Bu seneki haccın farkı

Kimisi hicran, kimisi de vuslat der, bu mevsime… Kimilerine göre ise âlem-i İslâmın Beytü’l-Mamura nazır tepelerindeki büyük şûrâsı. Yerde, varlıklarından arınmış milyonları, göklerdeki milyonlar alkışlıyor, tebrik ve tasdik ediyor diye bu mevsime ayrı bir mânâ verir.

Vuslatın hayaliyle hicranla yatıp, hirkatle sabahlayanların gözyaşları kadar, bu vuslata mazhar olanların sevinç içindeki duâları, bu uzun çileli ve yer yer tehlikeli sefere öyle bir tatlılık getirmiş ki imkân bulsa bir milyarlık İslâm âlemi, dünyanın kalbine doğru yürüyecek… Bu mevsimi anlamak için “beş duyu” yetmiyor; ya dünyasında veya bizzat yaşamak gerekiyor.

İhtiyar dünyamızın düçar olduğu musibetler, bu senenin haccına ayrı bir önem kazandırdı. Yerkürenin Mekke ağzı ve Arafat diliyle haykırışından çekinenler, cinayet planlarını haccdan sonraya bırakınca, artık hacc ferdî bir olay olmaktan çıkıp, tüm insanlığı ilgilendiren bir ibadet konumuna yükseldi. Zaten “emredilişindeki asıl mânâ da bu değil miydi?”

Bu haccın tüm dünyayı kucaklayan bir yönü de Hıristiyanlık âleminin bu seneki ilgisi… Alem-i İslâmın bu kudsî şûrâsına insanlığın ve bilhassa Batı âleminin artan ilgisinin arkasındaki mânâyı keşfedemeyenler, ihtiyar dünyamızın canına kastetmek isteyenleri de pek fark edemiyorlar. Bu hacc mevsiminin mü’minlerin gözlerindeki perdeyi kaldırıp dünyamızın karşı karşıya bırakıldığı dehşetli hali görmelerine vesile olacağına inanıyorum. Yanıbaşımızda, dünyaya ve insanlığa suikast planları hazırlayan deccaliyete karşı zaman zaman güçsüz düşen hakîkî İsevilerin, Müslümanlardan manevî himmet bekleyen bakışlarını ve hatta seslerini duymamazlıktan gelerek haccetmek artık âlem-i İslâma yakışmıyor. Alem-i İslâmın ve Hıristiyanlık dünyasının mevcut hali, bu seneki haccın kapsamına “hakîkî İsevî ruhanileri” de manen almamızı gerektiriyor, kanaatindeyiz.

İslâm coğrafyalarını bugüne kadar istibdatla inleten diktatörlerin bile dinozorlara karşı halklarından medet beklediği bu mevsimde, idareci konumundaki tüm müstebitlerin yaprak gibi tiril tiril titrediklerini görüyoruz. Alem-i İslâmda deccaliyete karşı koyma imkânları tükenirken, ümidin yine Hıristiyanlık adına bu cinayetlere karşı koyan büyük devletlerde olduğunu bildiğimizden bu seneki haccın dünyanın mukadderatıyla ilgili olduğuna inanıyoruz. Avrupalı zalim kâfirlerle Asyalı münafıkların işbirlikleriyle âlem-i İslâmın tüm coğrafyalarında hakîkî hürriyeti kaybedince; en hürr ve emin beldenin Hicaz ve söz mahfilinin de ‘hac” olduğunu zaman gösterdi. Bu büyük şûrânın üyelerinin en rahat ve serbestçe kendilerini ifade edecekleri bu muazzam toplantıdan çok hayırlı kararlar ve faydalı neticeler çıkacağına inandığımızdan, şimdiden tüm delegasyonu sevgiyle, hürmet ve takdirlerle tebrik ediyoruz.

Hacı adaylarına küçük bir hatırlatmada bulunmak istiyoruz: İslâm coğrafyasında hanefilikten başka daha üç hakk mezhebe mensup Müslümanlarla ibadet edeceğimizi unutmadan gözlerimizin diğer Müslüman kardeşlerin hareketlerini teftişine müsaade etmemeliyiz. Orada herkes Allah’ın misafiri olduğundan, başkalarının hareket ve sözlerini tenkid, hane sahibine hürmetsizlik olacağından çok dikkatli olmamız gerekiyor. Farklı coğrafyalar, kültürler, terbiyeler ve renkler yalnızca kardeşliğimizi pekiştirmeli… Deccaliyetin coğrafyalarımızda bize sunduğu ırkçılık ve gurur, başkasını küçük görme duyguları burada da şeytan tarafından bize sunulabilinir. İnsanın olduğu her yerde şeytan ve nefsin de olduğunu unutmadan “büyük cihadın” mevzilerinde fevkalâde uyanık olmanız gerekir.

Beraberinde Türkiye’den Risâle-i Nurları bu büyük konferansa götürenleri şimdiden tebrik ediyoruz. Zira âlem-i İslâm, hareket tarzındaki cehaleti bu eserlerle izale edeceğinden, Türkiyeli hacılar için önemli bir vazifedir.

Şu hususu da kaydetmek istiyoruz: Dünyadaki fennî gelişmelere parelel tekâmül eden sosyal hayatta âlem-i İslâm da hakk ve hürriyetleri öğrendiğinden, hacılarımızın işleri biraz daha kolay olacak.

Körfez savaşında bayat ekmek gibi dökülen ve darmadağınık olan Müslümanlar, deccaliyetin Irak’a muhtemel bir saldırısı karşısında elhamdülillah ittifak ettiler. Bu ittifaka Amerika’daki dinî cemiyetlerle Avrupalı hükümetler de destek veriyorlar. Yeni ittihad-ı İslâmın bu muhteşem konferansından tüm insan medet beklerken, hacı adaylarımızın himmetlerini, duâlarını ve bakışlarını olabildiğince geniş tutmalarını diliyoruz.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*