Risaleleri sadeleştirmek cinayettir

Gazetemiz yazarı M. Latif Salihoğlu, BOZYAZI’da verdiği seminerde “Risale-i Nur’u sadeleştirmenin cinayet gibi ağır bir suç olduğu”nu ifade etti.

Gazetemiz yazarı M. Latif Salihoğlu, Bozyazı Yeni Asya okuyucularına “Risale-i Nur’un Dili ve Sadeleştirme” konulu bir seminer verdi. Risale-i Nur’la İman – Kur’ân dersi etrafında toplanarak beraberce istifade etmek geleneği ilk defa 1926-27 senelerinde Barla’da başladığını, seksen küsûr senedir Türkiye’de ve dünyada yayılıp gittiğini anlatan Salihoğlu, “Komünizm, Faşizm, Kemalizm, Materyalizm gibi cereyanların hepsinin bu vatan pazarına sürülmesine, Kur’ân, ezan, medrese aleyhtarlığına ve harf-i Kur’ân’ın bile yasaklanmasına rağmen, bütün bunların üstesinden gelerek galebe çalan Risale-i Nur, nasıl muvaffak oldu?” diye sordu. Salihoğlu şöyle devam etti: “Bir dâvânın ilerleyebilmesi, terakkî etmesi, inkişaf etmesi, vatan sınırlarını aşıp bütün beşeriyete yayılması için bir kuvvete dayanması lâzım. Risale-i Nur hizmetinde maddî kuvvet, silâh kullanılmadı, paraya, dördüncü kuvvet sayılan medya gücüne dayanılmadı. Bütün bunlara rağmen bu muvaffakiyet elde edilmişse, konuşan yalnız hakikattir, demek ki bu dâvânın manevî payandaları vardır.”

RİSALE-İ NUR’UN SADELEŞTİRİLMESİ İHANETTİR

“Resûl-i Ekrem (asm) Efendimizin Veda Hutbesinde, ’Ben gidiyorum, fakat size iki emanet bırakıyorum. Onlara bağlanırsanız necat bulursunuz. Biri Kitabullah, biri de Ehl-i Beytimdir” dediğini hatırlatan Salihoğlu, “İşte bu emanetten birincisi Kitabullah’ın mesajını bu zamanda, Risale-i Nur veriyor. Risale-i Nur Kur’ân’ın hakikî bir tefsiridir, mu’cize-i mâneviyesidir” dedi. Salihoğlu Risale-i Nur’un sadeleştirilmesi ile alâkalı şunları da söyledi: “Lisanını Kur’ân takdir ve tahsin etmiştir. Bu, Bediüzzaman’ın lisanı değil ve bir yerden de tahsil etmiş değildir. Başka hiçbir yerde de bu tarz bir üslûb-u beyan yoktur. Bediüzzaman, kendi irade ve ihtiyarı ile yapmamıştır. Sen de kendi irade ve ihtiyarını karıştıramazsın. Cinayet olur ihanet derecesine çıkar. Yani tedavülde olan eserin benzerini yapıyorsun, tedavülde olan paranın benzerini yapmak gibi. Bu ağır bir suçtur.”

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*