Ünlükul’un bandrol çıkışı

Kültür Bakanlığı’nın, bandrol yönetmeliğinde üç buçuk sene önce yaptığı ve bandrol verilmesini “hak sahiplerinin izni”ne bağlayan değişikliği Risale-i Nur basımları için yeni uygulamaya başlaması, ister istemez, “Arka planda başka birtakım siyasî hesaplar mı var?” sualini gündeme getirdi.

Bakanlığın “gerçek dışı spekülasyonlar” diyerek konuyu geçiştirme gayreti, bu sual etrafında şekillenen tartışmanın önünü kesemedi.

Yine Bakanlığın, risalelere uyguladığı bandrol engeline gerekçe olarak, “izinsiz basımlar” için, “hak sahipleri” tarafından kendisine yapılan şikâyetleri göstermesi de boşa çıktı.

Üstadın kardeşi olan Abdülmecid Nursî’nin torunu olarak, Bediüzzaman’ın kanunî vârisi sıfatını taşıdığı, mahkeme kararlarıyla da tesbit ve tescil edilen Seyda Ünlükul, Bakanlığa veya başka bir kuruma böyle bir müracaatta bulunmadıklarını bildirerek, Bakanlığın açıklamasının gerçeği yansıtmadığını duyurdu.

Bu durumda, açıklamada ifade edilen “şikâyetçiler”in kim veya kimler olduğu ve Bakanlığın risalelerin basımı için kimi veya kimleri “hak sahibi” olarak gördüğü gibi suallerin bir an önce cevaplandırılması gereği ortaya çıktı.

Bakalım, Ünlükul’un dilekçesine Bakanlığın cevabı ne olacak? “Hak sahipleri”  olarak kimler gösterilecek? Ünlükul’un elindeki mahkeme kararlarına karşı, Bakanlık hukuken geçerli başka bir belge çıkarabilecek mi? Göreceğiz.

Ünlükul dilekçesinde diyor ki:

“Risale-i Nur’un neşrine mani olmak bir yana, serbestçe basılıp dağıtılmasına her zaman destek olduk. Külliyatın basımının durdurulmasına, eserleri sadece bizim basabileceğimize, basan-basmak isteyen yayınevlerinin engellenmesine v.s. dair, tarafımızca yapılmış hiçbir  başvuru yoktur. Bu tür dayanaksız haberlerin yayınlanması dahi bizi manen yaralamaktadır.”

Görünen o ki, Ünlükul’un dilekçesi, hem bandrol keyfîliğinin sonunu getirecek; hem de bu uygulamanın arkaplanında yapılan birtakım hesapları ciddî şekilde sıkıntıya sokacak.

Özellikle risale basımlarını belli bir grubun inhisarına almayı ve diğer yayıncıları dışlamayı hedefleyen bir tezgâhı da akamete uğratacak.

Keza konuyla ilgili olarak kamuoyunda yanlış algı oluşturma planlarını boşa çıkaracak.

Ünlükul’un çözüm için ortaya koyduğu yaklaşım da son derece yapıcı, mâkul ve gerçekçi:

İsteyen herkes Risale-i Nur’u basabilmeli; bu hususta herhangi bir sınırlama ve engellemeye gidilmemeli; kapsayıcı ve âdil bir düzenleme yapılmalı, o yapılıncaya kadar, bandrol uygulaması eskisi gibi engelsiz aynen devam etmeli.

Ve risale basan yayınevleri bir araya gelip, mutabakata dayalı yeni bir sistem oluşturmalı.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*