Başörtüsü yasağı üzerine

Malatya’nın girişinde, ana cadde üzerinde sol tarafta gayet büyük bir bina hep dikkatimi çekmiştir. Önündeki geniş park alanı alışık olmadığımız tarzda demirlerle birbirinden ayrılan bu binanın girişinde “Ordu Pazarı” levhasını görürsünüz. II. Ordunun buraya taşınmasından sonra askerî yoğunluk yaşayan Malatya’ya böyle bir alış-veriş merkezi hakikaten lâzımdı. Ayrıca birbirinden ayrı yaşayan sivil ile askere kısa da olsa bir selâmlaşma imkânı sağlayacaktı. Mağazanın herkese açık olduğu söyleniyordu.

Malatya’nın vatanperverliğini herkes bilir. Terörle içiçe geçmiş şu son otuz yıl için de bir-iki hadisenin dışında burada anarşi de vukubulmamıştır. Zındıkanın dış mihrakların yardımıyla 1970’li yıllarda sebep olduğu alevî-sünnî gerginliği dışında Malatya devamlı devletinin yanında olmuş. Ahalisinin ekseriyeti “Kürt” kökenli olmasına rağmen “bölücülüğe” zerre kadar taviz vermemiştir. Vatanını dahilî ve haricî düşmanlardan koruyan askerini canından öte sever Malatyalı. Malatya’da askerliğini yapmış bir çok insanımız Malatyalının hoşgörüsünü ve misafirperverliğini anlatır.

İşte bu Malatyalılar şehrin en işlek caddesi üzerinde kurulmuş “Ordu Pazarı” mağazasına rağbet etmeyerek, kapılarını kilitlemeye sebep olmuşlar. İsterseniz hadiseyi Malatyalı şöförümüzden dinleyelim: “Burası ilk açıldığında çok sevinmiştik. Şehrimizin en büyük alış-veriş merkezi idi. Ordumuza ait bu mağazada askerlerimizle birlikte alış-veriş yapmak, onlarla görüşmek bizi sevindirecekti. Fakat hadiseler beklediğimiz gibi gelişmedi. Bazı küçük ayırımlardan sonra, mağazaya başörtüsü ile girilmesi yasağı getirildi. Malatya dindar bir şehir. Vatandaşın hanımı, annesi veya kız kardeşi genellikle başörtülü. Bu yasaktan sonra Malatyalılar adeta burayı protesto ettiler. Müşterisiz kalan mağaza da kapanmak zorunda kaldı. Duyduğuma göre bu büyük binayı eğlence merkezi olarak yeniden açacaklarmış.”

Malatya şivesiyle kalbinden konuşan kaptanı, arabadaki diğer müşteriler de tasdik ettiler. Hakikaten bu olaya üzülmemek mümkün değil. Bir alış-veriş merkezinin kapısında başörtüsü kontrolü. Bu ve buna mümasil resimlerin ordumuzu halk arasında “din karşıtı” gösterdiğini itiraf etmememiz realiteyi değiştirmiyor. Malatyalıların tavrında olduğu gibi dahildeki negatif resimlere bir de Avrupa gazetelerinde yayınlanan haricî resimleri eklediğimizde hakikaten güzel olmayan manzaralar oluşuyor. Avrupa ordularındaki en küçük birimden en büyük birime kadar dinin en üst ve etkili seviyede temsil edildiğini bilmeyenimiz var mı?

Bin seneden beri İslâmın bayraktarlığını yapan bir milletin ordusunun “İslâm karşıtı” gösterilmesi bir fecaat değil mi? Beceriksiz, menfaatperest ve kendilerine güvenmeyen siyasî iktidarın bu yasakları orduya havale etmesi, ordumuzu medenî milletler mahfilinde de sıkıntıya düşürür.

Avrupa gazeteleri, askerin arzusu istikametinde hükümetin “başörtüsü yasağı” uyguladığını yazıyorlar. Umarız ki, seraskerlerimiz gayr-ı insanî ve gayr-ı medenî bu yasaklarla bir alâkaları olmadıklarını ilân ederler. Bu memleketi zaafa uğratmak isteyen zındıkanın hevesi de kursağında kalır. Millete rağmen milletin hassasiyetlerini inciten siyasetçiler de perişan bir şekilde geriye çekilirler.

Bu ülkedeki mantıksız yasaklardan Avrupa ve Amerika’ya kaçan onbinlerce genç kızımızdan dolayı, hür ve medenî ülkeler bizimle istihza ediyorlar. Kahraman ordumuz da bu zilletin giderilmesine inşaallah yardım eder..

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*