Risaleler iktidarın keyfine bırakılamaz

Risale-i Nur Külliyatının yayın hakkının Bakanlar Kuruluna devredilmesini öngören kanun maddesine itirazlar devam ediyor. Av. A. Kadir Akbaş, “Risale-i Nur Külliyatının neşir hakkı Bediüzzaman Said Nursî tarafından, sayıları bugün milyonlarla ifade edilebilecek ve aralarında kanunî mirasçılarının da bulunduğu ‘Nur Talebeleri’ne bırakılmıştır. Bu hak fiilen de bugüne kadar bu şekilde kullanılmıştır” dedi. Av. Akbaş, şöyle devam etti: “Değişiklik ile Bakanlar Kuruluna Risale-i Nur Külliyatını müsadere, devletleştirme, kamuya mal etme yetkisi verilmektedir. Bu düzenleme ile Risale-i Nur Külliyatı kanunî bir himayeye kavuşmamaktadır. Aksine, devletin, AKP’nin, Bakanlar Kurulu aracılığı ile dilediğince tasarruf edebileceği bir meta halinde dönüştürülmektedir. Devletin, bürokrasinin, siyasî hırs ve tarafgirliğin esareti altına alınmak istenmektedir.”

Risale-i Nur′un tahrife karşı kanunla korunacağı iddiası koca bir yalandan ibarettir

Risale-i Nur Külliyatı’nın neşir hakkı Bediüzzaman Said Nursî tarafından, sayıları bugün milyonlarla ifade edilebilecek ve aralarında bugün kanunî mirasçılarının da bulunduğu “Nur Talebeleri”ne  bırakılmıştır. Bu hak fiilen de bugüne kadar bu şekilde kullanılmıştır.

5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 47. Maddesinde yapılacak değişiklikle Risale-i Nurun tahribe karşı kanunla korunacağı iddiası temeli olmayan koca bir yalan ve avuntudan ibarettir.

47. maddede değişiklik yapılmasını öngören ve Torba Kanun içerisine eklenen korsan madde ile önerilen değişiklik metninde Risale-i Nur Külliyatına ilişkin doğrudan bir düzenleme bulunmamaktadır. Öncelikle bu sebeple Risale-i Nur’un kanunla korunacağı iddiası, boş bir avuntu ve kamuoyundan işin vehametini gizlemeye matuf bir yalandan ibarettir.

Değişiklik ile Bakanlar Kuruluna Risale-i Nur Külliyatını müsadere, devletleştirme, kamuya mal etme yetkisi verilmektedir. Bu düzenleme ile Risale-i Nur Külliyatı kanunî bir himayeye kavuşmamaktadır. Aksine düzenleme ile Risale-i Nur, Devletin, AKP’nin, Bakanlar Kurulu aracılığı ile dilediğince tasarruf edebileceği bir meta halinde dönüştürülmektedir. Risale-i Nur Devletin, bürokrasinin, siyasî hırs ve tarafgirliğin esareti altına alınmak istenmektedir.

Değişikliğin Genel Kurulda kabul edilmesi halinde Bakanlar Kurulu dilerse hiçbir haklı gerekçesi olmaksızın Risale-i Nur Külliyatının kamuya mal edilmesi yönünde karar olabilecek. Bakanlar Kurulu bu kararı ile Risale-i Nurların basım yetkisini Diyanet İşleri Başkanlığına, bir veya birden fazla kuruma tam bir keyfi tasarrufla verebilecektir. Keza dilediği zaman yine bir Bakanlar Kurulu kararı ile bu izni kısmen veya tamamen geri alabilecektir. Risale-i Nur Külliyatının baskı adedini dilediği gibi sınırlayabilecek, neşir yetkisini talebi karşılamak konusunda isteksiz veya yetersiz, dağıtım kanallarına erişmek gücü sınırlı kurum veya yayınevlerine verebilecektir. Bakanlar Kurulu dilediği zaman zamanın ilcaatına, konjöktüre, bürokrasiden veya kamuoyundan gelen baskılar sebebiyle Külliyata dahil bazı eserlerin neşrini kısmen veya tamamen yasaklayabilir, baskı adedini çok sınırlı tutarak eserin topluma ulaşmasını fiilen engelleyebilir.

