En ekmel oruç nasıl tutulur?

En mükemmel orucu nasıl tutabiliriz? Yalnızca mideye oruç tutturmak yeterli midir? Diğer azalarımıza oruç tutturmak nasıl olur? Bu sorulara Üstad Hazretleri şu şekilde cevap veriyor: “Ve o orucun ekmeli ise, mide gibi bütün duyguları, gözü, kulağı, kalbi, hayali, fikri gibi cihazat-ı insaniyeye dahi bir nevi oruç tutturmaktır.

Yani, muharremattan, malâyaniyattan çekmek ve her birisine mahsus ubudiyete sevk etmektir…” (Mektubat, s. 475)

Rabbimiz bizlere göz, kulak ve mide gibi maddî azalar verdiği gibi hayal, fikir ve vicdan gibi manevî azalarda vermiştir. En ekmel oruç ise bütün bu azaları haramdan, faydasız işlerden çekerek her birisine kendisine mahsus ubudiyeti yaptırmaktır. Yani, ilk aşamada azalarımızı haramdan çekmemiz ikinci aşamada da helâl dairesinde kullanmamız gerekmektedir.

Birkaç örnek üzerinde anlamaya çalışalım:

Dilimizin orucu yalan, gıybet ve galiz ifadeler çekerek ilk aşamayı tamamlamamız sonrasında dilimizi zikir, salâvat ve tesbihle meşgul ederek ikinci aşamaya geçmemiz gerekiyor. Böyle yaparsak dilimize oruç tutturmuş oluyoruz.

Aynı şekilde gözümüzün orucu ise namahreme bakmaktan çekip, ibretle kâinata baktırabilmektir. Kulağın orucu ise fena şeyleri dinlemekten çekip, hak söz ve Kur’ân dinlemekte istimal etmektir.

Üstadımızın “Zaten mide en büyük bir fabrika olduğu için, oruç ile ona tatil-i eşgal ettirilse, başka küçük tezgâhlar kolayca ona ittiba ettirilebilir.” (Mektubat, s. 475) ifadesi üzerinde düşünmemiz gerekir. Anlaşılan diğer azaların oruç tutmasında mide kritik bir rol oynamaktadır. Peki mideyi bu kadar önemli kılan özellik nedir?

Bitki, hayvan ya da insan “rızık” için çabalıyor. Cesedin beslenmesinde ve sair azalara besin ve enerji sağlaması, mideyi hayatın merkezi haline getiriyor. Bu ilmî hakikat aynı zamanda beşeri dünyaya bağlayan en önemli cihaz haline geliyor. Hal böyle olunca mide üzerine yoğunlaşan her insanın manevî cephesi olması gerektiği kadar gelişemiyor.

Oruç mideyi geçici süreliğine “pasif!” hâle getirerek hayvaniyattan, maddiyattan ve cesedin tahakkümünden kurtarıyor. Manevî cihazatlarımızı “aktif!” hâle getirerek melekleştirip, manevî bir hal almamıza vesile oluyor. Bu da yönümüzü dünyadan ahirete çevirmemize imkân sağlıyor vesselâm…

Cenk ÇALIK

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*