sevinçli ve mutlu kılan her nimet için şükredeceğimiz tek merciin Yüce Allah olduğunu kavrar ve şükrederiz. İbadet bütün canlılara, varlıklara ve insanlara bakışımızı müsbet yönde değiştirir. Her şeyi kendimize düşman değil, kardeş hissederiz. Ne hiçbir şeyi olduğundan fazla büyütürüz. Ne de kendimizi herhangi bir şeyden üstün tutarız. İbadet hayatımızda plân ve programı hâkim kılar. Plânlı bir hayat ise işlerimizi düzene koyar. İbadet geçim genişliğine, bolluğa, berekete ve duâlarımızın kabulüne vesile olur. Zor günlerimizde Allah’ın yardım ve inayetini kolaylaştırır. İbadetler, bizi kötülüklerden alıkoyarlar. Kötülüklerden uzak kalanlar herkesçe sevilirler, işlerinde muvaffak olurlar ve hayatlarında huzur bulurlar.

İBADETLER TOPLUMU DİRİ TUTAR

İbadetlerin sosyal yönü de vardır ve girdikleri toplumu ihya ederler. İnsan ibadet saikasıyla bütün Müslümanlara karşı bir münasebet kazanır, kuvvetli bir irtibat ve bağlılık elde eder, herkesi kendisine kardeş bilir. Bu irtibat ise kuvvetli bir uhuvvete ve hakikî bir muhabbete kapı açar. Toplum hayatının terakkisi ve kemali için en birinci basamaklar ise uhuvvet ile muhabbettir.2

Allah’ın emirlerine uyması ve yasaklarından kaçması sayesinde bir kul, toplum hayatında çok mertebelere yükselir. Öyle işler başarır ki, bir fert iken, umumî faydaları temin ettiği ölçüde tek başına bir millet hükmüne geçer. Ve büyük bir himmetle topluma hizmet eder. Topluma böyle hizmet edenler çoğaldıkça, toplum topyekûn huzur ve refah seviyesine yükselir.3

İBADETLER AHİRET SAADETİNİN TEMEL TAŞIDIRLAR

İbadetler âhiret saadetinin de temel taşlarıdırlar.

Her bir ibadetin, ahirete dönük sayısız faydaları ve hikmetleri vardır.

Ahiretteki her sıkıntıda yüz akımız ibadettir. Allah’ın yardımına, mağfiretine, rahmetine ve rızasına nail olmamıza vesile olan ibadettir. Günahlarımızın bağışlanmasını ve Peygamber Efendimizin (asm) şefaatine nail olmamızı kolaylaştıran ibadettir.

Keza ibadetler, Cehennem azabından korunmamızı ve kurtulmamızı netice verirler; sırat köprüsünü geçmemizi, Cennetin sahillerine ve Allah’ın cemaline ulaşmamızı müyesser kılarlar. İbadetler, Allah’ın sonsuz lütuf, ihsan ve ikramlarına sayısız kapılar açar ve âhirette ebedî mutluluğa ve ölümsüz saadete ulaşmamıza vesile olurlar.  

Dipnotlar:
1- İşârâtü’l-İ’câz, s. 142. 2- İşârâtü’l-İ’câz, s. 142.
3- İşârâtü’l-İ’câz, s. 141.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*