Gece orucu

Sağlık açısından açlık tedavisi bu gün bir çok otorite tarafından kabul edilen mühim bir hakikattir. Ramazan zamanları ise bu tedavi şeklinin uygulanmasında çok önemli bir fırsat. Bu ayda insan vücudu adeta rektifiye olmaktadır. Günün uzun bir zamanında aç kalan vücut bu zamanı hücrelerin yenilenmesi ve bazı hasarların tamiri için kullanır.

Bu nedenle açlık tedavisi çok kıymetli bir tedavi şeklidir. Günümüzde insanlardaki hastalıkların bir çoğu yanlış ve aşırı beslenme neticesinde meydana gelmektedir. Şayet insanlar yemek alışkanlıklarını düzeltebilseler hastalıklardan da bir ölçüde uzak durabilirler.

Mesela Hz. Yusuf gibi bir yemek yeme düzenimiz olsa belki de hiç hasta olmazdık. Zira Hz. Yusuf üç günde bir yemek yerdi. Haydi bunu başaramadık diyelim, hiç olmazsa Hz. Davut gibi bir yemek düzenimiz olsa yine çok az hastalığa yakalanırdık. Hz. Davut da bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı.

Günde bir öğün yemek yesek yine bir çok hastalığın önünü alabilirdik. İki öğün yemek ise yine çok fazla bir sıkıntıya neden olmaz. Hele ki biraz az yersek iki öğün de bir ölçüde şifa olur. Ancak günde üç öğün yemek hastalık davetiyesidir. Üç öğünden fazlası ise uzun vadede mutlaka ki bedende ciddi hasarlar meydana getirir. Günümüzde çok sık görülen tansiyon, kalp ve damar hastalıkları, kanser ve şeker hastalığı gibi hasatlıkların en önemli sebebi aşırı ve dengesiz beslenmedir.

İşte Ramazan ayı sağlıklı ve dengeli beslenmenin en güzel yollarını bize gösterir. Sağlıklı bir hayat için bize güzel alışkanlıkların yolunu açar. Sahurdan akşama kadar aç kalan insan bedeni tekrar yenilenerek yıl boyu bizim düzgün ve sağlıklı bir hayat sürmemize yardımcı olur.

Fakat Ramazan aynında da bazı sıkıntılar olabiliyor. Dikkat edilmez ise bu sıkıntılar ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Şöyle ki:

Şimdi oruç sahurda başlayıp, akşam iftar ile son buluyor. Bu zaman zarfında acıkan ve susayan insan bedeni şiddetle gıdaya ve suya ihtiyaç duyuyor. Eğer burada nefsin istek ve arzularına bir set çekilmez ise bu sefer bedenimiz aşırı bir gıda yüklemesine maruz kalıyor. Zira iftar sofrasında ne var ise slip süpürüyoruz. Öyle ki bazılarımız bir iftar sofrasında günde yiyebileceği üç öğün kadar yemek yiyor. Ardından çaylar ve tatlılarla ayrı bir lezzet faslı açılıyor. Çerezler ve meyveler derken mide tam bir ambara dönüyor. Karmakarışık gıdalar ile ne yapacağını şaşırıyor. Bu durumda da açlık vasıtası ile elde edilecek şifa kapıları da kapanmış oluyor.

Bu durumdan kurtulmanın ve Ramazandan tam olarak istifade etmenin yolu elbette ki az ve ölçülü yemekten geçiyor. Bu husus insanın her zaman uyması gereken bir husus, ama Ramazanda daha da önemli hale geliyor.

Aslında gündüz orucu gibi bir de bir ölçüde gece orucu tutabilsek, Ramazandan istifadeyi en yüksek seviyeye çıkarabiliriz. Şimdi gün boyu midemiz boş kalıyor. Akşam ise hafif gıdalar ile iftarımız yapsak. Küçük bir çay ve tatlı faslından sonra, sıvı dışında sahura kadar hiçbir şey yemesek bir ölçüde gece orucu da tutmuş oluruz.

İşte o zaman mide fabrikası tam olarak dinlenmiş olur ve kendini ciddi bir onarım ve bakımdan geçirerek yıl boyu çalışmaya kendini hazırlar. Şayet gündüz orucu gibi, bir ölçüde gece orucu da tutarsak o zaman maddi ve manevi bünyemizde çok güzel inkişafların da zuhura geleceği aşikardır. Dolu bir mide ile yapılan ibadetlerin, boş bir mide yapılandan ne kadar farklı olduğunu en iyi Teravih namazlarında hissediyoruz. Eğer namazlarda yeteri derecede manevi huzur bulamıyor isek bunun en önde gelen sebebi midedeki ağırlıklardır.

İşte gün boyu açlık halini gece de bir ölçüde sürdürebilirsek, biraz da ibadetlerimize daha çok zaman ayırırsak Ramazan ayından elde edeceğimiz maddi ve manevi şifayı en yüksek seviyelere çıkarabiliriz.

Unutmayalım ki günümüzde insanlar açlıktan değil, daha çok tokluktan ölüyorlar. Az gıda ve belli süreli açlıklar ise sağlıklı yaşamanın en önemli anahtarıdır.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*