Köln ve Malatya’nın Hüseyin Bayram abisi

Yalnız rızk mı çağırır, garibi gurbete… Hidayetin gurbetteki çağrısı o kadar eskidir ki… Fakat gel gör; “…hasta, zalim, gaddar…” ve vefasız olan asrımız, rızk ile gurbeti aynı karede zamanımızın açgözlü insanına göstermiş…

Hüseyin Bayram Ağabeyin Malatya’nın Reşadiye köyünden başlayan yolculuk macerasının, hangi ellere uğrayarak Almanya’nın Köln şehrine uzandığını; uzun uzadıya anlatmamıştı, bize… Çok küçükken hayvan sırtından; Çelikhan’ı, Semsur’u ve Fırat’ı aşarak Urfa’ya ve daha sonra Malatya’ya. Antep üzerinden de Almanya’ya ulaştığını biliyorduk.

Misafir işçilerin son kafileleriyle gelmişti. Marangozluk sanatı, onu Köln Tiyatrosunun sahnelerini inşaa mesleğine götürmüş ve oradan da emekli olmuştu. Tiyatronun programı gereği birçok ülkeyi dolaştığını, çok az anlattığı hatıralarından duymuştuk.

Bu şehrin bir camisinin kürsüsünde, mesleğim icabı bir konuşma yapmıştım. Malatya ile olan ilgimi orada duyunca, tanışma arzusu içine düşmüş. Kader ise, onun cennet arkadaşı Rahime Abla’yı Hüseyin Ağabey’den daha önce nurlarla tanıştırmıştı. Şefkat kahramanı kadınların bu mukaddes yolda, erkeklerden daha öncü olduklarını biliyoruz. Rahime Ablamız da eşimden Malatya irtibatımızı duyunca; bir gün birlikte zile basmışlardı.

Hüseyin Bayram ve Muhsin Alev ağabeyler

Garip bir tevafuk… Karşısında camide konuşan adamı görmüştü. Hemşehrilik muhabbetinden sonra, benden Kur’an öğrenmek istediğini ve kendisine zaman ayırıp – ayırmayacağımı sormuştu. Hem komşu, hem hemşehri ve hem de ilme meraklı… Tamam demiştim. Bir müddet Kur’an okurken; Kur’an’ın manasını da açıklayan kırmızı kitabı da göstermiştim. Nurların aşığı Süheyla Teyze’nin vesile olduğu evlerdeki NUR sohbetlerine, kendi aralarında erkekler de başlatmışlardı. Yaklaşık otuz üç sene boyunca, tam bir medrese talebesi olarak hem Köln’de ve hem de Malatya’da devam edecekti. Nur külliyatını yaklaşık yedi defa bitirdiğini biliyoruz. Ve Ramazan-ı Şerif hatimlerinin ise müdavimi idi, Hüseyin abi…

Kendisi ilkokul mezunu olamadığı halde çevresinde okumuş insanlar vardı. Bilhassa Öğretmenler… Türkiye’deki Kemalist cendereden geçmiş bazı öğretmenlerle, birçok ilmi münazaralarda bulunduğunu arkadan arkaya duyardık. Nurları tam anlayamadığını söylese de; birçok tahsillilerden daha ziyade istifade ettiğini, sohbetlerinden anlardık. Bir gün; henüz yeni başlamış bir hizmet mahallindeki insanların nurları anlayamamalarına ve belki de istenilen şekilde sahip çıkmadıklarına şahit olunca; ne yapalım, en yüksek üniversitelerin derslerini buralarda anlatmaya çalışırsanız, elbette anlayamazlar, demişti…

Birlikte hacca gitmeyi konuşmuştuk. Şartlarımın müsaadesizliğinden, onu cemaatin hac kervanı ile göndermiştik. Arafat’ta ayağı taşa değip sendeleyince, Alpaslan Kardeşimize dönerek beni suçlamış. O da; Hüseyin abi, ne alakası var. O Köln’de ve biz buradayız deyince; o sebep olmasaydı ben buraya gelmezdim, diye mülatefede bulunması, tatlı bir hatıra olarak halâ anılıyor.

