Nurs’lu Said’e kulak verelim

Diyanet işleri başkanı Görmez Diyarbakır’daki kutlu doğum programında halka Bediüzzaman’ın sözleriyle seslendi.

ÜLKEMİZİ EMAN YURDUNA ÇEVİRELİM

“Ey tarihlerinde bin bir badireden başarıyla geçmiş, dik durmuş Diyarbakırlı kardeşlerim. Hep birlikte ülkemizi eman, selam, adalet, fazilet yurduna dönüştürelim. Öyle bir yurda dönüştürelim ki Şam’da, Bağdat′ta ölen kardeşlerimize eman olsun.”

“GÖNLÜM GÜL GÜLİSTAN OLUR”

“Bu bölgenin yetiştirdiği bir âlim ′Milletimizin imanını selâmette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur′ diyor. Evet, Nurslu Said′in bu çağrısını tekrar etmek gerekiyor.”

Nurslu Said’e kulak verin

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyarbakır Müftülüğü tarafından Kutlu Doğum Haftası kapsamında düzenlenen programında binlerce kişiye hitap etti. Görmez, bu yıl ki kutlu doğumun konusu olan ‘İnsanlık Onuru’nu anlatırken Hz. Muhammed’in (asm) ve sahabelerin hayatından örnekler verdi. Görmez, “Bu bölgenin yetiştirdiği bir alim ‘milletimizin imanını selâmette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur’ diyor. Evet Nurslu Said’in bu çağrısını tekrar etmek gerekiyordu” dedi.

Görmez, programın sonunda sahneye çağırdığı Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Bakan Mehdi Eker, BDP’li Altan Tan ve Osman Baydemir ile AK Partili vekillere gül verdi. Görmez, konuşmasına Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde kabri bulunan Hz. Zülkilf ve Hz. Elyesa peygambere selam göndererek başladı. Stadı dolduran binlerce kişiyi Kürtçe de selamlayan Başkan Görmez, “Sizleri kendi dilinizde. Gelî brano, xwuşk û brano. Şeva we bixêrbe. Xwuda şeva xer bike. (Ey kardeşlerim, bacı ve kardeşler. Geceniz hayırlı olsun. Allah gecenizi hayırlı eylesin.)” diye konuştu.

Peygamber efendimizin insan onuruna büyük önem verdiğini anlatan Görmez, sahabe Zeyd’in İslâm ordularının komutanı olmasının onun gözünde bir mahsuru olmadığını kaydetti. Görmez, “Onun gözünde adaleti yerine getirme hususunda kendi kızı Fatıma ile Mahzun kabilesinden Fatma binti Esved arasında bir fark yoktur. Hiç kimse soyundan sopundan renginden dolayı asla hor görülemez. Aşağılanamaz hakir görülemez.” şeklinde konuştu.

İNSAN ONURU İDEOLOJİYE FEDA EDİLEMEZ

Cahiliye döneminde kalan bazı şeylerin zaman zaman nüksettiğini anlatan Görmez, bunun Abbasî, Emevî ve Osmanlı’nın yıkılışın da nüksettiğini kaydetti. Görmez, “Diyarbakır’a İslâm ordularının geldiği dönemde Sad bin Ebi Vakkas ile Selman-ı Farisî arasında küçük bir kırgınlık yaşandı. Herkes kendi atalarını saymaya başladı. Sıra Selman-i Farisî’ye gelmişti. Selman, ‘Benim İslâm döneminde hiçbir atam olmadı. Ben İslâmoğlu Selman’ım’ dedi. Bunu işiten Hz. Ömer, ben de İslâmoğlu Ömerim. Herkes bilsin ki ben Selman’ın kardeşiyim. Evet insan gaye bir varlıktır. Hiçbir insan kendi hayatını insanlık onurunu ayaklar altına alamaz bir ideolojiye feda edemez. İnsan devlet, hukuk değildir. Devlet hukuk insan içindir. Onuru zedeleyen hiçbir şey meşruiyetini İslâm ve İslâm peygamberinden alamaz” ifadelerini kullandı.
Mü’min, kardeşine silah doğrultamaz

Peygamber sevgisini içinde taşıyan müminin kendisi için istediğini kardeşi için de istemesi gerektiğini anlatan Görmez, şöyle devam etti: “Onun sevgisiyle yanan gönül kin intikam nefret bulundurmaz. Onun sevgisiyle bakan mümin masum bir insanın gözyaşı dökmesine razı olmaz. Hacer-ül Esved’e eli değdiği için o taşa elini süren hiçbir mümin eline silâh olarak mümin kardeşine doğrultamaz.”

NURS′LU SAİD’İN ÇAĞRISINI DİKKATE ALIN

Görmez konuşmasına şöyle devam etti: “Bütün Diyarbakırlı kardeşlerime bizi dinleyen herkese sesleniyorum. Bu haftada hepimiz hırkayı yere koyalım. İçerisini bugüne kadar ülkede kırılan bütün onurları kalpleri koyalım ve hep birlikte Hakkari, Ankara, Edirne’de her birimiz bugüne kadar zedelenen insan onurunu koyalım ucundan tutalım. Ve Kâbe’nin o şerefli köşesine yerleştirelim diyorum. Ey tarihlerin de birbir badireden başarılı geçmiş dik durmuş Diyarbakırlı kardeşlerim Ahmed-i Hani’nin torunları. Hep birlikte ülkemizi eman, selam, adalet, fazilet yurduna dönüştürelim. Öyle bir yurda dönüştürelim ki Şam, Bağdat’ta ölen kardeşlerimize eman olsun. Bu bölgenin yetiştirdiği bir âlim ‘milletimizin imanını selâmette görürsem, cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım. Çünkü vücudum yanarken, gönlüm gül-gülistan olur’ diyor. Evet Nurslu Said’in bu çağrısını tekrar etmek gerekiyordu. Bu topraklarda onuru zedelenen ve kırılan hiçbir insan kalmasın. Hiçbir çocuk, genç kadın erkek kalmasın. Bu topraklarda kalbi kırık hiçbir mümin kardeşim kalmasın.” 

Benzer konuda makaleler:

İlk yorum yapan olun

Makale hakkında düşüncelerinizi paylaşın...

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*