Demokratlar 1950, 14 Mayıs seçimlerinde iktidar oldular.
Bu yıldan sonra Nur Talebeleri hep Demokratları desteklediler.
Çeşitli inişler çıkışlar…
Modern veya postmodern darbe ve ihtilaller…
Sağlı sollu şiddetli ve fitnekar muhalifler buna engel olamadılar.
Neticede:
Üstadın işareti doğrultusunda siyasette hep Demokratlar tercih edildi.
2002 seçimleri sonrasında da değişmedi durum.
Gerçi;
Bazı gruplarımız mevcut iktidarı demokrat gibi göstermeye çalıştılar.
Mantıksız tevillerle meseleyi çarpıttılar.
Hatta…
CHP karşıtlığı üzerinden Ak Partiye aşırı destek verdiler.
Ak Partiyi adeta demokratların devamı gibi ilan etmeye kalkıştılar.
Ama;
Gelinen noktada CHP – Ak Parti el ele pozisyonu ile bu iddiaları da fos çıktı.
Bu nedenle;
Yeni Asya camiasının ısrarla Demokratları desteklemesinin doğru olduğu bir kez daha görüldü.
Fakat;
Gelinen son noktada garip bir durum var.
Çünkü;
2002 seçimleri sonrası Demokratlar baraj altında kaldılar.
O zamandan bu yana da bir türlü toparlanamadılar.
Bu gün ise demokrat siyasetin etkisi minimum seviyeye indi.
Adeta siyaseten sadece temsil noktasındalar.
Siyasi güçleri neredeyse yok denecek kadar azaldı.
Peki bu durumda ne yapmalıyız?
Demokratların siyasi etkilerinin iyice azaldığı, kadrolarının dağılıp dağıtıldığı, oy oranlarının % 1 altında seyrettiği, içtimai ve siyasi sahada esamesi okunmaz bir pozisyona itildiği bir durumda nasıl hareket etmeliyiz?
Evet…
Siyaset halk desteği ile yürür.
Siz ne kadar parlak fikirlere sahip olursanız olun arkanızda belli bir destek olmadan kimse sizi dikkate almaz.
İşte demokratların da arkasındaki halk desteği böyle.
Yani dikkate alınmayacak kadar az.
Bu durumda yapılacak olan şey ise açık:
Oy oranı ne olursa olsun destek devam etmeli.
Bu, Üstada olan sadakatin bir göstergesi.
Diğer yandan demokrat kitlenin yeniden toparlanması için gayret sarf edilmeli.
Bu olmuyorsa eğer…
Siyasi sahadan biraz geride durulmalı.
Tıpkı Üstadın tek parti devrinde yaptığı gibi.
Mesela Üstad o zamanlar CHP idaresine karşı kurulan Serbest Cumhuriyet ve Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası gibi partilere dönüp bakmıyor.
Tüm siyasi işleyişle ilgisini minimum seviyeye indiriyor.
Ve bütün mesaisini iman hizmeti için sarf ediyor.
Ne zaman ki Demokratlar iş başına geliyor, işte o zaman içtimai hayat ile ilgilenmeye başlıyor.
Elbette ki bu gün şartlar o zamanki kadar ağır değil.
Ancak bize düşen yine de siyaset ile ilgimizi azaltmak.
Asli hizmetimiz olan Risale-i Nur hizmetlerine daha çok yoğunlaşmak.
Ki, böylece manevi hava ve atmosfer düzelir de…
Rahmet-i İlahi şu ülkenin önüne güzel kapılar açar.
Tıpkı 14 Mayıs 1950 de olduğu gibi…
Benzer konuda makaleler:
- Demokratlar, Nurcular ve 6’lı masa
- Demokratlar mı, millet ittifakı mı?
- Demokrat oylar nerede?
- İYİ Demokrat Parti
- Yeni Asya, Demokratlar ve Millet İttifakı
- Demokrat Misyon ve Demokratlar
- 12 Eylül, Cemaatler ve Siyaset
- DP çatı partisi mi olacak?
- Yeni Asya 6’lı masanın neresinde?
- Siyasette “fetret” devri mi?
Hakkın hatırı âlîdir; hiçbir hatıra feda edilmez!
Yazınız, siyasi tarihimizi ve Nur Talebeleri’nin demokrasiye olan bağlılığını derinlemesine ele alıyor. Demokratların güç kaybına rağmen, Üstad’ın işaret ettiği doğrultuda hareket edilmesi gerektiğini savunmanız etkileyici. Mevcut şartlarda, siyasi destek ve iman hizmeti arasında denge kurma öneriniz ise çok yerinde. Teşekkürler!