Şeair-i İslâmiyenin delilleri

Geçen Mir’ac Kandili Gecesi (10 Mart 2021) Diyanet Tv’de yayınlanan Dini Gündem programında konuşan bir profesör, “Kadir Gecesi âyetle sabit iken diğer mübarek gün ve geceler için Kur’ân-ı Kerîm’de açık bir vurgunun olmadığını’’ söyledi.

Hatta bu iddiasında daha ileri giderek; ‘’Hz. Peygamberin hayatında yoktur, sahabenin hayatında yoktur. Daha sonra epey bir zaman sonra oluşan sırf Peygambere saygından o geceye saygıdan, o gecenin yad edilmesi, anılması birinci merkezde bu olmak kaydı şartıyla… Aynı zamanda da madem hayırlı bir gece bunun içerisinde ihya edelim mantığıyla yapılmıştır’’ beyanında bulundu.

Bu mantığına göre Kur’ân-ı Kerîm’deki açıkça vurgusu yapılmayan ya da bildirilmeyen gün ve gecelerin anılmasını mı yoksa anılmamasını mı kast etmek istedi onu bilmiyoruz.

Fakat bizim âcizane bildiğimiz şöyle mühim bir hakikat vardır ki bütün mübarek gün ve geceler her birisi İslâm Âleminin ufkunda ve semasında birer “Şeaîr-i İslâmi’’ye olarak manevî âlemde ismiyle o gün ve geceler Müslüman olsun ve olmasın herkes tarafından temsil ve ilân edildiği kabul edilmektedir.

Bu mübarek gün ve gecelerden Mevlid ve Regaip Kandilleri (gün ve geceler) Peygamber Efendimiz (asm) ile alâkalıdır. Birisi Peygamber Efendimizin (asm) ana rahmine düştüğü gece ve diğeri ise dünyaya gelişi yani âlemlere rahmet olarak teşrifiyle ilgilidir. (Bakınız: Yeni Asya Yayınları Mübarek Gün ve Geceler İlâhiyat Serisi kitabı.)

Bediüzzaman Said Nursî Risale-i Nur Külliyatı’ndan Sözler’de Risalet-i Ahmediye (asm) ait yani On Dokuzuncu Söz ve Mektubat’ta Mu’cizat-ı Ahmediye ile alâkalı yani On Dokuzuncu Mektub’un Birinci Zeyli ve Birinci Reşhası’nda; “Rabbimizi bize tarif eden üç büyük muarrif var. Birisi şu kitab-ı kebirin (kâinat kitabının) âyet-i kübrası olan Hatemül-Enbiya Âleyhissalâtü Vesselâm’’ diyor ve Cenab-ı Hakk’ın (cc) Hadîs-i Kudsî’de;

“Sen olmasaydın [ya Muhammed], sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım’’. (Hadis-i kudsi: Keşfül- Hafa, 2:164; hadis no: 2123) ile Peygamber Efendimizi (asm) Kendisine hem muhatap ve hem müşerref kıldığı bildirmektedir.

Diğer mübarek gün ve gecelerden Mir’aç Kandili (Gecesi), Kur’ân-ı Kerîm’de İsra Sûresi 1. 7. ve 8. âyetleri ile Risale-i Nurda Sözler’de;

Berat Kandili (Gecesi) Kur’ân-ı Kerîm’de Duhan Sûresi 4. âyeti ile birçok hadis-i şerif ve Risale-i Nur’da Şuâlar’da;

Kadir Gecesi ise, Kadir Sûresi, 1. 2. 3. 4 ve 5. âyetleri ile Duhan Sûresi, 3. âyeti ve birçok hadis-i şerif ve yine Risale-i Nur’da Sözler ve Şuâlar’da geçtiği bütün ehl-i tahkik âlim ve ilim ehlince bilinmektedir. (Yeni Asya Yayınları Mübarek Gün ve Geceler İlâhiyat Serisi kitabı.)

Her biri ‘’Şeaîr-i İslâmi’’ye olarak yad edilerek manevî bir ismi ile manevî âlemi temsil ve ilân etmektedir.

Yine Bediüzzaman Said Nursî Mektubat’ ta Yirmi Altıncı Mektup’ta: “O şeâirin en cüz’îsi (sünnet kabilinden bir meselesi) en büyük bir mesele hükmünde nazar-ı ehemmiyettedir. Doğrudan doğruya umum Âlem-i İslâm’a taallûk ettiği gibi, Asr-ı Saadetten şimdiye kadar bütün eâzım-ı İslâm’ın bağlandığı o nuranî zincirleri koparmaya, tahrip ve tahrif etmeye çalışanlar ve yardım edenler, düşünsünler ki, ne kadar dehşetli bir hataya düşüyorlar. Ve zerre miktar şuurları varsa titresinler!’’ diye ikaz etmektedir.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*