Bakanlar Kurulu kararı bu gün verilen yayın izinleri yarın başka bir Bakanlar Kurulu kararı ile kolaylıkla geri alınabilir. Bakanlar Kurulu, Risalelerin neşir yetkisini Nurlara hasım bir yayın kurumuna verebilir, bu kurumda sınırlı bir miktar basarak kanunî yükümlülüğü yerine getirdiğini iddia edebilir.

Risale-i Nur Külliyatına dahil eserler için son on yılda 27 milyon nüsha basılmış. Bu baskı adedine onlarca yayınevinin, milyonlarca Nur Talebesinin, binlerce Medrese-i Nuriyenin, Büro ve Temsilciliklerin fedakârane gayretleri ile ulaşılmıştır. Getirilecek sınırlama Nurların bu fütuhatına sed çekecektir.

Risale-i Nur Külliyatı’nın neşir hakkı Bediüzzaman Said Nursî tarafından, sayıları bugün milyonlarla ifade edilebilecek ve aralarında bugün kanunî mirasçılarının da bulunduğu “Nur Talebeleri”ne bırakılmıştır. Bu hak fiilen de bugüne kadar bu şekilde kullanılmıştır.

Risale-i Nur Külliyatı Bediüzzaman Said Nursî’nin 23.03.1960 tarihinde ebediyete intikalinden bugüne dek talebelerinin kurduğu yayınevleri tarafından elli dört yıldır kesintisiz basılmakta ve neşredilmektedir.

Bandrol uygulamasına geçildiği günden bugüne kadar yaklaşık 27 milyon nüsha Risale için bandrol verilmiştir. 2011 yılında bandrol talep eden yayıncıların sözleşme ibraz etmesi yönünde yapılan yönetmelik değişikliğinden bu yana geçen yıllar boyunca da Risalelerin basımı için bandrol talep eden yayıncılara bandrol verilmesinde bir mahzur görülmemiştir.

Çünkü Bediüzzaman Said Nursî’nin kanunî mirasçıları murislerinin bu yöndeki arzularına uyarak Risalelerin Said Nursî’nin talebeleri tarafından basılması yönünde bir irade ortaya koymuşlardır.

Kanunî mirasçılardan Muhterem Saadet Kaynak Hanım, muhterem babası Abdülmecid Nursî’nin vefatı ile kanunî mirasçılık sıfatını kazandığı 1967 yılından bugüne kadar geçen 47 yıllık sürede Risalelerin neşrine engel olmak amacıyla herhangi bir Risale yayıncısına karşı hukukî bir teşebbüste bulunmamış, Bakanlığa Risale yayıncılarına bandrol verilmemesi, Risalelerin neşrine engel olunması yönünde bir talepte bulunmamıştır.

Muhterem Saadet Kaynak, murisleri Bediüzzaman Said Nursî’nin beyanı üzerine Risaleleri Kur’ân’ın malı bilmiş, onları temellük etmek olarak kabul edilebilecek bir neşir mukavelesine bu sebeple de mesafeli durmuştur. Bakanlığın Risale-i Nur Külliyatının neşrine engel olmaması yönündeki beyanını mükerrer defa teyit etmiş, son olarak bu beyanını Yeni Asya Gazetesi yazarlarından Sn. Halil Uslu aracılığı ile de Bakanlığa ve kamuoyuna duyurmuştur. Bu yöndeki beyanını 14 Temmuz Pazartesi günü Konya’da kendisi ile yaptığımız bir telefon görüşmesinde tarafıma da tekraren teyid etmiştir.

Bakanlık dilerse Konya İl Kültür Müdürlüğü aracılığı ile Saadet Kaynak Hanımefendinin de dileyen her yayınevine Risalelerin basımı için bandrol verilmesine muvafakat ettiğine ilişkin beyanını yarım saatte aldırabilir.