Rahime Ablamız hizmetteki kahramanlığında, zahiren bazen onu geçerdi. Misafirperver, maharetli ve fedakâr olunca ablamız, çoğu kez misafirlerimizi ağırlardı. Türkiye’den Köln’e gelip de Hüseyin Abi’nin sofrasına oturmamış çok az ağabey ve kardeşimiz vardır…

Nurlara ve bu cemaate olan sadakatini, emekli olup Malatya’da uzun süre kaldığı zamanlarda orada da ispat etmişti. Kısa bir zaman içinde cemaatle öyle muhabbetli bir kaynaşmaya gitmişti ki, Malatyalıların da “Hüseyin abisi” olmuştu. Nüktedan, beşuş ve dakik olan fıtratı, kısa sürede kendisini gösterirdi.

Hüseyin Bayram
Hüseyin ağabey Ahlen´de bir Risale-i Nur sohbetinde…

Çok vefalı idi. Dostlarını sıklıkla arar, hallerini sorardı. Dünya malı ile arası çok iyi değildi, fakat gönlü zengindi. Biricik dünya arkadaşı ve refikası Rahime Abla’nın ani ayrılığı, Hüseyin Abi’nin yaşama sevincini iyice azaltmıştı. En büyük zevki Nur dersleri ve bu derslerdeki arkadaşlarıyla buluşmaktı. Dersleri pürdikkat dinlerdi.

Rabbim hidayetini gönderince gurbette de gönderdiğini ve ellisinden sonra da nasip ettiğini Hüseyin Abi ile yaşadık. Nice gurbet kahramanları gibi, sılada bulamadığını gurbette bulmuştu.

Rabbimiz ağabeyimizi garik-i rahmet eylerken; çocuklarına, Köln ve Malatya’daki Nur kardeşlerine sabır ihsan eylesin…

Benzer konuda makaleler:

6 Yorum

  1. Allah nurlar içinde yatırsın, Allah c.c. rahmet eylesin. Kalanlarına sabr-ı cemil niyaz ederiz.

  2. İnna lillahi ve inna ileyhi raciun! Cenabu Allah c.c Hüseyin Bayram ağabeye ve Üstad BEDIÜZZAMAN ve onun gibi İMAN, KUR’AN ve İLAYI KELAMULLAH için mücadele, mücahede ve müdafaa edip, maddi veya manevi irtibatlı olan ve VEFAT eden cümle SALİH ve SALİHAT, Mümin ve müminata, muvahhidîn ve muvahhidata gani gani RAHMET eylesin. Cümle aile efradı ve dostlarına sabr-ı cemil ihsan etsin. Sevab cihetiyle Kiyamet vaktine kadar yaşayan Salih ve Sadık ve de Muhlis kullarından eylesin! Her türlü Şerleri def edip, Hayırlara tebdil eylesin.İttihad-ı Islâmı ve Sulh-u Umumîyi en yakın zamanda nasip ve ihsan etsin! Mekanları cennet bahçesi olsun inşaallah. Amiiin,Amiiin, elfü elfi Amiiin.

  3. [Yalnız rızk mı çağırır, garibi gurbete… Hidayetin gurbetteki çağrısı o kadar eskidir ki… Fakat gel gör; “…hasta, zalim, gaddar…” ve vefasız olan asrımız, rızk ile gurbeti aynı karede zamanımızın açgözlü insanına göstermiş…]
    Bağzen de maddî veya manevi mücahede vesileside insanı gurbete çağırır. Maddî sebebler birer perde olabilir o çok çetin ve zorlu ahirzaman mücahedesinde, Deccalizmin tasallutundan İsa Mesih’in (a.s) ümmetine acele yardım gerekebilir ki, inkâr-ı ULUJİYYET ve Ahlâk-ı Seyyieye karşı ehl-i Kitab olan Avrupanın masum insanlarına müttefik olup, beraberce Mücadele ve Mücahede etmek de işin ayrı yönü. Kaderin ruzgarı Gurbet ve Rızkı binek yapıp bizi Avrupa diyarına at koşturmuş ve halen de kouşturuyor! Bahar gelmeye başlamış ve çok güzel Çiçek ve Meyveler vermektedir. Elhamdülillahi haze min fazli Rabbî?

  4. inna lila hi ve inna ileyhi raciun. iyi olursan arkandan iyi konuṣulur.defterin dolar.yoksa iṣler zor.

  5. Rabbim Hüseyin ağabeyimize rahmetiyle muamele eylesin onu cenneti ve Cemaliyle şereflendirsin.
    Nezih bir insandı. Cemat onu sevdiği kadar o da cemaate bağlı ve cemaatin faaliyetlerine iştirak ederdi.

  6. Rabbim gani gani rahmet ve magfiret eylesin, mekani cennet olsun insaallah tüm Aile Efradina sabr’i cemil ihsan eylesin

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*