Vefatının 70. yıl dönümü münasebetiyle… Bir Hafız Ali portresi

Isparta’ya bağlı İslamköyü’ndendir Hafız Ali. Nur kahramanı bu mümtaz şahsiyeti anlama adına İslamköy’e yaptığım bir seyahatte, köyde kime sordumsa “Ali Hafız mı?” diyerek sualime mukabelede bulunmuşlardı.

Vefatı üzerinden çok uzun yıllar geçmesine rağmen köylülerin gönlünde yatar “Ali Hafız”!

Bir çok talebesi halen hayattadır… Hafız Ali’den Kur’ân dersi olarak hafızlıklarını tamamlayanlardır. Bunlar arasında Osman Nuri Yassıkaya, Mevhide Eker ve kocası M. Ali Eker İslamköy’de bulunmaktadırlar.

Üstadın Barla’ya teşrif ettiği 1927 yılı akabinde, Barla’ya giderek Üstad’la tanışır ve ona talebe olur. “Nurun büyük rükünlerinden” senasına mazhar olur.

Üstada hasretle yaşar, nura pervane olur Hafız Ali.

Bir mektubunda Aziz Üstadın garip hayatını ve Nurlara karşı derin hissiyatını şu manidar cümlelerle ifade eder:

“Evet, Üstadım, şâhidim ki, çok yorgunsunuz ve yoruluyorsunuz. Fakat o vazifenin kudsiyeti yorgunluğa değil, herşeye tercih edileceğini buyuruyorsunuz. Madem şu zamanda iki mühim cereyan-ı azîmenin birisinin kumandasını Cenâb-ı Hak size tahmil etmiş oluyor ki, bütün dünya Kur’ân’ın beyan ve esrarından mânen sizi dinliyor, inşaallah her vakit dinleyecek.” (Barla L: 185)

Hafız Ali Ağabeyin Üstadına karşı izhar ettiği bu yüksek derecedeki his ve düşüncelerine mukabil, Aziz Üstad şu mübarek cümlelerle onu senasına mazhar kılar ve der ki:

“Nur fabrikası nam sahibi Hafız Ali kardeş, fevkalâde mektubun, ehemmiyetsiz şahsiyetim hariç kalmak şartıyla, bana harika göründü. Senin halis ve yüksek dirayetin terakkide olduğunu gösterdi. Bana, ‘İşte çok Abdurrahmanları taşıyan bir Ali’ dedirdi.” (Kastamonu L: 21)

Aziz Üstadın Hafız Ali alâkadarlığı yüksek derecede devam eder.

1935 yılında Isparta’da yargılandıktan sonra Eskişehir Hapishanesinde beraberliklerinin yanı sıra Üstad Hazretlerinin 1943 yılında Kastamonu’da iken gönderildiği Denizli Hapishanesinde de birlikte bulunurlar.

Kader-i İlâhînin garip bir cilvesi ki iman ve Kur’ân namına hayatlarını vakfeden Üstad Hazretleri ve talebelerine karşı, iman ve İslâm düşmanları onları maddî ve manevî tacize, zulme ve işkenceye devam ederler.

Hafız Ali Efendi Hazreti Üstad’la Denizli Hapishanesinde çile çekerken hastalanır, oradan hastaneye götürülür ve şehid olur…

Hafız Ali’nin hapishanede şehiden vefatıyla alâkalı Nurun satır aralarında şunları okumaktayız:

“Gizli düşmanlar beni zehirlediler. Ve Nur’un şehid kahramanı merhum Hafız Ali benim bedelime hastahaneye gitti ve benim yerimde berzah âlemine seyahat eyledi, bizi meyusâne ağlattırdı.” (Lem’alar: 26)

Hafız Ali’nin, bu garip tecelli sonucu, berzah âlemine gitmesinin akabinde Üstad Hazretleri nezih hissiyatını şu cümlelerle ifade buyurur:

“Aziz, sıddîk kardeşlerim, ben merhum Hâfız Ali’yi unutamıyorum. Onun acısı beni çok sarsıyor. Eski zamanlarda bazen böyle fedakâr zâtlar, kendi dostu yerine ölüyorlardı. Zannederim, o merhum benim yerimde gitti.“ (Şuâlar)

Merhum Nur kahramanı Hafız Ali Efendi Denizli Hapishanesi’nde iken birlikte bulundukları Aziz Üstadın zehirlenme hadisesine şahit olur.

Bu dehşetli hâl karşısında Üstada sadakat, ihlâs ve bağlılık duyguları içerisinde yanında hazır bulunan arkadaşlarına hitaben “Âmin” demelerini istediği bir duâyı koğuşta yapar ve der ki:

“Ya Rab! Şu kadar insan, biz çaresiz kaldık. Üstadımıza elimiz yetişmiyor. Eğer eceli geldiyse onun yerine benim canımı al, ona afiyet ver.”

1898 yılında dünyaya gelen Hafız Ali, 17 Mart 1944 tarihinde şehiden vefat olur.

Denizli hapsi tahliyesinin akabinde Hazreti Üstad birkaç talebesi ile birlikte Denizli eski kabristanına giderek orada bulunan Hafız Ali’nin mezarı başında ağlar ve ağlatır.

Şu satırları da merhum şehid Hafız Ali’nin mezar taşına nakşettirir: “Mahkeme-i kübrâ-i haşirde Risâle-i Nûr Talebelerinin bayraktarı şehid, merhum Hâfız Ali rahmetullahi aleyhi ebeden dâimâ… Said Nursî”

İşte böylesine muhteşem bir hayat seyrine sahiptir İslamköylü Hafız Ali Ergün Efendi.

Vefatının 70. sene-i devriyesi münasebetiyle Cenâb-ı Hak’tan binler rahmet diliyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*