İnsan, nasıl sahipsiz olur?

İnsanı en çok meşgul eden konuların başında kendini boşlukta hissetmesi vardır.

Bu bir başka anlamıyla da ‘sahipsizlik’ duygusudur. Acı verir insana. Bu ağır duygu, inancı zayıf olanlarda hayattan çekilmeye bile sebep olabilir.

Bu duyguyu bir dönem anne, baba, kardeş, arkadaş karşılar. Ama sonra, sonrası daha acıdır; anne gider, baba gider, arkadaş gider ve herkes ve her şey gider. Anlayacağınız bütün faniler gider. Bütün güneşler batar. Bütün günler geçer gider. İnsanın beslediği muhabbetler, aşklar bir yerlere kapaklanır, yığılır kalır. Bu her fani için böyledir. Nice güvenilen dağlara karlar yağar.

Bir yerde, bir şekilde bitiyor her şey. Bu sayfa kapanmak için açılmıştır. Birazcık aklı varsa insanın ‘neler oluyor bu hayatta?’ diye sorgular yaşananları. Ve faninin aşkının da fani olduğunu geç de olsa derk eder insan. Sevgisini bağladıklarının, bütün yoğun hisleriyle ilgilendiklerinin, yüksek kabiliyetleri kazanmak için sarf ettiklerinin hepsinin o kara toprakta bittiğini geç de olsa fark eder. İşte böyle bir daralma zamanında iman yetişir imdada. İnsanın sahipsiz, kimsesiz olmadığını haykırır kelimeler. İman etmenin; sevmek, kabul etmek, yalnız bırakmamak olduğunu kâinata işittirecek derecede bağırır âyetler.

Önce Allah seslenir kuluna, ‘Ben senin Rabbin değil miyim? Senin en ince hatırat-ı kalbini bilen, cevap veren Ben değil miyim?’ diye. Sonra Allah’ın elçisi insanın bu dünya hanında yalnız olmadığını, kendisinin de ondan haberler getirdiğini söyler. Sonra koca kâinat, kocaman bir kitap gibi sahibini, yaratıcısını büyük büyük âyetlerle anlatır insana. Bütün varlık âlemi kendi sanatkârını akıl sahibi insana anlatmaya başlar. Koca kâinat nutka gelir adeta ve insanın da sahipsiz olamayacağını, kendi lisanlarıyla anlatır. Sonra içinde meskûn olan vicdan devreye girer ve sahipsiz olmak mümkün değil, bir harf kâtipsiz, bir köy muhtarsız olmaz, nasıl insan sahipsiz olabilir, der.

Fazla söze ne hâcet, insan genç de olsa, ihtiyar da olsa neticede misafir.

Misafir, misafir olduğunu unutmazsa, yalnızlık girdabına düşmez. Bütün mahlûkatla yaratılış itibariyle kardeş olduğunu bilir ve onlara ünsiyet eder. Yalnızlık duygusu kalmaz. İnsanla konuşan bu kadar mahlûk varken, insan nasıl kendini yalnız hisseder. Yalnızlık, iman zaafının bir sonucudur.

 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*