Ailedeki geçimsizlikler

Toplumun hemen her alanını tehdit eden yozlaşmanın, ahlâkî aşınmanın en çok yaşandığı yerlerin başında herhalde aile hayatı geliyor.

Uzunca bir zamandır eşler arasında sürüp giden sürtüşmeler, çekişmeler ve maalesef boşanmalarla sonuçlanan kavgalar.

Bu acı gidişatın birçok sebebi olmakla beraber bizce evlilik öncesi atılan adımlar, alınan yanlış kararlar bu problemlerin önemli sebeplerindendir. Hz. Peygamber’in(asm), “Bir kadın soyu için, zenginliği için, güzelliği için, dindarlığı için nikah edilir; siz dindar olanı tercih edin.” tavsiyesini gençlerimizin çoğu dikkate almayıp; ya çabuk bozulmaya müsait güzelliklerden yana ya da –varsa– maaşından yana tercihini kullanıyor. Belli bir yaştan sonra meftun olduğu güzellik kaybolunca veya eşi aldığı maaşı veya –varsa– serveti üzerinden eşine karşı bağımsızlığını ilân edince kavga gürültü başlıyor.

Gerçi son zamanlarda dindar olarak bildiğimiz bazı ailelerde de kayda değer geçimsizliklerin olması da üzerinde durulması gereken bir başka gerçek.

Yanlış tavırlardan birisi de, evlenecek olan gençlerin tanışıp bir araya gelmelerinde dinimizin tavsiye ettiği mahremiyetleri dikkate almayan davranışları var… Bunlara ilâve olarak eş adaylarının kendilerini tanıtırken kusurlarını kamufle etmekle beraber; adeta kendilerini tamamen hatasız olarak takdim ederek karşı tarafı yanıltmaları söz konusu.

Abartılı beyanlara evlendikten hemen sonra ortaya konulan tavırlarda tam tersiyle karşılaşan kız veya erkek, adeta hayal kırıklıkları yaşamak suretiyle boşanmalara sebep olunuyorlar.

Hata ve kusurların izalesi ve ıslahı için birbirlerine yardımcı olup dua etmek yerine; huzursuzlukları tetikleyecek incitici, tahkir edici söz, hal ve tavırlarda bulunan eşler kendi elleriyle aile hayatını yaşanmaz hale getiriyorlar.

Eşler arasındaki farklı görüşlere ve düşüncelere, huy ve mizaç farklılıklarına karşı olan tahammülsüzlükler ve tahakküme varan yanlış dayatmalar da bazen boşanmalara sebep olan sürtüşmelere, kavgalara zemin hazırlıyor.

İşsizlik, giderek daha çok ivme kazanan zamlar ve hayat pahalılığı da bir taraftan evliliklere mani olurken, bir taraftan da evli çiftlerin zarurî ihtiyaçlarını temin edemediklerinden kaynaklanan geçim sıkıntılarına sebep olabiliyor. Yine bu iktidar döneminde; hiçbir sansüre tabi tutulmadan, televizyon kanallarında yayınlanan ve aileyi hedef alan bazı gayr-ı meşru programlar ve diziler de aile hayatını tahrip eden sebeplerdir.

Bütün bu sebeplere ilâve olarak, aile reisi olmanın beraberinde getirdiği bazı sorumluluklarının farkında olmadığı için; eşinin kendisine önemli bir emanet olduğunu, onun meşru haklarını ve hukuklarını korumanın önemli vecibe olduğunu önemsemeyen erkeğin lâkaytlığına ve ilgisizliğine karşılık hanımın da aile reisliği gibi bir makamı tanımayan bir anlayışla beyinin meşru olan taleplerini açıkça reddederek hiçbir kayıt altına girmeyi kabul etmemesi gibi yanlış tavırlarla sağlıklı bir aile hayatının devam edemeyeceği açıktır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*