Amerika ile nereye gidiyoruz?

Doğu veya Batı

altABD ile girdiğimiz vize krizinin perde arkası aralanmayınca, kafalar iyice karışıp gitti…

Hükümetin geçmişteki “dış politika” hataları, ister istemez kamuoyunu tedirgin etmeye başlamış görünüyor.

İsrail ile yaşanan “one minute” tiyatrosu, komşularla ”sıfır problem” sloganından sonra sebep olunan felâketler, “Yeni Osmanlı” hayalleri, neocoların hatırı için Rusya karşısında uğradığımız zillet ve nihayet AKP nin devletleşmesine zemin hazırladığı “Barzani ihanetiyle” ulaştığımız son nokta; halkın Amerika ile patlak veren bu yeni “gerilim” karşısında ciddî olarak endişelenmesine yol açtı.

Hakikate gücü yetmeyenler, elbette tiyatro ile yetinirler. Bu oyunlarda rakiplere verilen rüşvetlerin üzerini kapatan örtüleri nasıl olsa zamanın rüzgârları uçuracağından, oyuncularda kaygı da görünmüyor. Onlar, göstermelik demokrasilerinin ihtiyaç duyduğu, halkın geçici desteği uğruna şovlarını devam ettiriyorlar. Burada önemli olan husus; halkın artık hipnozdan uyanması ve ülkenin uğradığı kayıpları sorgulamaya başlamasıdır.

HANGİ AMERİKA…

“Amerika’ya kafa tutma” rolünü oynayanlar, seyircinin bir kısmını mest ediyorlar. Davos’ta yaptıkları gibi. Perdenin arkasındaki gerçeği, yani İsrail ile ticarî münasebetlerimizin bütün zamanların ötesine geçtiğini, seyirci sonradan anladı. Şimdi de görünüşte dünyanın jandarmasına kafa tutan bir hükümetimiz var! Peki hakikat nedir?

Burada; bir kısım siyasal İslâmcı ve ulusalcı sol basının büründükleri” cehalet” rolüne dikkatlerinizi çekmek istiyoruz. Bildikleri halde; emperyalizmi esas alan ihtilâlci troçkist Amerikalılarla, demokrasiye inanmış ortak menfaatlerle yaşamak isteyen Amerikalıları birbirinden ayırmıyorlar. Aynı üslûbu AB için de sergiliyorlar. Türkiye’yi fiilî ortağı gören insaniyetperver ve demokrasi hedefli AB’yi neocon ve neoliberal ittifak için çalışan politikacılardan bilerek ayırmıyorlar.

Onlarla ittifak içinde çalışan Kemalist Türkiye ile demokrat Türkiye arasındaki çatışmanın aynısını ABD ve AB kendi içlerinde yaşıyorlar. Amerika’nın demokratları Afganistan,Ortadoğu ve Doğu Avrupa’dan kalıcı barış anlaşmalarıyla çekilmek isterken, hem Beyaz Saray’daki bazı şahin hariciyeciler ve hem de Pentagon’daki bazı “anarşist ruhlu” Troçkistler yeni çatışmalarla bu politikaya karşı çıkıyorlar.

ŞOV İLE REALİTE ARASINDAKİ HÜKÜMET…

Hükümet ciddiyet makamıdır, sorumluluk gerektirir; mutlaka bir gün murakabe edileceğini düşünerek konuşmalı ve yürümelidir. Rusya ile girdiğimiz sıkıntının bedeli milletin omuzlarını çökertti. AKP hükümetinin dış politikadaki zikzak ve şantajları dikkatle izleniyor. Kiev’de, Suriye’de, Irak’ta, Afganistan ve Arakan’da Amerika’nın izinden ayrılmayanların halkı yanlış bilgilendirmeleri, siyaseti itibarsızlaştırıyor.

Hem hükümetin, hem de onu destekleyen basının bugüne kadar yaptıkları yanlışları itiraf zamanı geçmiyor mu? Milleti aldatmanın vebali çok büyüktür.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*