Nur-u Muhammedî (asm)

Şu gördüğün büyük âleme büyük bir kitap nazarıyla bakılırsa, nur-u Muhammedî (asm) o kitabın kâtibinin kaleminin mürekkebidir.

İ’lem eyyühe’l-aziz!
Bu gördüğün büyük âleme büyük bir kitap nazarıyla bakılırsa, nur-u Muhammedî (asm) o kitabın kâtibinin kaleminin mürekkebidir.

Eğer o âlem-i kebîr bir şecere tahayyül edilirse, nur-u Muhammedî hem çekirdeği, hem semeresi olur.

Eğer dünya mücessem bir zîhayat farz edilirse, o nur onun ruhu olur.
Eğer büyük bir insan tasavvur edilirse, o nur onun aklı olur.
Eğer pek güzel şaşaalı bir cennet bahçesi tahayyül edilirse, nur-u Muhammedî onun andelîbi olur.

Eğer pek büyük bir saray farz edilirse, nur-u Muhammedî o Sultan-ı Ezelin makarr-ı saltanat ve haşmeti ve tecelliyat-ı cemaliyesiyle âsâr-ı san’atını hâvi olan o yüksek saraya nâzır ve münâdi ve teşrifatçı olur. Bütün insanları dâvet ediyor. O sarayda bulunan bütün antika san’atları, harikaları ve mu’cizeleri târif ediyor. Halkı o saray Sâhibine, Sâniine iman etmek üzere câzibedar, hayretefzâ dâvet ediyor.
***

İ’lem eyyühe’l-aziz!
Hilkat şeceresinin semeresi insandır. Malûmdur ki, semere bütün eczânın en ekmeli ve kökten en uzağı olduğu için, bütün eczânın hâsiyetlerini, meziyetlerini hâvidir. Ve keza, hilkat-i âlemin ille-i gaiye hükmünde olan çekirdeği yine insandır.

Sonra, o şecerenin semeresi olan insandan bir tanesini şecere-i İslâmiyete çekirdek ittihaz etmiştir. Demek o çekirdek, âlem-i İslâmiyetin hem bânisidir, hem esasıdır. Fakat o çekirdeğin çekirdeği kalbdir. Kalbin ihtiyacat saikasıyla âlemin envâıyla, eczâsıyla pek çok alâkaları vardır. Esmâ-i Hüsnânın bütün nurlarına ihtiyaçları vardır. Dünyayı dolduracak kadar o kalbin hem emelleri, hem de düşmanları vardır. Ancak, Ganiyy-i Mutlak ve Hâfız-ı Hakikiyle itminan edebilir.

Ve keza, o kalbin öyle bir kabiliyeti vardır ki, bir harita veya bir fihriste gibi bütün âlemi temsil eder. Ve Vahid-i Ehad’den başka merkezinde birşeyi kabul etmiyor. Ebedî, sermedî bir bekadan maada birşeye razı olmuyor.

İnsanın çekirdeği olan kalb, ubudiyet ve ihlâs altında İslâmiyetle iska edilmekle imanla intibaha gelirse, nurânî, misâlî âlem-i emirden gelen emirle öyle bir şecere-i nurânî olarak yeşillenir ki, onun cismânî âlemine ruh olur. Eğer o kalb çekirdeği böyle bir terbiye görmezse, kuru bir çekirdek kalarak nura inkılâp edinceye kadar ateşle yanması lâzımdır.

Ve keza, o habbe-i kalb için, pek çok hizmetçi vardır ki, o hâdimler kalbin hayatiyle hayat bulup inbisat ederlerse, kocaman kâinat onlara tenezzüh ve seyrangâh olur. Hattâ kalbin hâdimlerinden bulunan hayal, meselâ en zayıf, en kıymetsiz iken, hapiste ve zindanda kayıtlı olan sahibini bütün dünyada gezdirir, ferahlandırır. Ve şarkta namaz kılanın başını Hacerü’l-Esved’in altına koydurur. Ve şehadetlerini Hacerü’l-Esved’e muhafaza için tevdi ettirir.

Mâdem benî Âdem kâinatın semeresidir. Nasıl ki, bir harmanda başaklar döğülür; tasfiye neticesinde semereler istibka ve iddihar edilir. Binaenaleyh, haşir meydanı da bir harmandır; kâinatın başak ve semeresi olan benî Âdemi intizar etmektedir.
Mesnevî-i Nuriye, Habbe, s. 99

LÛGATÇE:
İ’lem eyyühe’l-aziz: Ey aziz kardeşim bil ki.
nur-u Muhammedî: Peygamber Efendimizin (asm)  nuru.
âlem-i kebîr: Büyük âlem, kâinat.
şecere: Ağaç.
tahayyül: Hayal etme.
semere: Meyve, netice.
mücessem: Cisimleşmiş.
zîhayat: Hayat sahibi, canlı.
andelîb: Bülbül.
Sultan-ı Ezel: Başlangıcı ve sonu olmayan Allah.
makarr-ı saltanat ve haşmet: Yücelik ve hakimiyetin göründüğü, açığa çıktığı yer.
tecelliyat-ı cemaliye: Güzelliğin yansımaları.
âsâr-ı san’at: San’at eserleri.
hâvi: İçine alan.
nâzır: Bakan.
münâdi: Yüksek sesle çağıran, nida eden.
teşrifatçı: Tanıtan ve ağırlayan rehber, mihmandar.
Sâni: San’atla yaratan Allah.
hayretefzâ: Hayret verici.
hilkat: Yaratılış.
şecere-i hilkat: Yaratılış ağacı.
inbat: Bitirme, bitki büyütme.
ehl-i kemal: Kemal sahibi olanlar.
nev-i beşer: İnsanoğlu.
nısf: Yarı, yarım.
efdalü’l-halk: Yaratılmışların en faziletlisi, en üstünü.
seyyidü’l-en’am: Bütün mahlûkatın efendisi.

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*