350 milyon nüfusu, silâh, donanma ve en çok askeriyle dünyanın jandarması, sanayisi ve ekonomisi ile süper gücü, dünya piyasalarında en çok işlem gören doların hükümranlığıyla hemen her ülkenin ABD’de kimin başkan olacağını merak etmesi gayet tabiîdir.
Zira ABD öksürse dünyanın bir çok yeri hastalanıp krize girebiliyor.
Amerikan dış politikalarına bakıldığında liderlerle çok şey değişmediği, lobi faaliyetlerinin şekillenmesine hizmet ettikleri düşünülürse hangi aday gelirse gelsin ABD politikaları değişmediğini tarih bize gösteriyor. Ancak şahinler ve güvercinler denilen Cumhuriyetçiler ile Demokratlar arasında nisbî bir farkın olduğunu isimlerinden de okunabiliyor. Mecelle cephesinden bakılınca da necis, ences farkında kötünün iyisi tercihi yapılır.
Yakın tarihe bakıldığında Demokrat başkanlardan; Kennedy, Carter, Klinton, Obama, Cumhuriyetçi başkanlar; Nixon, Ford, Regan, baba-oğul Bush’lara göre daha ılımlı politikalar ürettiği görülür ki Türk dostu diye bilinen Kennedy’in sırlı ölümü hâlâ hafızalardadır. Esasen parti ismi ve tüzüğü bile politikaların şekillenmesinde mühim rol oynar.
Bu sebeple demokratlar dünyanın neresinde olursa olsun müsbet hareket etmek mecburiyetindeler.
Bizlerin de siyasete bakışı hep bu zaviyeden olmuş/olacaktır.
Bu adeseden baktığımızda; 2016 seçimlerinde Demokratların başkanı Obama’dan sonra yine demokrat bir başkan adayı olan Hilary Clinton’un başkan olma beklentileri ve kamuoyu yoklamaları yüksek iken, ne olduysa macereperest, ırkçı, showmen kendi halkı tarafından bile deli bilinen Cumhuriyetçilerin adayı Trump’ın seçilmesi, ABD gibi bütün dünyada şok etkisi yaptı. Gerçi son zamanları bir çok yerde seçim manipülasyonları ve yazılım şaibeleri ayyuka çıksa da sandıktan çıkan neticeler itiraza mahal bırakmıyordu. (Trump gibi çılgın ve milliyetçi liderlerin dünya genelinde yüksek oy alması da ayrı bir tahlil mevzusu.)
BİDEN’DEN DOMİNO ETKİSİ
3 Kasım’da Trump mı, Biden mi heyecanı tüm dünyayı sarsa da neticede bir memleketin seçimiydi ve demokrat aday Joe Biden kazandı. Ancak Türkiye’de bir başka heyecan dikkatlerden kaçmıyordu ki Trump mutlaka seçilmeli! açık taraftarlığı, heyecandan çok, gerilim filmi gibiydi bu tercihte..
Çok enteresandır AKP kurmaylarının Trump lehinde destek mesajları, Batıyı bilmeyen, ancak sarayın güzellemesiyle tabanda da makes bulmuştu.
Başkanlığı döneminde Türkiye’yi aşağılayan beyanatları, “Erdoğan’a aptal olma, ailenin mal varlığını açıklarım, Suriye’den çık, Rahip Bronson’u bırak” ve nice çelişkili tweet ve mektupları ve oval ofiste Türk heyetlerini kabülde laubali hareketleri gibi millet adına kabul edilemez onlarca şımarıklığına rağmen AKP desteğini her fırsatta dile getirdiği gibi taban da kayıtsız şartsız destek verdi.
3 Kasım seçimleri gelince millete yapılan bunca hakareti içine sindiremez bu destek geri çekilir diye beklentiler boşa çıktığı gibi dünyanın halifesini seçer gibi olanca güçleriyle destek verdiler.
Elbette ki herkes sevdiğine mavi boncuk atabilir bunda bir beis yok.
Ancak AKP ve havuz medyası, Trump’ın kazanması için bildik manipülasyon ve şaklabanlıklarıyla, Nobel’e aday gösterilebilecek mahiyetteydi.
Yine, Avrupa’da yaptıkları gibi Diyanet camilerini neredeyse AKP’nin seçim bürosuna çevirmeleri yetmiyormuş gibi ABD’de Trump lehine seçim kampanyası yapmak ve hatırı sayılır miktarda para saçmak, elbetteki bizim gibi Demokratlar / Cumhuriyetçiler ayrımından gelen bir tercih değildi.
Malûm, 17/25 Aralık’la ilgili olarak ABD’de görülen Halk Bankası dâvâsında Genel Müdür ve Reza Zarrap’ın Emine Erdoğan tarafından başkan yardımcısı Biden’lerden istenilmesi, damat Berat Albayrak’la Trump’ın damadı Kushner arasında dava için yaptıkları lobiler ve saçılan paralar, Trump’tan Savcı Bharara’nın değiştirilme talebi, ABD basınına da yansıdığı ve mühim makalelere işlendiği artık sır değil.
Trump’ın kaybetmesi domino etkisi yapacağı önceden belliydi, ancak bu kadar erken olacağı beklenmiyordu. Berat Albayrak’ın anî ve de tuhaf istifası, iflâsın ilânı olduğu gibi, nice istifaları da beraberinde getireceğinin işaret fişeğiydi.
Berat Albayrak’ın istifasında dediği gibi “Allah sonumuzu hayretsin”
Benzer konuda makaleler:
- Obama’dan demokrasi dersi
- ABD seçimlerinin dünya demokrasilerine etkisi nasıl olacak?
- Kâbe’de Berat coşkusu
- Yeni Asya, Demokratlar ve Millet İttifakı
- Clinton’a kim kaybettirdi…
- Demokratların son durumu ve yapılması gerekenler
- Demokrat oylar nerede?
- Demokratların toplanma vakti gelmedi mi?
- Demokratlar ve Kemalizm
- Demokratlar mı, millet ittifakı mı?
İlk yorum yapan olun