Ermenileri Türkiye´den kim kovdu?

Ermeni tehcirinin, siyasal alanda kullanımı 1940´ların başında başlar. Musevî asıllı yazarın Musa Dağında kırk gün romanıyla yavaş yavaş gündeme taşınmaya çalışılır. Dünya barışını kurşunlayan tetikçilerin azmettiricileri, bugünden sonra Türk diplomatlarını hedef göstermişlerdi.

Taşnak ve Hınçak´tan ASALA´nın türetilmesi de bu sürecin sonundadır. Daha doğrusu, yetmiş senden fazladır birileri tarafından sırtımıza yük olarak vurulan bu hadisenin köklerine inmeden, zoraki göçün kimlerce planlandığını bilemeyiz. Van merkezli Ermeni devleti projesinin mimarları ermeniler miydi? Arşivler bu işin meşhur Rotschild ailesine dayandığını, Hazar petrollerini elegeçirmek niyetiyle ermenileri kullandıklarını söylüyor. Ta Boston´dan Van´a gönderilen sancağı da delil gösteriyorlar. Antranik gibi ateşli ihtilâlcilerin bu yahudî asıllı ailenin paralarıyla Anadolu´da ve bilhassa Doğu´da kaos çıkardığını söyleyen kaynaklar, ister istemez günün PKK´sına çeyrek asırdan beri İsrail üzerinden destek veren yine amerikalı organizasyonları hatıra getiriyorlar. İlk körfez savaşından bu yana Kuzey Irak´taki Kürt peşmergeleri eğiten İsrail komandolarının bu işi kendi imkânlarıyla yapmaları elbette mümkün değildi.

Ermeni tehcirini, Makedonya´daki Yahudî tehcirinden bağımsız düşünenler, sanal tarihçilerin çukurlarına düşerler. Balkan´lar daki hristiyan yahudî düşmanlığı, şu bizim meşhur siyonistler ve o­nlara canla başla servis yapan dönmelerimiz gizlemeye çalışıyorlar. Osmanlı padişahını tahttan indirdikten sonra, O´nu Osmanlı yahudî şehri Selanik´teki Carls Alattini köşküne hapsedenler, elbetteki müslüman ve türk değillerdi. Balkanların düşmesi üzerine Padişahın neden alelacele Beylerbeyi sarayına getirildiğini hiç kimse sormaz. Sonra, bir iki sene içinde, ikiyüzbin yahudî ve dönmenin buradan nasıl buharlaştığını da kimsecikler merak etmez. Aslen yahudî olan Talat Paşa´nın, Enver Paşa´nın rağmına, Edirne´den Kars´a kadar ekseriyeti masum hristiyan ermenilerini ille de Halep ve Beyrut istikâmetine neden sürdüğünü merak etmeyenler, Ermeni Tehciri´nin sebep ve faillerini öğrenmeleri imkânsız olmaz mı?

Hırslı daima zarardadır, darbımeseliyle Sarkozy kendi milletine ve ırkdaşlarına bu kanunla birlikte kötülük etmiştir. Zira ermeni meselesinde ilk şahit ve maznunların Selanikli dönmelerimiz olduklarını belki de Niko hesaplayamadı. Türkiye ermenilerinin mülklerine, evlerine ve sosyal statülerine kimlerin konduğu kayıtlarda mevcut olduğuna göre, birilerine rağmen Türk milletini bu yetmiş senelik netameden kurtaracak babayiğit politikacı, müzakereci, ilimadamı ve gazeteciye ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Faturanın asıl faillerine doğru yürüdüğünü gören şu bizim sözde muhafazakâr ve özde kızılların ateşi sönecek, Avrupa geneline yaymaya çalıştıkları tezgâhlarını hemencecik apar topar kaldıracaklardır. Bundan emin olabilirsiniz. Boğanın kırmızı gördüğü gibi İslâmî sembol ve değerlere saldıran bu sionistlerin Musevî giysileri karşısında aptallaştıklarını hepiniz biliyorsunuz.

Türkiye´yi azıcık da olsa AB´den uzaklaştırma uğruna Nikolay´ın çevirdiği dolapların tepesine düşeceğinden emin gibiyim. Zira bu hırslı millet, hep maksadının aksisiyle tokat yemiştir. Yalnız yanlış anlaşılmasın. Sarkozy yahudîliğe de düşmandır. Zira O dindeki insanî değerleri ve temel ahlâkî prensipleri kabul etmiyor. O´na kızıl dememden maksad, O´nun ve arkadaşlarının dünyada yalnızca kaos çıkarmaları ve yıkmalarıdır. Yoksa hakikî yahudîleri ve musevîleri tenzih ederim.

Hristiyan dünyanın, bu çekirge sürüsünün başta Türkiye ve İslam alemi olmak üzere bize musallat olmalarına yüksek sesle itiraz etmemeleri, insanlık için bir ayıptır. Avrupa´daki tüm insanî ve dinî değerlerin üzerinden tank gibi geçen bu eşkiyaya karşı İslama kuvvet vermeleri gerekenlerin susmaları, o­nların kendi felaketlerinden tam haberdar olmamaları anlamına mı geliyor? Bundan böyle AB, insan ithal birliği olacak. Avrupa ırkçılığını savunanların insanî ve islamî değerlere savaşmış olmaları, insanlığın sonunu hazırlamaya çalıştıkları manasına da geliyor. Bizden söylemesi…

Selanik asıllı İstanbullu Prensimizin türklerin bir milyon ermeniyi katlettikleri iddiasının mükafatını nasıl elde ettiğini gördünüz mü? Zeki milletin oğlu bir taşla üç kuş vurdu: Hem tasarıya katkıda bulundu, hem sionistlere reklamını yaptırdı ve hem de Nobel´i alarak köşeyi döndü. Bravo doğrusu… Tasarı meclisten geçerken, beyaz türk romancımız Nobel´i alıyor. Bir milleti ancak bu kadar aşağılayabilirler, bunlar. Diğer taraftan O´nu tebriğe yeltenen yerlilere de yalnızca yuh! diyorum. Müslüman ve Türk olmanın şeref ve haysiyetinin çok yüksek olduğuna inanıyorum. Ama olsun… Bundan böyle ermenilerle ilgili ithamları adreslerine postalayacağız. Bakalım diaspora ermenilerini finanse eden çevrelerle bizdeki Selanikliler ne diyecekler. Bir katliam varsa plânlayıcıları, finansörleri ve azmettiricileri o­nlardır. Tetikçi birkaç ermeni ile birkaç türk burada sıraya bile giremez.

Not: Söylediklerimizin kaynağını merak edenler, İngiltere, Fransa ve Almanya dışişleri bakanlığı arşivlerine girebilirler. Hatta o arşivlerden derlenmiş kitaplara da ulaşabilirler.

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*