Nice gizemlerin saklı olduğu alacakaranlık kuşağı. Sabah ezanının kâinatı kapladığı o lahuti an. Ve ürkek ve çekinerek çöp karıştıran, helâl rızka ulaşmak çabasında bir insan.
Sabahın o saati balkon seyrini o ürkek insanı inciltmemek, elden bir şeyin gelmeme çaresizliğinin getirdiği hicap ile perde ardına kaçan bizler.
Dostlar ne oldu da dünyanın bizi kıskandığı iddia edildiği şu dönemlerde, alacakaranlık kuşağında rızık arayanlar aydınlık kuşağında umarsızca rızık arar oldu?
Ne oldu da aynı çöp konteynırına onlarca kişi rızık aramak için uğramak zorunda kaldı?
Ne oldu Dicle kenarında kuzuyu kurt kaparsa sorar adl-î İlâhî hakikati?
Oysa bütün insanlığın o nurlu arayışı “İnsan, bütün hayvanlardan mümtaz ve müstesna olarak, acib ve lâtîf bir mizac ile yaratılmıştır. O mizac yüzünden, insanda çeşit çeşit meyiller, arzular meydana gelmiştir.
Meselâ: İnsan en müntehab şeyleri ister, en güzel şeylere meyleder, zînetli şeyleri arzu eder, insaniyete lâyık bir maişet ve bir şerefle yaşamak ister.”
Bediüzzaman Hazretleri insanlığın mahiyetini ne güzel tarif etmiş. Ne oldu insanıma ve insanlığıma? Hergün sosyal medya sihirbazlığı ile algı operasyonları ile kıskanılan ülke tablosu. Oysa ben neyi görüyorum trafikte, kara gözlü yavrunun sızısını her ışıkda görürken, pazarın alacakaranlığında birşey evime götürebilirmiyim diyen anneyi görürken ve çaresizliği dip yapmış insanıma şahit olurken?
Kıskanılan bir devlet olarak varız algısı, benim ve benim gibilerin aklıyla dalga geçmek değilde nedir ki! Bir yıllık zaman diliminde telkin, korku ve medya ile maske ve mesafeyi nasıl da millete malettiniz. Çalışın devletliler çalışın lütfen.
Kavga yerine proje üretin. Kur’ân’ı kabul etmekde İsveç, Norveç, Finlandiya’dan geri kalmayın diyor. Bu ülkeler Kur’ân’ın hangi boyutunu kabul ettiler. Sosyal devlet olma.
Meselâ: Bana lüzumsuz olan diğerinin en elzem ihtiyacı olabilir bilinci en azından geliştirilmeli değil mi? Madem çöpten rızık arayan insan sayısı hergün artıyorsa, her geçen gün işsizim, açım diyerek intihar vak’aları oluyorsa…
Merak ediyorum nasıl bir politika izliyoruz? Hiç olmazsa evsel atık dediğimiz, ama bir diğerinin ihtiyaç dediği ürünler, nasıl ayrıştırılıp nasıl çöpe konulur, ikinci el dükkânlar al götür projesi ile nasıl hayata geçer, sadâka taşları gibi.
Bunların çalışmaları yapılıyor da biz mi şahit değiliz. Medya elinizde, ne olur insanlar için birşeyler yapın.
Yapın artık, yoksa alacakaranlık mahcubiyetinden çıkan, kör gözüne dercesine gün ışığında ki bu utanç görüntüleri bizi insanlığımızdan utandıracak.
Nurbanu ŞEN
Benzer konuda makaleler:
- Sosyal medya ve sosyal sorumluluk
- Geleneksel medya ve sosyal medya gerçeği
- “Millî diktatörlük” (Rabiadan hamiseye)
- Hakkın hatırı âlidir; onu âli tutanlara ne mutlu’
- “s.a”, “a.s”, “a.r.o” ne demek?
- Hayal
- Huzurlu bir ömrün garantisi imândır
- Muhabbet ve uhuvvet, İslâmiyetin mizacıdır
- Sosyal medyadaki içki reklâmları
- Muhabbet ve uhuvvet, İslâmiyetin mizacıdır
“Asrın müellifi Bediüzzaman Said Nursî Hazretlerinin telif ettiği Risale-i Nur’ların medyadaki katıksız dili olmaya özen gösteren Yeni Asya, sağduyulu çizgisinden ödün vermeden ‘doğrunun yanında haklının sesi’ olarak milletimizin gönlünde taht kurmuş bir misyon gazetesidir.”
İlk yorum yapan olun