Mübarek Üstadımın, aziz hatıraları adına, Emirdağ’ına bir Nur yolculuğuna çıkmıştık.
Karlı ve soğuk bir kış günü akşamı, Emirdağ’ına vasıl olmuştuk. Ertesi günün sabahında, günün ilk ışıklarıyla birlikte Üstad’’ın hatıralarını taşıyan nurlu menzilleri ziyaret etmekle güne başladık.İlk durağımız, Hazret-i Üstadımızın mübarek talebelerinin Emirdağ’nda bulunan nurlu mekânlarını ziyaret etmek oldu. Şehir merkezinde biraz uzakta olan şehir kabristanında, Nur’un mühim kahramanlarından olan Abdulkadir Ceylan Çalışkan Ağabey’in mezarı başında Fatihalar okuduk, pâk ruhuna duâ hediyelerimizi ikram ettik.
Emirdağında Hazreti Üstad’a ve Nurlu Talebelerine makam olan yerlerden birisi de, Emirdağ’ı şehir merkezine uzak bir yerde bulunan şehir kabristanına varmış, Nurun mühim talebesi ve nurun kahramanlarından Abdulkadir Ceylan Çalışkan Ağabeyin mezarı başında pak ruhuna Fatihalar yollamıştık..
Ceylan Çalışkan, Üstadımızın mübarek hayatında mühim bir yere sahipti. Kudsî Nur deryasında da saff-ı evvellerdendi.
Üstad Hazretlerinin Denizli hapsi sonrasında bir müddet kaldığı Şehir Palas otelinden “Emir gereği” alınarak Emirdağ’ına götürülmüştü.
Bir şairimizin ifadesiyle “akrebin kıskacında yoğrulmuş” Aziz Üstad, Emirdağ’ına vasıl olunca, “Çalışkanlar Hanedanı” olarak bilinen değerli şahsiyetler kendisini sahiplenmişlerdi.
Mehmed, Osman, Mahmut ve diğer Çalışkan ailesine mensup bahtiyarlar Üstad’ın senasına mazhar olmuşlar, böylesine bir şerefe kavuşmuşlardı.
Denilir ki, Hazret-i Üstad Emirdağ’ına ilk teşrif ettiği günlerin akabinde “Burada Ceylan isimli biri var onu bana getirin” diye emretmiş. Aramışlar, bir çok Ceylan isimli genç getirilmişler, fakat getirilen gençlerden hiçbirisi “Üstad’ın Ceylan’ı” değilmiş… Aradan zaman geçmiş Merhum Mehmet Çalışkan, yanında genç oğlu Ceylan Çalışkan ile birlikte Üstad’ı ziyarete gelmişler. Üstadı, “Benim aradığım Ceylan bu” diyerek, babasından Ceylan’ı istemiş. O günden sonra Ceylan Ağabey, Üstad’ın en yakın ve en zeki talebelerinden birisi olarak hizmete başlamış.
Üstad Hazretleri merhum Ceylan Çalışkan için Şuâlar adlı eserinde “Ceylan bana Fuad bedeline verildi (Fuad kardeşi Abdülmecid Ağabeyin oğludur) der..
22 Ağustos 1963 yılında İstanbul’da bir trafik kazasında şehiden vefat eden Ceylan Çalışkan Ağabey, Üstad Hazretlerine dört yılı aşkın bir süre bizzat yanında hizmetinde bulunmuştur.
Hazret-i Üstad’ın bir çok nezih senasına mazhar olan Ceylan Çalışkan ile alâkalı Nur’un satır aralarında bir çok bahisleri mevcuttur.
Vefatının 51. yılı münasebetiyle Cenâb-ı Hak’ tan Aziz Üstad’a ve Ceylan Ağabey’e binler rahmet dilerken Cenâb-ı Hak’tan bizleri de Üstad’ın ve Ceylan Ağabey’in şefaatına mazhar eylesin.
Ceylan Ağabeyin mahkeme müdafaalarında yaptığı kahramancasına müdafaasından birkaç ifadeyle yazımızı sonlandıralım:
“Üstad’a daha önce şakird olmadığıma müteessirim.” (Şuâlar: 486)
“Vereceğiniz en ağır cezanızı kemal- rıza i kalble kabul edeceğim… (a.g.e)
“Kendisinin serapa faziletinden başka hiçbir şeyine şahit değilim. (a.g.e)
Benzer konuda makaleler:
- Hilmi Doğan Ağabey
- Bir zehirlenme olayı
- Vefatının 70. yıl dönümü münasebetiyle… Bir Hafız Ali portresi
- Vefatının 45. yılı münasebetiyle Üstadın öz kardeşi Abdülmecid Nursî (Ünlükul)
- Bediüzzaman’ı Emirdağ’da görmek
- İstanbul’da Nur mekânına seyahat
- Vefatının 26 sene-i devriyesi münasebetiyle.. Hasan Âtıf Ege (Aydınlı Hasan)
- Son Şahit’ler Üstadı anlattılar
- Sarıyer’de bir ev vardır
- Abdülmecid Nursî (Ünlükul)
İlk yorum yapan olun