Muhterem Saadet Kaynak, Bakanlığın bu konuda kendisine müracaatı halinde bu beyanda bulunabileceğini ifade etmiştir. Meseleyi çözmek Konya İl Kültür Müdürünün yarım saatini alacaktır.

Saadet Hanım, bu muvafakatini Risalelerin sadeleştirilmeden yayınlanması yönünde vereceğinden Risalelerin sadeleştirilmesinin önüne de kolaylıkla geçilmesi mümkün olacaktır.

Kaldı ki hukuken murislerinin vefatından bu güne kadar geçen elli dört yıllık sürede kanunî mirasçıların Risale-i Nur Külliyatını yayınlayan yayınevlerinin neşrine engel olmak için hukukî bir teşebbüste bulunmamışlardır. Bakanlığa da yayınevlerine bandrol verilmemesi, Risalelerin neşrine engel olunması yönünde bir talepte bulunmamışlardır.

Kanunî mirasçıların elli dört yıldır süren bu tutumları bir hukukî durum ortaya çıkarmıştır. Bakanlık süregelen bu hukukî durumu, Risalelerin Said Nursî’nin talebeleri tarafından serbestçe basılması yönündeki iradelerini, arzularını görmezden gelemez. Nitekim Bakanlık bu hukukî gerçekliği dikkate alarak bu güne kadar yayınevlerine bandrol vermekte bir mahzur görmemiştir.

Bu sebeple Risalelerin basılması ve bandrol verilmesi için Risalelerin devletleştirilmesi, kamuya mal edilmesi gibi asla makul ve haklı görülmeyecek bir yola gidilmesine ihtiyaç bulunmamaktadır.

Said Okur’un (Bediüzzaman Said Nursî) diğer kanunî mirasçıları da avukatları aracılığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı’na verdikleri dilekçe ile  bandrol verilmesinin durdurulması yönünde kendilerinin bir taleplerinin olmadığı, Risale-i Nur Külliyatı’nın bugüne dek olduğu gibi serbestçe basılmasına devam edilmesini arzu ettiklerini beyan etmişlerdir.

Said Okur (Bediüzzaman Said Nursî)’nin saygıdeğer kanunî mirasçıları bu beyanlarını teyid için Risale-i Nur Külliyatını basmakta olan tüm yayınevleri ile malî ve fikrî hakların devrine dair sözleşme yapabileceklerini beyan etmişler ve bu meyanda herhangi bir maddî karşılık beklemeksizin Yeni Asya A.Ş. ile münhasır olmamak üzere malî ve fikrî hakların devrine dair Telif Sözleşmesi akdetmişlerdir.

Bediüzzaman Said Nursî’nin bazı talebeleri, Risale-i Nur Külliyatının Said Nursî tarafından vasiyetname ile kendilerine vasiyet edildiği iddiası ile bir yayınevine karşı ikame ettikleri dava, Said Nursî’nin atanmış mirasçıları bulunmadığı, Risalelerin hukuken geçerli bir vasiyetname ile vasiyet edilmediği, dâvâcıların hak sahipliği sıfatlarının bulunmadığı gerekçesi ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1993/494-1422 sayılı kararı reddedilmiştir.

Bu karar Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin E:1995/3593 K:1995/5954 sayılı kararıyla onanmış ve kesin hüküm halini almıştır.

Kesinleşmiş yargı kararı uyarınca Bediüzzaman Said Nursî’nin atanmış mirasçısı, bulunmamaktadır. Bu sebeple hiç kimse varis olduklarını iddia ile Risalelerin basımı hususunda münhasıran hak sahibi olduğunu iddia edemeyecektir.

Kültür ve Turizm Bakanlığına evvelce bu kararlar teslim edilmiş iken, Bakanlığın atanmış mirasçılar tarafından hak sahipliğinin tesbiti talebiyle dâvâ ikame olunduğunu, bu sebeple bu dâvâ sonuçlanıncaya kadar bandrol veremeyecekleri yönündeki açıklama üzerine bir kez daha Bakanlığa muhtelif yayınevleri ve kanunî mirasçılar tarafından ulaştırılmıştır.

