Farklı meslek ve meşreplerin tezahürü: Cemaat

Maddî yapılarımız (yüz, göz, parmak izleri, seslerimiz, hücre, hatta saç tellerimiz) birbirinden farklıdır. Duygu ve düşüncelerimiz, kişiliklerimiz, karakterimiz, mizaçlarımız, huylarımız, hülasa duygularımız da farklıdır. Dolayısıyla mesleklerimiz, meşreplerimiz, metodumuz, hareket tarzımızın da farklı olması normal değil mi? Elbette bu farklılıklarımız; gruplara/cemaatlere de yansır. Ve hizmet tarzlarımız da farklılaşır.

Farklılıklar; iş-güç, fikir birliğine engel olmadığı gibi; çatışma sebebi de değildir, olmamalıdır. Gruplaşma/cemaatleşme değil; ancak “grupçuluk-cemaatçilik(!)” zararlı ve tehlikeli olabilir.

Burada önemli olan, herkesin kendi mesleğinin, meşrebinin, yani cemaatinin sevgisiyle yaşaması ve hizmetlerini o çerçevede sürdürmesidir.

İslâm cemaatlerini denizlere benzetirsek; esasta, hepsi su kütlesidir. İslâm cemaatleri, bileşik kaplar gibi, İslâmiyet havuzunda birleşirler. Yani, bütün denizler birbirine karışır. Ama, Akdeniz, Karadeniz, Ege ve Marmara denizleri, farklı karakterleri yansıtırlar. İşte bu farklılıktan dolayıdır ki, cemaat fikri ortaya çıkmıştır. Bediüzzaman bu noktaya dikkat çekici bir yaklaşım getirir:

“Ey dinî cemiyetler! Maksadımız, dinî cemaatlar maksatta ittihad etmelidirler. Mesalikte ve meşreplerde ittihad mümkün olmadığı gibi, caiz de değildir. Zira taklit yolunu açar ve ‘Neme lâzım, başkası düşünsün’ sözünü de söylettirir.”1

Aslında problem cemaatleşmede değil, cemaatler arası nezaket ve nezahet kuralları çizgisini zaman zaman aşmaktadır. Yani, anormal olan, sosyal hayatın tabiî bir neticesi olan cemaati kabul etmemek, cemaatleri reddetmek veya başka cemaatleri hafife alarak kendine taraftar toplamaya çalışmaktır. Halbuki her cemaat ferdi, başka cemaatlerin çalışmalarını, hizmetlerini tebrik etmeli, başarıları için dua etmeli; gerektiğinde yardımcı olmalıdır.

Cemaatte geçerli olan; manevi, gönül bağlarıdır. İsimler üzerine değil, gönüller üzerine teessüs eder. Cemaat, olaylara konjonktürel, madde ve menfaat açısından değil; fikir, düşünce, mana, prensipler üzerinden yaklaşır.

“Cemaat” kelimesi etrafında hâlelenen anahtar kelimeler; “İttihad, tevhid, biz, birlik-şuuru, beraberlik, Allah’ın ipine birlikte sarılmak”tır. “Cemaat” zaten birlikte hareket etmeyi gerektirir.

Dipnot:
1-Münazarat, s. 105.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*