Devletin ideoloji dayatması ve takiyye

Türkiye’de yetmiş, seksen yıldan bu yana yaşanan en büyük sıkıntılardan biri; devletin, demokratikleşmemesi sebebiyle bir şahsın ideolojisinin kanun ve yönetmenlikler zoruyla topluma dayatılmasıdır.

Bu durum, özellikle idareci ve bürokratları takiyye yapmaya mecbur etmektedir. Onları, içinden benimsemedikleri halde, dışlarından Kemalizm’i benimsemiş gibi görünmeye mecbur etmektedir. Bu baskı ve dayatma, kişileri çift kişilikli insanlar haline getirmektedir.

HUKUKTA KİŞİYE ÖZEL KANUN OLMAZ

Türkiye, Çin, İran ve Kuzey Kore gibi ülkeler tek şahıs ideolojisiyle yönetilirken, demokratik ülkelerde devlet vatandaşlarına ideoloji dikte etmemektedir. Uluslar arası hukuka göre anayasa ve kanunlar, istisnasız ülkenin bütün fertlerini kapsar. Kişiye özel kanun olmaz.

İçinde bulunduğumuz 21. yüzyılda ülkemizde ne yazık ki bu garip ve hukuka aykırı durum hâlâ devam etmektedir. Türkiye’de 23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim, 10 Kasım merasimlerinde Kemalizm devlet kanalı ile bürokrasiye, okullara ve sivil kesimlere zoraki benimsetilmeye çalışılmaktadır.

Bu dayatma insanların bazılarını riyakârlaştırıyor, bunlar M. Kemal’i ve Atatürkçülüğü kendi gayelerine alet ve basamak yapmaktadır.

DEMOKRATİKLEŞME TAKİYYEYE İHTİYAÇ BIRAKMAZ

Tarafları rahatlatmanın en iyi yolu; devletin, çağdaş ülkelerde olduğu gibi de-mokratikleşerek ideolojilerden arınmasıdır. Bu gerçekleştiğinde takiyye meselesine ihtiyaç kalmayacaktır. Herkes dilediği gibi kanaat sahibi olacak.

Dayatma sürdükçe bu kısır döngü devam edecek, takiyye de sürecek, insanların ihlâsı bozulacak, bu yüzden çatışma ve sürtüşmeler durmayacaktır.

KEMALİZM’İ DAYATMAK, ÜLKEYİ GERİ BIRAKMAKTA

İşin diğer bir tarafı; bu dayatma toplumda gerilimlere yol açtığı için nesillerin enerjilerini de tüketmekte, kabiliyetlerin doğru bir şekilde gelişimine mâni olmaktadır. Bu durum ülkenin ilim, fen ve sanatta ilerlemesine ve yükselmesine engel olmaktadır.

Son söz: Artık Türkiye, ideoloji dikte etmekten bir an evvel vazgeçmeli, medenî devletler gibi sistemini demokratikleştirerek vatandaşlarını ve bürokrasiyi takiyye yapmaktan kurtarıp rahatlatmalıdır. Geri kalmış üçüncü dünya ülkesi görüntüsü Türkiye’ye yakışmamaktadır.

İbrahim ERSOYLU

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*