Kesinleşmiş yargı kararları herkes yönünden bağlayıcıdır. Bakanlığın kesinleşmiş bu yargı kararını görmezden gelmesi Anayasanın açıkça ihlâl edilmesidir. Said Nursî’nin eserlerinde zaman zaman “varislerim” diyerek isimlerini tahdidi olmamak üzere zikrettiği muhterem talebeleri de Risalelere ilişkin mali hakların sayıları bugün milyonlarla ifade edilen “Nur Talebeleri”ne ait olduğunu kabulle ve düzenlenen vasiyetnamenin hukuken muteber olmamakla birlikte, manevî bir vasiyet olduğunun idraki ile bu güne dek kanunî mirasçılar aleyhine vasiyetnamenin tenfizi talebinde bulunmamışlardır.

Vasiyetnamenin tenfizi on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Bediüzaman Said Nursî ise 23.03.1960 senesinde Rahmet-i Rahman’a kavuşmuştur. Manevî vasiyetten haberdar olan saygıdeğer kişiler ve bu emsal vasiyetnamelerde adı geçen muhterem zevat on yıllık süre içerisinde vasiyetnamenin tenfizi talebinde bulunmamışlardır.

Kanunî mirasçılar da aziz murislerinin vefatından bu yana geçen elli dört yıllık sürede Risale-i Nur Külliyatını neşreden yayınevlerine karşı malî haklarını ileri sürmemişler, herhangi bir talepte bulunmamışlardır. Kanunî mirasçılar aynı gerekçe ile bir maddî beklentileri olmaksızın Yeni Asya A.Ş. Telif Sözleşmesi akdetmişlerdir.

Yeni Asya A.Ş., manevî vasiyetnamede adı geçen Zübeyir Gündüzalp tarafından bizzat kurulmuş ve yayınlarına bugüne dek devam etmiştir. Yeni Asya A.Ş.’nin kırk beş yılı bulan yayın faaliyetine karşı hiç kimse tarafından itirazda bulunulmamıştır.

AKP tarafından siyasî mülâhazalarla engellendiği tarihe kadar elli dile tercüme edilmiş, binlerce makale ve yüzlerce kitaba kaynaklık etmiş, bandrol uygulaması başladığı günden bu güne kadar 27 milyon nüsha basılmış bir Risale-i Nur Külliyatının oldukça geniş bir halk kitlesine ulaşmış olduğu açıktır.

Sayıları milyonları bulan ve farklı yayınevleri etrafında kümelenmiş Nur Talebeleri için Risalelerin neşri her şeyden önceliklidir. AKP Risaleleri kamuya mal ederek basım yetkisini Bakanlar Kurulunun uhdesine vererek Nur Talebelerini Risalelerin neşri üzerinden baskılamak, iradelerine ipotek koymak arzusundadır.

Risale-i Nur Külliyatının neşir iznini siyasal destek için pazarlık kozu olarak kullanmak, AKP’ye karşı mesafeli duran gurupları cezalandırmak, siyasal destek vermelerini sağlamak veya muhalif duruşlarını sona erdirmek, pasif bir tutum takınmalarını sağlamak amacıyla kullanılmak istenmektedir. AKP’den kopuşları önlemek, muhtemel bir yol ayırımında Risalelerin neşrine engel olma tehdidi ile Nur Talebeleri pasifize edilmek istenmektedir.

Nitekim Kültür Bakanlığı İstanbul’da gerçekleştirdiği bir toplantıya Risale neşreden yayınevlerinin bir kısmını dâvet etmiş, AKP politikalarına kurulduğu günden bugüne mesafeli duran Yeni Asya gibi büyük bir kitle ve diğer bazı yayınevleri dâvet edilmemiştir.

FSEK’da yapılmak istenen değişikliğin kanunlaşması halinde AKP bu yetkiyi fikir ve düşünce özgürlüğü alanını daraltmak amacıyla kullanacağı gibi dinî gurupları baskılamak amacıyla da politik amaçlarla da kullanacaktır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*